Yetişemezsek
yetişemezsek kan kaybedecek ağaçlar, böcekler
suya düşecek insan umudu
başka türlü bir dünya
başka türlü bir yeryüzü düşü suya düşecek
kimsesi yok karacaların, sincapların
kimsesi yok bizden başka
yetişemezsek iyileştiremeyecek yarasını serçe
ölüm çukurları açılacak dağlara
ve siyanürle boğazlanacak dereler
gidecek yeri kalmayınca uçurumdan atacak kendini karınca
boyunu kısacak dağlar
fidanlar küsecek büyümelere
gök mavisini yitirecek / akşam alacasını
kara kara düşünecek toprak
ve kendi içine dökecek gözyaşlarını ırmak
yetişemezsek türküsünü unutacak tohum
duyamayacağız bir daha gürültüsünü çiçeklerin
yemişler kendini yiyip bitirecek
indirecek bayrağını gelincikler
dalları terk edecek dalları bastı kiraz
haziran gömecek kendini bir çukura
yaralı kalacak yine temmuz
yetişemezsek domatesin kırmızısı
şeftalinin suyu, zeytinin huyu değişecek
buğday bahane arayacak hasat vakti gelince
nar tane tane küsecek bahçelere
yetişemezsek şarapnel parçaları alıp götürecek
oyuncaklarını çocukların
salıncaklar görmezden gelecek onları
eskisi gibi kocaman açamayacaklar kollarını
iştahları kalmayacak
motorları maviliklere sürmek için
devrim çağrıştıran gülüşü solacak kadınların sonra
cumartesi olacak anneler
korkuya kapılıp ölümle örtünmeyi başaramayacak
otlar / baharda yeşeremeyecekler bir daha
yetişemezsek
kelebekler gücenecek çiçeklere
ateş böcekleri kendini ateşe verecek kimseler görmeden
gökyüzünde asılı kalacak bir köpeğin derin derin bakışları
bulutlar bırakacak yağmurdan söz etmeyi
güneşe çıkmayacak balkonlar
yetişemezsek bir kuyu
bir sürü sözcükle firar edecek dünyadan
ve iyi kalpli şiirlerin yolunu kesecekler
fırtınada boğuldu süsü verilecek
sevdiğimiz roman kahramanlarına
masallar bırakacak masal anlatmayı
sis ortasında boğulacak söylenceler
çıkmayacaklar ortaya
yetişemezsek bir çakıl, bir derenin
yatağını değiştirebileceğine olan inancını kaybedecek
kafa sayısı kadar düşünceye, yürek sayısı kadar sevgiye
ve öte gerçeklere olan özleme
el koyacaklar çevirip bir istasyonda
yetişemezsek kana bulanacak yeryüzü
ve kim bilir ne kadar daha sürecek saltanatı haramilerin
geçilmeyecek ortalıkta kandan beslenen kenelerden
ayaklar altında sürünecek insan emeği / güz nuru
yetişemezsek / ya yetişemezsek
öyleyse sıkı tutmalıyız adımlarımızı
çünkü gelecek yapılan ve yaratılan bir şey
yetişemezsek insanlıktan düşecek insanlık
kendini yere atıp parçalayacak
aşkı anlatan tablo
duvardaki
yetişemezsek
yetişemezsek