Biyografi,  Çocuk Gündemi

Sevgili Çocuk Mustafalar

Atatürk, bir zamanlar sizler gibi o da bir çocuktu. Arkadaşlarıyla birlikte oynar, birlikte eğlenirdi.
1881 yılında doğduğunda, sizler gibi onun da bir annesi (Zübeyde Hanım) ve bir babası (Ali Rıza Efendi) vardı. Soyadı yoktu, sadece bir adı vardı. Mustafa. Çünkü hiç kimse soyadı kullanmıyordu. Zengin değillerdi, hatta geçim sıkıntısı bile çekiyorlardı. Daha ilk okula başladığı yıllarda kaybetti babasını, kız kardeşi ile birlikte öksüz kaldı. O da sizler gibi bir halk çocuğuydu.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Halk-cocuklari-ve-Ataturk-09.jpg
İlkokul yılarında, şimdiki Avusturya sınırlarından Basra Körfezine, oradan Trablusgarp’a kadar, Kıbrıs’tan Girit’e Akdeniz’deki tüm adalar bizimdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları öylesine genişti ki; şimdiki Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan, Suriye, Irak, Mısır, Libya (Trablusgarp) gibi ülkeler de bizim yönetimimiz altındaydı.

1914 yılına girildiğinde tüm dünya bir savaşa girdi. Bu dünyanın ilk savaşıydı. Biz Türkler, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan bir taraf olmuştuk. Karşımızda İngiltere, Fransa, Rusya, Sırbistan ve Belçika bulunuyordu. Sonra İtalya, Japonya ve Amerika da birlik olup düşmanlarımıza destek verdiler. Dört yıl savaştık. Bizim taraf yenildi ve 1918 yılında hep beraber teslim olduk düşmana. Bizi yenen düşman, elimizden Irak, Yemen, Hicaz, Suriye, Lübnan ve Filistin’i aldı. Bunlarla yetinmediler Doğu Anadolu’muzu Ermenistan ve Kürdistan hayalleri içinde olanlara vermek istediler. Adana ve Antalya bölgesini de Fransızların ve İtalyanların sömürgesi olacak diyorlardı. Sonra da aralarında İzmir’imizi Yunanlılara vermek üzere anlaştılar. Elimizden silahlarımızı aldılar, donanmamıza el koydular. İngiltere, Fransa ve İtalya’nın donanma kuvvetleri, başkent İstanbul’umuzu işgal etmek üzere İstanbul Boğazı’mıza demir attılar. Tek amaçları vardı bizi esir almak ve güzel ülkemizi istila etmek. Devletimizin başında o zamanlar “Yenildik, o halde teslim olacağız” diyecek kadar İngilizlere her şeyini teslim etmiş aciz ve korkak bir Padişah vardı. Adı Vahdettin. Düşmanın hazırladığı ve Türk milletinin mahvına sebep olacak ve adına “Sevr Antlaşması” dedikleri bir anlaşmayı onursuzca kabul eden bir padişah.

Türk milleti, yani ninelerimiz, dedelerimiz ne mi yaptı?

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı kuvai-milliye.jpg

Onlar esir olmayı kabul etmedi. Çeteler kurup dağlarda toplandılar. Evlerindeki kazma, kürek ve av tüfekleriyle silahlanıp düşmana direndiler. Canlarını verdiler ama esir olmadılar.

Küçük Mustafa’ya ne mi oldu?

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı canakkale-1.jpg
• 1893 Selanik Askeri okuldaki öğretmeni Mustafa Sabri Efendi, kendisine çalışkanlığından ötürü ikinci ismini verdi adı, Mustafa Kemal oldu.
• 1902 Harp Akademisi’ne girdi, 1905 Kurmay yüzbaşı olarak bitirdi.
•  31 Mart 1909’da yobaz takımının ayaklanmasını bastırınca Hareket Ordusu’nda kurmay oldu.
• 1911’de Binbaşılığa yükseltildi. Trablusgarp’ta Tobruk Savaşı’nı yönetti.
• 1913, Sofya’ya askeri ateşeydi, 1914’te Yarbaylığa yükseldi.
• Nisan 1915, ANZAK askerlerini Arıburnu’nda durdurdu, Albaylığa yükseldi. Anafartalar Grubu komutanı olarak, üstün silahlarıyla üstümüze gelen İngiliz ve ANZAK birliklerine karşı kahraman Mehmetçik’lerimizle birlikte yurdumuza siper oldu, gönüllerimizde taht kurdu.
• 1916, Tuğgeneralliğine yükseldi, 1917’de 7. Ordu Komutanlığı’na atandı ve 1918 ‘e gelindiğinde Yıldırım Orduları Grubu Komutanı idi.

Evet çocuklar, küçük Mustafa büyümüş, ülkesi ve çok sevdiği milleti için savaşlardan savaşa koşmuş ama hiç yenilmeyerek milletinin kahramanı ve sevgili paşası olmuştu. Öksüz Mustafa’nın adı artık: kendisini bağrına basan ulusunun kurtuluşundan başka hedefi olmayan, “Vatanı korumak çocukları korumaktan geçer” diyen: Mustafa Kemal Paşa’dır.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Halk-cocuklari-ve-Ataturk-08-1.jpg

Sevgili çocuklar;
Ben size Atatürk’ümüzü anlatmaya devam edeceğim. O’nu tanıdıkça, O’nu anladıkça seveceksiniz, hem de çok seveceksiniz.
Hepinizin gözlerinden öpüyorum.

Mehmet R. Aşar, 

mr_asar@hotmail.com

Siz de fikrinizi söyleyin!