Güncel - Aktüalite,  Siyaset

Yaşadığımız Gıda Krizinde Ziraat Bankamızın Rolü

Bu yazımı; 6 mayıs 1972 yılında idam edilen (halkımızca 3 Fidan olarak bilinen) Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan‘a adıyorum…

Türkiye Cumhuriyetinin kaderi Tam Bağımsızlık olmalıdır! Bağımlı Türkiye’de yaşam koşulları halkına kölelik sunuyor. Bağımsızlıkta ise zenginlik, huzurlu ortam ve mutlu birer yaşam mümkün. Türkiye Cumhuriyetindeki 68 kuşağındaki genç yürekler gibi Bağımsızlığı ölümüne savunmalıyız. 

Gıda Krizi

Şu anlarda ülkemizin ve hatta dünyanın en büyük sorunu olan GIDA krizini Türkiye aşabilir mi?

Önce TC Ziraat Bankasından başlayalım;

Geçen gün İktidar partisi Ziraat Bankasının İstanbul’a taşınmasına karar verdi.

Ben bu karara katılmıyorum!!! Çünkü Türk köylüsünün ve üreticinin sorunlarını çözmek üretici kooperatiflerini desteklemek amacı ile kurulmuş bir bankanın İstanbul’a taşınmasını çok yanlış.

İzmir belediyesinin tarım uzmanı Tuncer Beyboğa‘nın önerisi taktire şayan ve çözüm içerikli; 

“Atamız bugün yaşasaydı Konya’yı önerirdi…”

Bu öneriyi çok uygun buldum. Bana düşen görev; dünyanın yüz ölçümüne göre en fazla üretim yapan tarım ülkesi Hollanda ile Konya ilimizi ve potansiyellerini kıyaslamak…

Konya ile Hollanda’nın potansiyelleri

Hollanda’nın yüzölçümü 45 000 bin km2, Konya ilimizin yüzölçümü 41 000 km2…

Hollanda (2020 yılına göre) tarımsal ihracatı 95 milyar avro, Konya’nın ki 1,5 milyar dolar!!!

Hollanda’da üreticilerin hiç borcu yok, üstelik refah seviyesi en yüksek düzeyde; oysa Türkiye’de çiftçinin borcu şu gün itibariyle 187 milyar TL.

Hollanda’da çiftçiler aldıkları kredilerde, bankalardaki faizi belirliyorlar, hatta yalnız çiftçiler bankalarda patronluk taslayarak yazdıkları rakamları, bankaya uzatmalarıyla biliniyorlar. Bu bağlamda; ülkemizde çiftçilerimiz hiç milletin efendisi oldu mu? (1938’den günümüze doğru sistemden ne kadar eser kaldı ve neleri kaybettiğimizi araştırıp, kaldığımız yerden devam etmek zorundayız.) Günümüzde üretici çiftçilerimiz, kredi faizi borçlarını dahil ödeyemeyecek durumda ki yüzde sekseni kendi arazisinde kölesi duruma düştüler.

Konya ve İç Anadolu’daki ürün potansiyelimizi Hollanda düzeyine çıkartabilmek hedefimiz olmalı.

Bu hedefe ulaşabilmek için iktidar ve muhalefetin uzlaşmasının şart olduğunu düşünüyorum; ayrıca şu anda bütün şartlar elverişli Türkiye çok yağışlı bir döneme girdi, yer altı su seviyesi ve barajlar en yüksek seviyede bu fırsatı değerlendirmeliyiz…

T.C. Ziraat Bankası

“Futbol kulüplerinin borcunu Ziraat Bankası; uzun vade ve düşük faiz ile ödenmesini sağlayarak futbolculara ve teknik direktörlere derin bir nefes aldırdı(!).”

Gazeteci Atilla Özalp

Yazıklar olsun; Ziraat bankamızın amacına hizmet etmesine engel olanlara. Rand uğruna kimilerine ve kimilerin kimilerine tüketilen kaynakları, yani T.C. Ziraat Bankasını hortumlamalarına daha ne kadar seyirci kalacağız! Kimilerine verilen kredileri ödemeyenler için ticari sır yanıtıyla manipüle ediyorlar. Çiftçilerimize bu ticari sır neden işlemiyor? Resmi bir şekilde Ziraat Bankamızın bu kadar yağmalanmasına daha ne kadar seyirci kalacağız?

Ziraat bankası bu ülkenin en zor koşullarında Ulusal üretimi desteklemek için kurulmuştur.

“Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür, diyebilirim ki bugünkü felaket ve yoksulluğun tek sebebi bu gerçeği görememiş olmamızdır. Gerçekten yedi yüzyıldan beri dünyanın pek çok yerlerine göndererek kanlarını akıttığımız kemiklerini yabancı topraklarda bıraktığımız ve yedi yüzyıldan beri emeklerini ellerinden alıp savurduğumuz daha sonra küçük ve hor gördüğümüz ve bunca özveri ve iyiliklerine karşı nankörlük, küstahlık ve zorbalıkla uşak düzeyine indirmek istediğimiz bu ülkenin gerçek sahiplerinin huzurunda onları saygı ile anmalıyız.”

Mustafa Kemal Atatürk

Ziraat Bankamızdan Futbola ayrılan bütçeleri de yanlış buluyorum ki maalesef, bazı belli futbol kulüplerinin başlarına geçenler de kimilerinin kimileri olarak karşımıza çıkıyor.

Ziraat kupası maçlarının sponsorluğundan da derhal vazgeçilmeli. Kaynak ayırılan takımların oyuncularının çoğu yabancı… İthalat ürünlerindeki gibi, aradan ithal oyunculardan da indiri gandi mi oluyor demedim, diyemiyorum.

Peki, Ata’mızın milletin efendisi dediği köylülerimizden daha mı değerli bu kulüpler? Altlarında son model arabalar ve oynasa da oynamasa da milyonlarca avro alıyor bu futbolcular (izlediğim haberler doğrultusunda bu cümlem)…

Bu günün koşullarında en fazla desteklenmesi gereken üretici köylü yurttaşlarımız olmalıdır… Acilen, borçlandırılan, hacizler ile üretimleri engellenen çiftçilerimize T.C. Ziraat Bankası kuruluş amacına uygun yönetilmelidir. 

Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet sisteminden önce, kimsesiz kalan köylü şimdilerde; kimlerin kimsesizlik yaşattığı döneme göz yumarsak, asla Tam Bağımsız bir ülke olamayız!

Köylülerimiz, Milletimizin Efendileri olsunlar. Küçük insanların büyük gölgelerinde kavrulmasınlar. Hem devlet, hem millet kazanmalı.

Altını tekrar çizerek iletmekte fayda var;

Çocukların Aç Yatmamaları için Ziraat Bankamızın kuruluş amacına acilen dönmesi lazım! Lütfen bu konuda acil çözümler bulalım.

Mevcut sisteme Ekonomide güven duyulmuyorsa ne yapmalıyız?

“Seçmenlerin yaklaşık %60’ı Erdoğan’ın ekonomik sorunları çözebileceğine inanmıyor.”

MetroPOLL Araştırma’nın kurucusu ve yöneticisi Özer Sencar

Son ekonomi anketinde çarpıcı sonuçlar: Seçmen, hükümetin ve Erdoğan’ın ekonomiyi düzelteceğine inanmıyor başlıklı yazıyı okumanızı öneririm, yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Biz Cumhuriyeti kaybetmedik, fakat biz Başkanlık sistemiyle yönetiliyoruz. Cumhuriyetle, halk kendisini yönetiyordu. Başkanlık sistemiyle başka ülkelerin kararlarına bakıyor, dış güçler denilip duruluyor…

Başkanlık sisteminden önce halk zengindi, demek ki Cumhuriyet sistemi halkı zenginleştirirdi. Başkanlık sistemiyle, halkın zenginliğine yüksek vergilerle el konularak; Ak saray, Diyanet ve Cemaatler zenginleşti. 

Bu bağlamda; “Mevcut sisteme Ekonomide güven duyulmuyorsa ne yapmalıyız?” soruma cevabım: Cumhuriyete ve Atatürk Devrimlerine sahip çıkmalıyız. Yarınlarımız için geç kalmamak dileğimle…

Bu günlerde en çok tartışılan konulardan biri de ülkemizdeki başta Suriyeliler olmak üzere göçmenler sorunu…

Göçmenler Sorunu

Göçmenler konusunda son günlerde hem iktidar hem de muhalefet tarafından ortak irade oluştuğuna tanık oluyoruz (bazı farklılara rağmen).

Ancak bu konuda bazı engeller var mesela, Suriye devleti yurt dışındaki yurttaşları ile ilgili genel af çıkartmasına rağmen önlerinde iki engel var.

Eğer ülkemizdeki Suriyeliler ülkelerine geri dönerler ise, sadece askerlik çağına gelmiş kişiler ile en az tam teşekküllü iki ordu kurulur ve bu ordular en kısa sürede özellikle Rusya’nın Ukrayna ordusundan ele geçirdiği silahlarla donatılırsa: İsrail tarafından işgal edilen Suriye topraklarını kurtarması demektir! İşte bu nedenle Türkiye’deki Suriyelilerin vatanlarına dönmesini engellemek için tüm gayreti göstereceklerdir. İsrail ve ABD Suriyelilere yardım adı altında bu yüzden Türkiye’ye para verdi…

Diğer taraftan ABD, Suriye’nin büyük bir bölümünü işgal etti ki buralar özellikle petrol bölgeleridir ve bu petrolü Türk düşmanı Pkk / Pyd’ye vermektedir, oysa Suriye güçlü bir ordu kurar ise; bu bölgeleri geri alabilir. ABD, Rusya ile bölgede bir savaşı göze alamaz buradan çıkaracağımız sonuç ise şudur; Türkiye en kısa zamanda Suriye başkanı Esad ile anlaşmalı. Ülkemizdeki Suriyelilerin ülkelerine dönmelerini teşvik edecek iradeyi oluşturmalıdır.

Bilim Merkezi / Merkezleri

Sizlerle paylaştığım son yazımda, Ülkemizde bir BİLİM MERKEZİ kurulmalı yazım çok ilgi gördü teşekkür ediyorum. (Okumadıysanız buradan ulaşabilirsiniz.)

Önümüzdeki günlerde bir kez daha bilim merkezi ile hazırladığım belgeleri ve değerli dost ve takipçilerimin görüş ve önerilerini de sizlerle paylaşacağım.

Orhan Ayber

Editörün notu: Önizlemedeki fotoğraf Kobilgi sitesinden alıntılanmıştır.

Siz de fikrinizi söyleyin!