Güncel - Aktüalite,  Toplum

Savaş

Kafadar iki tavla oyuncusuna benzer bunlar. Biri zar tutar, diğeri pul çalar.

Putin ve Biden’den söz ediyorum.

Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgaliyle başlayan savaş ne Ukrayna halkının savaşı, ne de Rus halkının…

Bu savaş; uluslararası dev şirketler, uyuşturucu baronları ve silah tekelleri adına sahaya çıkan bu iki kafadarın kendi aralarındaki anlaşmazlıktan ötürü ortaya çıkan bir savaş öncelikle.

Bu savaşta Putin’i, dolayısı ile Rusya’yı, Sovyetler Birliği’nin bir devamı gibi görüp desteklemek nasıl bir yanılgıysa; Biden’i, demokrat, ABD’yi de demokratik kurallar çerçevesinde davranan demokratik bir ülke olarak düşünüp değerlendirmek ve dolayısı ile desteklemek aynı şekilde bir yanılgı, hatta bir trajedi.

Dünyadaki silah üretiminin yaklaşık %35’i ABD’nin, %20’den fazlası da Rusya’nın elinde. Bunların öncelikli derdi bu silahları satacak yerler bulmak, bu silahlara alıcı bulacak ülkeler yaratmak… Dolayısı ile dünyadaki çatışmalı durumun sürdürülmesini sağlamak… Bunun için geri kalmış ülkelerde, görece bağımsız, her dediklerini yerine getirecek kukla hükümetler iş başına getirmek… Niçin? Dünya halklarını sömürmek, bu sömürünün önünde ve arkasındaki engelleri ortadan kaldırmak için.

Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin Ukrayna’nın işgali konusunda aldıkları tutum tam bir ikiyüzlülük. Onlar da Putin’le Biden’in “senin değil benimdir” diye paylaşmakta zorlandıkları kuzudan pay alabilme peşinde. Ukrayna’yı Rusya ile ABD’nin ortasına atan biraz da bu tutumdur aslında.

Bu arada AB ülkelerinin Rusya’ya yaptırım adı altında, Münih Flarmoni Orkestrası Şefi Valery Gergiev’in görevine son verilmesi, Netflix’te Tolstoy’un Anna Karenina romanından uyarlan film çekimlerinin durdurulması, Yunanistan’da düzenlenecek olan Bolşoy’un Kuğu Gölü Balesi’nin gösteriminin iptal etmesi, Rusya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’ndan men edilmesi, Avrupa ülkelerinde öğrenim gören Rus öğrencilerin kayıtlarının silinmesi, İtalya’daki bir üniversitede Pauli Nori adlı yazarın Dostoyeski üzerine vereceği derslerin iptal edilmesi, Avrupa Kedi Yarışları’na Rus kedilerinin girişinin yasaklanması oldukça ilginç, ilginç olduğu kadar da iğrenç… Hatta savaş kadar…

İnsanlık, savaşı durduracak anlama ve algılama eşiğini henüz yakalayamadı. Asıl tehlike bu… Gelişmiş demokrasilerin olduğunu düşündüğümüz AB ülkelerinin de pürmelali ortada: Rus halkının başına tebelleş olmuş faşist bir liderle, Rus halkını ayıramayan ve savaş karşıtlığı adına sanata, edebiyata ve spora karşı savaş açan bir tutum…Tüyler ürpertici. İnsan bir an bütün bildiklerini unutmak istiyor.

Halklar açısından bu savaşa karşı çıkmayıp Rusya’dan ya da ABD’den yana olmak savaşa açıktan taraf olmaktır. Yok “ABD Rusya’nın burnunun dibine sokulmuştu”, yok “ABD Ukrayna üstünden Rusya’yı sıkıştırma peşindeydi” vs, vs…Unutulmamalı ki hiçbir şey Rusya’nın Ukrayna işgalini haklı çıkaramaz. Ayrıca dünyanın ateşe verilmesinde ABD’nin Ukrayna halkı ve toprakları üstünden savaş koşullarını oluşturmadaki aslan payını da gizleyemez hiçbir şey.

Savaş Ukrayna’nın işgaliyle sınırlı kalsa bile; Ukrayna halkı ve Ukrayna toprakları başta olmak üzere bütün dünya halkları; siviller, çocuklar, kadınlar ve dünyamız büyük zararlar görecektir bu savaştan.

Ağaçlar, kurtlar, kuşlar, sular, börtü böcek büyük zararlar görecektir.

Savaş, insan kıyımı ve doğa kırımından başka bir şey değildir çünkü.

Arkada açlık, yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar ve on binlerce ölü bırakmaktan ve doğayı mahvetmekten başka bir sonucu yoktur savaşın. Bir de bıraktığı utançtan…

Düşünmek lazım; dünyada savaşa ayrılan bütçe iki trilyon dolar. Şu an için resmi rakamlar böyle. Dünyada açlıktan ölmek üzere olan 42 milyon da insan var halı hazırda.

Savaşa ayrılan bu para ile 42 milyon insanın açlıktan ölmesini önlemek mümkün… Hatta bu para başka yatırımlar için bile yeter. Örneğin bu para eğitime ve sağlığa harcanabilir.

Dünyada devletlerin başındaki başkan, başbakan, kral kimler varsa, enerjilerini ve yetkilerini savaşları ve silahlanmayı önlemek için harcasalar ne açlık olacak, ne salgın, ne insan kıyımı ne de doğa kırımları…

Barış bu kadar yakınken bu kadar da uzak.

Almanya, İngiltere, İtalya, Finlandiya, Danimarka, Hollanda gibi yaklaşık on Avrupa ülkesinin yıllık enflasyon toplamlarını (yaklaşık %34) açık ara geride bırakan (yaklaşık % 54) ülkemizdeki enflasyon seviyesini düşürecek yollar aramak yerine, toplam ülke gelirinin yüzde doksan beşinin nüfusun % 5 gibi küçük bir azınlığın elinde toplanmasının yarattığı acımasızlığın ve vicdansızlığın insaf ölçülerine çekilmesi ve bu kapsamda bir düzenlenmenin yapılması yerine, bizimkiler de Putin’in Ukrayna’yı işgalinden etkilenmiş olmalılar ki zeytinliklere karşı savaş başlattılar. Yani bir savaş da doğaya karşı ve ülkemiz sınırları içinde… Beşli Çete, Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığına karşı zeytinlik alanlarda maden arayacakmış güya. Yani diyeceğim “zeytine ölüm yasası” çıkarıldı kaşla göz arasında. Zeytinlik alanların yerinde deniz manzaralı villalar görme hevesi iştahlarını kabartmış olmalı birilerinin belli ki.

Bu da kirli bir savaş. Bu savaşın da durdurulması gerekiyor.

Silahlardan çabuk davran

Gökyüzüne ektiğim çiçek

Hayrettin Geçkin

Siz de fikrinizi söyleyin!