Ömrümü, Aşka ve Sana Adamışlığımda…!
Sarıp, sarmalar, saklarım seni
Korkular üşüşüp, sardıkça beni.
Kendimi, ateşlere atmacasına
Varsın, zararı yok;
Yanan ben olayım, sen kurtul; karanlıkların dehlizinden
Sevda duyarlılıkla, sahiplenme ve umarsızca sevme değil midir ki sonuçta?
Biz aşkı bile acılarda keşfedip,
El yordamlarında tanıdık..!
Bilip, öğrendiğimiz yetmedi bize
Gördük ki çoğu kez
Sevdaya adandık dediğimizde kurutandık,
Kökten masumiyeti, duruluğu ve sevgiyle, aşkı
Yeri geldi; doğru diye yanlışı, hatalıyı yaptık
Ama bilesin ki, bunu bile
Sevda adına yaptık…!
Kah öykündük Tanrılığa, kah koyulduk şeytanlığa
Kanatsız melekliklerde adarken ömürlerimizi, aşka
Semaha durup, pervane olup
Aşk diye diye yandık
Aşk diye diye yandık…!
Tüm bunları yaşayıp,
Ateşlerde yanıp, küle dönerek çıkıp gelmişliğimde
Korkular ve kabuslar cenderesinde, ömür tüketmişlikten
Yine de adadık canlarımızı,
Kuş intiharı uçuşlarda
Ölüme, gözümüzü kırpmaksızın,
Delişmence kanat çırpmışlıklar da
İstanbul’u alamasam da kanatlarımın altına
Seni alırım, seni…!
Yangınlardan, korkulardan ve pisi pisine yaşanacak
Olası ölümlerden korumacasına kanatlarımın altına
Sevdayı, kanat altlarımızda çoğaltıp
Sinemizde, naçarca çarpan yüreğimizi, ataşlara atmacasına;
Yeter ki yönün beri
Duruşun, sevdadan yana olsun…!
Bil ki yine de ve inadına
Sarıp, sarmalar, saklarım, seni
Aşkı sende tadıp,
Ömrümü, aşka ve sana adamışlığımda…!
Ömrümü, aşka ve sana adamışlığımda…!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad/Almanya