İlkay’a Mektup
Bilmeseniz görmeseniz de
Gönlümün köşelerinde
Özel ne güzel
Dostlar vardır
Gönül meclisimizde
Söz hakları
Her daim her zaman
Ölmez vardır
Biz bir kere dost
Can yürek dedik mi
Ölsene ölmez
Gönlümüzde köşeleri vardır
Muhabbetimizi ölçebilecek
Ne terazi ne okka vardır
Dünya maddi sözleri
Yanımızda çöpte vardır
Eğer biz dostu
Teraziye çıkardık ise
Ne Ah ne vardır ki
Utanılacak hallerimiz vardır
Eğer ki biz o dostu
Para pul mal ile ölçtük ise
Yüzümüz kızıl kıp kırmızı
Ölecek hallarımız vardır
Dökülse söz kaleme
Dostun dili gönlümüzde
Şakir bülbülü nağme
Gülü sulanır içimizde
Etse dost unuttun diye sitem
Deriz gülünü kurutmadık içimizde
Sözlerini nağme nağme şarkı yaptık
Şevk ile söyleriz dilimizde
Ey dost diyemediklerimi
Sana söylesem
Ozanlığımı sorgular mısın sen de
Bir iddia ile gelmedik bu aleme
Maf-ı viraneyim zaten şiirlerimdi
Bir sen ile gelmiştik sitenize
Bir ķöşe bulamadık kaleminize
İnançlara ver yansın hakaret ile
Doldu site azılı kalemler ile
Bizim ateistler dostumuz
Kafir ecnebi dediklerimiz de
Fareyi binerek yol bulanlar var
Bazen yürürüz Onların izinde
Ey dost bekçileri var sitelerin önlerinde
Bize sorarlar sen kimsin diye
Kimlik değil idi bizim davamız
Dünya Birliği idi bizim rüyamız
Şöyle idi ilhamı sevdamız
Var idi sanatımıza aşkımız
Bu aşk yavaş yavaş öldürür bizi
Hakkıdır önüne engel icraatını
Bizi pek anlayanlar yoh idi
Gülenler ise pek çoh idi
Bu ahval hali bir sor
Yunusla cevabı çoh idi
Ah dost geldik gidiyoruz
Bir anın içinden aldık gidiyoruz
Ne fark eder üç beş olsa yaşımız
Acelemiz var hızla sona gidiyoruz
Ah dost Tanrı bu anı kurdu
İçinde insanı yorumladı yordu
İnsan kendi sıfatına nam kördü
Bir soru da vardı yok mu diye sorguladı
İLKAYA MEKTUP
Bilmeseniz de görmeseniz de
Gönlümüzün köşelerinde
Özel ve ne güzel
Dostlar vardır
Gönül meclisimizde
Söz hakları
Her daim her zaman
Ölmez vardır
Biz bir kere dost
Can yürek dedik mi
Ölsene ölmez
Gönlümüzde köşeleri vardır
Muhabbetimizi ölçebilecek
Ne terazi ne okka vardır
Dünya maddi sözleri
Yanımızda çöpte vardır
Eğer biz dostu
Teraziye çıkardık ise
Ne Ah ne vardır ki
Utanılacak hallarımız vardır
Eğer ki biz o dostu
Para pul mal ile ölçtük ise
Yüzümüz kızıl kıp kırmızı
Ölecek hallarımız vardır
Dökülse söz kaleme
Dostun dili gönlümüzde
Şakir bülbülü nağme
Gülü sulanır içimizde
Etse dost unuttun diye sitem
Deriz gülünü kurutmadık içimizde
Sözlerini nağme nağme şarki yaptık
Şevk ile söyleriz dilimizde
Ey dost diyemediklerimi Sana söylesem
Ozanlığımı sorgular mısın sende
Bir iddia ile gelmedik bu aleme
Maf-ı viraneyim zaten şiirlerimde
Bir sen ile gelmiştik sitenize
Bir köşe bulamadık kaleminize
İnançlara ver yansın hakaret ile
Doldu site azılı kalemler ile
Bizim ateistler dostumuz
Kafir ecnebi dediklerimizde
Fareye binerek yol bulanlar var
Bazen yürürüz Onların izinde
Ey dost bekçileri var sitelerin önlerinde
Bize sorarlar sen kimsin diye
Kimlik değil idi bizim davamız
Dünya Birliği idi bizim rüyamız
Şöyledir ilhamı sevdamız
Var idi sanatımıza aşkımız
Bu aşk yavaş yavaş öldürür bizi
Hakkıdır önüne engel icraatını
Bizi pek anlayanlar yoh idi
Gülenler ise pek çoh idi
Bu ahval i hali bir sor
Yunusta cevabı çoh idi
Ah dost geldik gidiyoruz
Bir anın içinden aldık gidiyoruz
Ne fark eder üç beş olsa yaşlarımı
Acelemiz var hızla sona gidiyoruz
Ah dost Tanrı bu anı kurdu
İçinde insanı yorumladı yordu
İnsan kendi sıfatına nam kördü
Bir soruda var mı yok mu diye sordu
Ey dost bir damla i kelime ver bana
Gördüğün okyanusları yazayım sana
Bir bilsen kalemim nasıl ağlıyor
İniltilerini duy isterim şarkılarında
Senin dostluğun sıcacık
Bir yol çizmek isterken bana
Anladığını kimse senin gibi olmuyor
Onları ne kadar övsen de bana
Ey dost soramadım sana
Kendi derdime düştüm kusura bakma
Günün nasıl geçer iyisisin
Gurbet el diyar oralarda
Efkarım belki sigara bir sigara yaktın
Ya bulut ya yıldızlara baktın
Sigara kullanmıyorsan bir kadeh attın
Gözünün önünden geçenleri kendine anlattın
Of
İLKAYA MEKTUP
Bilmeseniz de görmeseniz de
Gönlümüzün köşelerinde
Özel ve ne ne güzel
Dostlar vardır
Gönül meclisimizde
Söz hakları
Her daim her zaman
Ölmez vardır
Biz bir kere dost
Can yürek dedik mi
Ölse de ölmez
Gönlümüzde köşeleri vardır
Muhabbetimizi ölçebilecek
Ne terazi ne okka vardır
Dünya maddi sözleri
Yanımızda çöpte vardır
Eğer biz dostu
Teraziye çıkardık ise
Ne Ah ne Vahdır ki
Utanılacak hallerimiz vardır
Eğer ki biz o dostu
Para pul mal ile ölçtük ise
Yüzümüz kızıl kıp kırmızı
Ölecek hallarımız vardır
Dökülse söz kaleme
Dostun dili gönlümüzde
Şakır bülbül i nağme
Gülü sulanır içimizde
Etse dost unuttun diye sitem
Deriz gülünü kurutmadık içimizde
Sözlerini nağme nağme şarkı yaptık
Şevk ile söyleriz dilimizde
Ey dost diyemediklerimi Sana söylesem
Ozanlığımı sorgular mısın sende
Bir iddia ile gelmedik bu aleme
Maffı viraneyim zaten şiirlerimde
Bir sen ile gelmiştik sitenize
Bir köşe bulamadık kalemimize
İnançlara ver yansın hakaret ile
Dolu site azılı kalemler ile
Bizim ateistte dostumuz
Kafir ecnebi dediklerimizde
Fareye binerek yol bulanlar var
Bazen yürürüz Onların izinde b
Ey dost bekçileri var sitelerin önlerinde
Bize sorarlar sen kimsin diye
Kimlik değil idi bizim davamız
Dünya Birliği idi bizim rüyamız
Şöyledir ilhamı sevdamız
Var idi sanatımıza aşkımız
Bu aşk yavaş yavaş öldürür bizi
Hakkıdır önüne engel icraatımız
Bizi pek anlayanlar yoh idi
Gülenler ise pek çoh idi
Bu ahval i hali bir sor
Yunusta cevabı çoh idi
Ah dost geldik gidiyoruz
Bir anın içinden aldık gidiyoruz
Ne fark eder üç beş olsa yaşlarımı
Acelemiz var hızla sona gidiyoruz
Ah dost tanrı bu anı kurdu
İçinde insanı yorumladı yordu
İnsan kendi sıfatına nankördü
Bir soruda var mı yok mu diye sordu
Ey dost bir damla I kelime ver bana
Gördüğün okyanusları yazayım sana
Bir bilsen kalemim nasıl ağlıyor
İniltilerini duy isterim şarkılarında
Senin dostluğun sıcacıktı
Bir yol çizmek isterken bana
Anladım ki kimse senin gibi olmuyor
Onları ne kadar övsen de bana
Ey dost soramadım sana
Kendi derdime düştüm kusura bakma
Günün nasıl geçer iyisisin
Gurbet el diyar oralarda
Efkarına belki sigara yaktın
Ya bulut ya yıldızlara baktın
Sigara kullanmıyorsan bir kadeh attın
Gözünün önünden geçenleri kendine anlattın
Of derken yürekten efkarına
İçinde yüreğinde çarpışları
Hatıratında hazırladıklarını
Anlatmak için yada bir dost aradın
Herkes kaynayan kazanları seviyor
Hokurdadıkça Menfaat hokurdadıkça Çıkar
Duygu Gönül yürek yüklü muhabbetleri
Sevmiyor nedense bitkiler kadar
Böyle kalabalıklar içinde
Diyemiyorsun kendine
Yalnız değilim ne kadar
Yalnızım yalnız ne kadar
Herkesin bir biriyle koştuğu yarısında
Geride kanların elinden tutmak
Arzusuyla yanan yüreğinde
İşte hakikat sevdaların
Olmuştur yelken açtığın zamanlarında
Ey dost satırlarım belki seni üzdü
Belki anlamsız manasız geldi
Kusura bakma beni şair yapan geceydi
Hedefim sevgi çizgim saygıydı
Ey dost satırlarımı son verirken
Türkiye’m selam eder Ozan Süleyman
Sevgi saygı esenlik dilerken
Her şey gönlünce olsun
Hoşça dostça kal İlkay hanım
Ozan Süleyman Yılmaz
İlkay’ın notu: Çok değerli şairimiz Ozan Süleyman Yılmaz’dan bana gelen bu mesajı Gündem Arşivi’ne kayıt etmeliydim. Özellikle denemelerini ve şiirin üç kez yazıldığını fark edince, dostluğuna sonsuz minnetim oldu. Edite etmeden bu çok değerli şiiri bir dosta vefa, şefkat örneğini okuyucularımıza ulaştırmasam rahat nefes alamaz, vicdan azabı yaşardım.
Nezdinizde sonsuz teşekkürler ediyorum değerli şairimizin güzel yüreğine. En yüce hürmet ve sevgilerimi iletiyorum. İyi ki var!!!