Siyaset,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

İyi ki kaçırmışsınız. İyi ki de görmemişsiniz.

Zengin, mağrur ve doğal olarak da ziyadesiyle şımarık Kuzey İtalyalıların yıllar boyunca kendilerini hunharca aşağılamalarını bir şekilde sineye çekmek zorunda kalan çilekeş Napoli halkının, maruz kaldığı bu işkenceden bir süreliğine de olsa kurtulmalarını sağlayan ve bu sebepledir ki futbolculuktan Napoli topraklarında doğup serpilen “ilahi” bir güce dönüşen Armando Diego Maradona için Napoli mezarlığının girişine asılan bu pankartta “E NON SANNO CHE SE SO PERSO” yani; “Ne kaçırdığınızı bilmiyorsunuz!..” yazılmıştı. Art arda gelen şampiyonluklar ve zaferler sonrasında Güneylilere özgü nefis bir muziplikten damıtılarak hazırlandığı gün gibi olan bu “efsane” pankartın merhum muhatapları gerçekten de çok ama çok şey kaçırmışlardı Napoli’de. Zira sadece “Tanrı’nın eli” olarak değil, aynı zamanda “ayağı” olarak da bu yerkürenin o tarihlere kadar görmüş olduğu en ışıltılı, en heyecan verici sahne gösterilerinden birisine imza atmış küçük dev adamın en verimli zamanlarına, sadece Çizme’nin bu mafyatik şehri ve onun ateşli taraftarları ev sahipliği yapma onuruna erişmişti.

 

Can çekişen insanlığın yıkıntıları arasında hazırlandığı çok belli olan bir “evlat kargosu”nun bu toprakların her daim “olağan şüphelisi” konumunda olan bir anneye ondan “şüphelenilmekte” ve hatta “nefret edilmekte” ne kadar haklı olunduğunu kanıtlar vaziyette yollanılmasını ve bu kahredici teslimatın sadece virüslere karşı değil, vicdanlarına karşı da “sosyal mesafe” kuralını harfiyen uygulayan necip milletimizi hiçbir şekilde rahatsız etmemesini; bu vahim olayın hayatın olağan akışı içinde karşılaşılabilecek rutin bir hadise olarak değerlendirilmesini; cari iktidar eliyle kurulan suç organizasyonuna biat etmediler diye ülkenin en yetenekli yazarlarının, gerçek gazetecilerinin ve muhalif siyasetçilerinin hukuksuzluğun iktidar eliyle icat edilmiş her türlü varyasyonları eşliğinde memleket hapishanelerinde rehin tutulmalarını, Covid 19’dan daha hızlı yayıldığı tespit edilen fakirliğe ve fakirliğe lehimlenmiş çaresizliğe karşı ellerinden ve gönüllerinden ne geliyorsa ihtiyaç sahibi hemşehrilerine ulaştırma derdinde ve telaşına düşmüş belediye başkanlarının halka “yardım” ve “yataklık” suçlaması ya da açık bahanesiyle zapturapt altına alınmak istenmesini, Merkez Bankası’nın “kefen parası” olarak bir kenara ayırdığı “ihtiyat akçesi” ve “işsizlik fonu” başta olmak üzere hazinede rastladıkları her parasal değeri ya da kaynağı o dinmeyen, dindirilemeyen “şatafat ve gösteriş” tutkularını tatmin etmek için hayasızca harcamaktan asla çekinmeyenlerin bu ülkeyi hala yönetebilme iddiasıyla görev başında olduklarını düşündükçe o dünlerin mutlu mesut Napoli taraftarlarının şehrin mezarlığının girişine astıkları o zeka dolu pankartlarının bir benzerinin de bizim mezarlıklarımızın girişine asılmasının son derece yerinde ve elbette oldukça “manidar” olacağına inanıyorum.

 

Ancak şüphesiz ki şeklen olmasa bile içerik olarak bizim asacağımız pankart ile İtalyanların asmış olduğu pankart arasında önemli farklılıklar olacaktır. “Ne kaçırdığınızı bilmiyorsunuz!..” Şeklinde hayat bulan Güney İtalyan hınzırlığı yerine “İyi ki kaçırmışsınız.” , “İyi ki de görmemişsiniz.” Şeklinde güney’i, kuzey’i tüm Türkiyeyi kapsayan “hüzün” ve “kader” hakim olacaktır bizim pankartımıza..

Siz de fikrinizi söyleyin!