Deneme,  Edebiyat,  Tartışma,  Toplum

Sıcak

Sıcaktı.
Evde oturmaktan bıktı. Dışarıya çıkmaya karar verdi.
Dışarısı daha iyi değildi hatta daha kötüydü, ama her türlü değişim bıkkınlıktan iyiydi.
“İnsanlar hata yapmaya böyle karar veriyorlar demek ki.” dedi içinden…

*

Apartman kapısına yaklaşırken sıcak belli olmaya başladı.

Dışarıya ilk adım. Güneşin alnına ilk vurduğu an. Hareket etmedi. Sokak kapısında durdu.
Başını hafifçe yukarı kaldırıp havaya baktı. Sanki güneş özellikle onu ısıtıyormuş gibi hissetti bir an. İnsan bazen yersiz ve nedensiz suçluluğu da kabul eder çünkü.

Sinirlenir gibi oldu lakin o kadar bezmişti ki ona da takati yetmedi. Onun yerine adım atmaya başladı. Fark etmeden güneşi arkasına alacak şekilde sola döndü. Zaten insanlar dar anlarda sola meyil ederler; politikanın kısa özeti budur…

*

Yürümek bir şekilde düşünmeye sevk eder insanı. Yine öyle oldu, düşünmeye başladı.
Daha çok düşünmek miydi, söylenmek mi, kendini suçlamak mı tam ayırt edilebilir gibi değildi ama işte harekete geçmek biraz da böyle bir şeydir. İlk başlarda düşünceler uçuşur gibi görünse dahi yeterince yürürseniz adımlarınızla birlikte düşünceler de düzenli hale gelirler. Yine öyle oldu, belirli bir tempoda yürümeye başladı…

Kedinin biriyle göz göze geldi. Normalde bu temposunu bozacak bir göz değmesi olsa da bu defa es geçti ve yürümeye devam etti. Her zaman olmaz ama bazen olur öyle, bazen durmak istemez insan. O da yürüdü. Devam etti. Ara sıra yaptığı işin akışını bozmak istemez insan. Telefon çalar örneğin, açacağını biliyorsundur hatta açmak istiyorsundur ama bir süre daha yaptığını yapmaya devam edersin, çünkü insan garip bir varlıktır, mantıklı olduğu görülebilir ama insan akılcı bir varlık değildir; ara sıra akılcı olabilen bir yapıdır o kadar…

*

Kedi esnedi arkasından. Kediler insanları anlarlar mı bilmem, fakat insanlara şaşırmadıkları bir gerçektir.

*

Sahile çıkayım dedi.
Neden?
İki binanın arasından esen rüzgâr iyi geldiği için. Teni rüzgârı hissettiği, algısı bunu hoş bulduğu için.
Karşıya geçmek için yola yaklaştı ve baktı ve geçmeye başladı ve kedi gerindi. O sırada bir takım “Ayy!”, “Eyvah!”, “Aman!” sesleri yükseldi. Bir genç kız çığlık attı. Bir garson tepsiyi düşürdü. Birileri ambulansı aradı. Arabadakiler birbirine baktılar ve öyle kaldılar… Kimse fren sesi duymamıştı. Sürücünün fren yapmaya vakti olmamıştı. Adamcağız doğrudan trafiğe dalmıştı.

*

İçindeki sıkıntı biraz ferahlar gibi olmuştu. Kim bilir, belki eski günlerdeki gibi güneşi dost bilecekti tekrar. Son düşündüğü bu oldu, güneş.

“Hayat dediğin nedir ki?” dedi biri…

Sahi nedir ki hayat?

Mustafa A. T.

Koku | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Sigara ve Sevgi | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Sevginin Hedefi | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Sevginin Hedefi | Gündem Arşivi, Okuyan ve yazanlar için dağarcık (gundemarsivi.com)

Bir yorum

Siz de fikrinizi söyleyin!