Deneme,  Ebeveyn,  Güncel - Aktüalite,  Kategorisiz,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Koronavirüs salgını, Küresel iklim değişikliği ve kuraklık, İstanbul’da deniz suyunun arıtılması, Çağımıza yakışmayan yaptırımlar…

Koronavirüs salgını;

Aylar boyu süren Koronavirüs salgını nedeni ile gerek ülkemizde, gerekse dünyamızda çok insan yaşamını yitirdi (özellikle yoksul kitleler). Ancak yoksul veya varlıklı ayırt etmeyen bu salgın pek çok ülkenin siyasetçilerini etkileyince, salgına karşın amansız bir mücadeleye tanıklık ettik. Sonuçta bana göre salgının sonuna geldik.

Küresel ekonomi çok ağır bedel ödese bile, aşı çalışmaları sonunda başarılı oldu gibi. Benim kendi kararım, ülkemiz hangi aşıda karar verirse yaşım gereği risk taşıdığım için aşı olacağım.

Bizim ülkemize ise iki Türk bilim insanının yılın en başarılı kişisi seçilmesinin onuru kaldı. Türk doktorlar Dr. Özlem Türeci ve Prof. Uğur Şahin’i Türk milleti adına içtenlikle kutluyorum. Bu aşı halen İngiltere, ABD ve Kanada’da uygulanıyor.

Küresel iklim değişikliği ve kuraklık;

Şu anda yerküremiz çok daha büyük tehdit altında, Küresel iklim değişikliği ve kuraklık. Benim yazılarımı takip eden değerli dostlar çok iyi bileceklerdir ki yıllardır bu konuda uyarılarım var. Ayrıca benim, İklim değişikliği ve küresel kuraklıkla ilgili bir dosyam var. Bu dosyadaki sadece başlıkları yazsam sayfalar yetmez.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin dünyaya bedeli o kadar ağır olacak ki coğrafya sınırlarını tanımayan bu küresel tehdit kısa vadede, ülkelerin çok önemli tedbirler almasına neden olacaktır. Ve tüm ülkeler bu ortak tehdide karşın ortak hareket etmek gereksinimi duyacaktır. Bu gerekçeyle orta vadede küresel bir barış olacağına inanıyorum.

Brezilya ormanlarının yanması tüm dünyamızın sorunu olacaktır. Sibirya’da buzulların çözülmesi sonucu bazı geçmişte kalan mikroorganizmalar, dünyamızı tehdit etmesi ülkelerin ortak sorunu olacaktır…

Küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucu ya dünyamızdaki yaşamı adım adım kaybedeceğiz ya da küresel bir barışa gereksinim duyacağız. Çocuklarımıza ve de o sözde çok sevdiğimiz torunlarımıza yaşanması çok sorunlu bir dünyayı miras bırakacağız.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ve bunun sonucunda küresel bir açlığı şakası olmaz. Ben yıllardır olduğu gibi bu konuda uyarılarıma bıkmadan devam edeceğim.

İstanbul’da deniz suyunun arıtılması;

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu’na bir uyarı; Kuraklığa karşı deniz suyunu arıtma hevesinden lütfen vazgeç…

Deniz suyunu arıtma bedeli, Bir dolarla 80 sent arasındadır (Dursun Yıldız); şimdi sen 100.000 dolar harcarsın kuruyan bir barajın beşte birini bile dolduramazsın, yol yakınken vazgeç bu sevdadan.

Bir taraftan bilim adamlarımızın büyük bir deprem uyarıları diğer yandan kuraklık tehlikesi… Tek çözüm başta sanayi tesisleri olmak üzere Anadolu’muza dönüşü teşvik etmek. Ülkemizde en büyük kuraklık riski taşıyan İç Anadolu ki ülkenin buğday ambarı, orada deniz suyunu nereden bulup arıtacaksınız?

Sayın başkan size bu konuda uyarılarımı ve çözüm önerilerimi daha sonraları yazarım.

Çağımıza yakışmayan yaptırımlar;

Gerek AB ki bugünlerde her an ipi kesilmiş tespih daneleri gibi dağılacak bir birliğin ve artık küresel hegemonyası çökmekte olan ABD’nin, yaptırım kararlarının kendisini büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Kemalist devrimi bizlere emanet eden ve Kendisini Kemalist olarak ifade eden bir kişi olarak bu dayatmaları içime sindirmem; kesinlikle söz konusu olamaz!

Belki bir kez daha yazmak zorunda kalsam bile; ülkemizin ulusal savunma sanayisini hedef alan ABD yaptırımlarına karşı, Başta Pompeo olmak üzere ABD’nin savunma sanayisi kadrolarına yaptırım uygulayalım.

ABD’nin yıllar boyu kahraman Türk ordusuna ve değerli komutanlarımıza uyguladıkları kumpaslar sonucunda pek çok komutanımız çok ağır bedeller ödemiştir.

Ülkemize milyarlarca dolarlık zarar veren bu ülkeyi ne yazık ki içimizde çok rastladığım ABD hayranı çevrelerle baş başa bırakıyorum.

Ancak ben sizi şiddetle kınıyorum. Bu yeni nesil mandacılık diyebileceğimiz bu davranışlara Gazi Mustafa Kemal ile neredeyse 100 sene önce cevap vermiş, Sivas kongresi ile her türlü mandacılığı reddetmiş bir ülkeyiz.

Küresel liderliği çökmekte olan ABD benzer yaptırımları Rusya ve Çin’e de yapmaya çalışıyor. Aslında bu iki ülkeyi birbiri ile daha fazla yakınlaştırıyor.

Ben ülkemizin geleceğini Atlantik’te değil Avrasya coğrafyasında olacağına inanıyorum.

SON SÖZ; ABD’nin hasım ülkelere dayattığı CAATSA uygulamalarına ülkemizde TMDKE ile karşılık verebiliriz.

CAATSA açılımı: “Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act” yani “Amerika’nın hasımlarıyla yaptırımlar yoluyla mücadele etme yasası”.

TMDKE açılımı: Türk Milleti Dayatmayı Kabul Etmez!

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.htm

Siz de fikrinizi söyleyin!