Tarih

93 HARBİ (1877-78 Osmanlı Rus savaşı)

93 Harbi (1877-1878)

 

Tarihe 93 harbi olarak geçen 1877-78 Osmanlı Rus savaşı, hem Balkanlar‘da hem de Kafkasya‘da kanlı çarpışmalara neden oldu. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu’na toprak ve itibar kaybettirdiği gibi,
Devlet-i Aliyye’yi de büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya bırakmıştı.

19. yüzyılın son çeyreğine girildiğinde, Avrupa’daki dengeler yavaş yavaş değişiyordu. Kırım Savaşı’nın ardından 1856’da toplanan, Paris Konferansı ile oluşan statüko artık geçerli değildi. Paris’te varılan anlaşma uyarınca, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü Avrupalıların güvencesi altına girmişti. Boğazlar da Çarlık Rusya’sına kapatılmıştı. Bu durum, İngiltere’nin sömürgesi Hindistan’a uzanan ve ekonomisi için hayati önem taşıyan ticaret yolunu, güvence altına alması anlamına geliyordu. Bir başka deyişle Rusya, sıcak denizlerden uzak tutuluyordu. Ancak Paris’te varılan anlaşmadan yaklaşık 15 yıl sonra, İtalya ve Almanya’nın siyasi birliklerini sağlamasıyla, Avrupa’nın üç büyük gücü; İngiltere, Fransa ve Avusturya-Macaristan’ın öncelikleri değişti. Statükonun bozulması, Petro’dan bu yana sıcak denizlere inme siyaseti güden Rusya için yeni bir fırsattı.

Osmanlı’ya bağlı Balkan halkları arasında, “Panslavizm” propagandası yapan Çarlık Rusya’sı, bir yandan birbirini ardına patlak veren isyanları kışkırtıyor, diğer yandan da kendisini Ortodoks halkların kurtarıcısı olarak konumlandırıyordu. Aynı dönemde, borç yükü altındaki Osmanlı’nın vergileri artırması; Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Sırbistan’da patlak veren isyanları tetikliyordu. Bu isyanlar güçlükle bastırılıyordu.
Son olarak 1875’te Rusya’nın desteğiyle, Sırbistan’da başlayan ayaklanma da askeri bir müdahale ile son bulmuştu. Ancak Avrupa basınında yer alan ve çoğu asılsız olan katliam haberleri, Hıristiyan dünyasında geniş yankı uyandırmaktaydı. Gazetelerde yer alan haberlerde, 1864’te yaşanan Büyük Çerkez Sürgünü’n ardından bölgeye yerleştirilen, Kafkas Müslümanlarının yerli halklara yönelik, katliamlar gerçekleştirdiği öne sürülüyor, ancak isyan eden halkların, Müslüman köylerini yakıp yıktıklarından söz edilmiyordu.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Charles-darwin-portrait-svg.svg_-811x1024.png

Charles Darwin gibi bilim adamları, Oscar Wiilde ve Vıctor Hugo gibi yazarlar da, Avrupa’da Osmanlı karşıtı bir kamuoyu oluşmasına katkı sağlıyordu. Rusya’nın yeniden güneye inecek bahaneler bulmasını istemeyen İngiltere, artan kamuoyu baskısının da etkisiyle tarafların bir araya gelmesine öncülük etti.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı halic.webp

23 Aralık 1876’da Haliç’te toplanan Tersane Konferansı’na; İngiltere, Rusya, Fransa ve Prusya katıldı. Sultan ll. Abdülhamid, Konferansın toplandığı gün meşrutiyet ilan etti. Osmanlı yönetimi, Hıristiyanlara tanınan anayasal haklarla, konferansın seyrini değiştirmeyi ummuştu ancak öyle olmadı…
Konferansın sonunda; Sırbistan ve Karadağiçin bağımsızlık, Bosna-Hersek ve Bulgaristan için ise özerklik talep edildi. Osmanlı Devleti bu talepleri kabul etmedi. Aslında Rusların da beklediği buydu. Çarlık yönetimi, tepki olarak Paris Anlaşması’nın Karadeniz’de, Tersane ve savaş gemisi bulundurulmaması yönündeki hükmünü tanımadığını duyurdu. Rusya’nın savaş ilan etmesinden tedirgin olan İngiltere, 1877 baharında bu kez Londra’da toplanan konferansta, Osmanlılara şartları biraz daha hafifletilmiş bir protokol önerdi. Ancak cevap değişmedi.

Diplomatik çabalar sürerken, Çarlık Rusya’sı çoktan savaş hazırlıklarına başlamıştı. 24 nisan 1877’de kurmaylarıyla Kırım’da Livadya Sarayı’nda toplanan, Çar ll. Aleksander, görünürdeki amacı, Balkanlar’daki Ortodoks halkı kurtarmak olan ‘Kutsal Savaş’ için fitili ateşledi. Karar aynı gün Petersburg’daki Osmanlı sefaretine ve İstanbul’daki hariciye nezaretine de iletildi. Sultan II. Abdülhamid ne kadar temkinli davransa da, Sadrazam Mithat Paşa savaş yanlısıydı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı mithat-pasa.jpeg

Ertesi gün toplanan Meclis-i Mebusan savaş kararı aldı. Böylelikle Türk tarihine 93 Harbi olarak geçen ve Osmanlı Devleti için büyük bir yıkımla sonuçlanan 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı başlamış oldu.

Tarihe 93 harbi olarak geçen 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı hem Balkanlar’da hem de Kafkasya’da kanlı çarpışmalara neden oldu. Tuna cephesindeki muharebeler Rusların 21 Haziran 1877’de, Tuna nehrini Romanya tarafından Bulgaristan tarafına geçerek, Osmanlı topraklarına girmesiyle başladı. Rus ordusu 26 Haziran’da Ziştovi Muharebesi ve Niğbolu Muharebesini kolayca kazandı. Niğbolu’yu alan Rus birlikleri, 19 Temmuz’da stratejik açıdan büyük önemi olan Şıpka Geçidini ele geçirdi. Osmanlı birlikleri Şıpka Geçidi’ni geri almak için çarpışırken, Ruslar Osmanlı ordusunu Plevne’de abluka altına aldı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı osman-nuri-pasa.jpg

Plevne’nin savunmasını Osman Nuri Paşa üstlenmişti. Osman Nuri Paşa’nın 145 gün boyunca cesaretle sürdürdüğü Plevne savunması, ezici bir sayı üstünlüğü bulunan Rus ve Romen orduları karşısında, 10 Aralık 1877’de başarısızlıkla son buldu.
Plevne’nin düşmesinden sonra Sırplar da Osmanlılara karşı yoğun saldırıya geçti. Hızla ilerleyen Rus orduları, Filibe’yi aldıktan sonra Meriç Nehri’ni geçti. 20 ocak 1878’de Edirne düştü. Ruslar Silivri’yi de alarak Yeşilköy’e kadar ilerledi. Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı ve ağır koşullar içeren, AYASTEFANOS ANTLAŞMASI imzalandı.

Ayastefanos Antlaşması Nedir? (Nedenleri, Sonuçları)

Anlaşmaya göre; Osmanlı Devleti’ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna’dan Ege’ye, Trakya’dan Arnavutluk’a uzanacaktı. Bosna-Hersek’e de iç işlerinde bağımsızlık verildi. Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsızlık kazandı ve sınırları genişletildi. Teselya ise Yunanistan’a bırakılıyordu. Ama Avrupa’da dengenin Rusya lehine bozulduğunu gören Avusturya, İngiltere, Fransa ve Almanya bu antlaşmaya karşı çıktı. Bunun üzerine uluslararası bir konferans toplandı ve savaş 13 temmuz 1878’de imzalanan Berlin Anlaşması’yla savaş sona erdi.

Dünya Bülteni/ Tarih Servisi
Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/tarihten-olaylar/406060/93-harbi-1877-78-osmanli-rus-savasi

Bir yorum

  • Hayati Sarnık

    93 savaşın da Anne sülâlem Romanyada yaşıyorlarmış.O radaki Türk ve yerli halktan müslüman olanlar göç etmeye başlamışlar.Yol boyunca çok saldırı olmuş ve çok zayiat vermişler.Önce Kirklareli’ne yerleşmişler.Bir kaç yıl sonra Tekirdağ göçmüşler.Daha sonraları da Bandirma’ya göçmüşler.Bandırma dada yerleşmişler.Anneannem de Bandirma’ya daha önce göçmüş Dagistan’lı bir ailenin oğlu ile evlenmiş.Baba sülâlem;Selçukluların uç beyliği Malavlar’ danmış.Bursa Mustafa Kemal ilçesinden.

Siz de fikrinizi söyleyin!