Deneme,  Tartışma,  Toplum

Yeniden Biz Olacağız…

Güneş suyunu alır bitkinin, havaya karıştırır. Özüne dokunmaz, ne dalın ne de yaprağın. Düşerken acımaz canları, yavaşça dökülürler toprağa.

İhtiyacı vardır toprağın, bitkilerin taşıdığı öz ile yoğrulup yeni canlara can katmak ister. Usulca örter üstlerini, yapıştırıp bağrına kendi özüne katar.

Bir ölümdür, yeniden doğumlara can olan.

Çoktur, bu toprakların öleni, Vatan için, Barış için, Özgürlük için kurumayı göze almış fidanları çoktur. Ölümlerinden yeşerecek sonsuzluğu, güzel yaşamlara dal olacak sürekliliği iyi bilirler. Toprağını severler, insanlarını severler. Ha erken ha geç hiç düşünmeden korkmadan, kucaklayacak kadar yiğit, geride kalanlara ışık olacak kadar bilge, gelecekten umutlarını kesmeyecek kadar aydınlık, bedelsiz ölecek kadar değerlidirler.

O yüzden, her doğan çocuk yaşlı bir Çınar gibidir. Hangi ruha, hangi bedene baksanız halka halka yaşanmışlığın çizgilerini bulursunuz.

Dinledikçe o yaşamları ve hikayeleri, yeniden canlanır, ayağa kalkarız. Tüm cesaretlerimizi toplayıp yumruklarımızda, aynı yollarda yürümekten çekinmeyiz. Kimse bilmez ne zaman kalkacağımızı, kimse bilmez hangi dağlarda hangi türküleri yakacağımızı. O denli özgürlüğüne aşık ve o denli severiz birbirimizi.

Kızarız, şaşarız ve hatta küfürlü maniler de yollarız. Ama aslında severiz. İnsanlarımız iyi olsun, tok olsun, mutlu olsunlar isteriz. Siz bakmayın bizim yollara düşmeden önceki kavgalarımıza. O yürüyüş başladığında aslında ne kadar dost olduğumuzu ve birbirimizi ne kadar sevdiğimizi, güvendiğimizi, uğruna ölümü düşünmeden merminin önüne atıldığımızı görünce anlarsınız, bu sevdanın büyüklüğünü. Ve o zaman gördüğünüz şey aslında sizin yenilginizin fotoğrafı olur.

Bu yüzden mi korkuyorsunuz?

Bizi kendi halimize bırakın artık. Biz çok yorulduk.

100 yıl uğraşırsınız, sesimizi çıkarmayız. Sömürü diye topladığınız şeylerin değeri yoktur bizim için. Bir avuç rant düşkünü, bir avuç ahlaksız, bir avuç hırsız elbette ki var içimizde.

Okyanustan bir bardak su alarak denizi tükettiğinizi, bizi anladığınızı zannetmeyin.

Bizi kendi halimize bırakın artık. İsyanlardayız.

Alın ajanlarınızı, satılık adamlarınızı, kiralık kalemlerinizi

Uydurma adaletinizi, uydurma tarihinizi ve uydurma dostluğunuzu

Alıp gidin.

Yoksa biz, yeniden biz olacağız

Kurumaktan çekinmeyen fidanlar olacağız, yaprak verme sevdasına bakmadan direnirken, sunduğunuz ölüme güleceğiz yeniden.

 

Yitirdiğimiz kahraman fidanların anısına…..

Siz de fikrinizi söyleyin!