Şiir

Heykel

şu heykel var ya / hani şu

gözleri bir çiçeği okşamamışsa

kendine tenha bir durak bulup

 

göğe bakmamışsa bir kez bile

yıldızlarla yürümemişse sokak sokak

 

bir ağacın dalı, yaprağı, yemişi

sürtünmemişse rüyalarına arada bir de olsa

uyanmamışsa baharın sesine

 

bir çocuğun saçlarında hiç gezinmemişse

parmak uçları /ama törenlerin dışında

mutlulukla biten bir masalın sonunu düşünmemişse

sana bana öfkeyle parmağını sallarken

ne dersiniz /iyi ki çocuklar erkenden girer yatağa

 

suyun akışına / güneşin doğuşuna

sektirmemişse sesini dolu dizgin dört nala

ve yerleşmemişse kuşlardan kalan boşluğa

ve kanat izlerine havadaki

 

bir kitap okumamışsa öyle usulen değil ama

ağlamamışsa bir roman kahramanının acıklı sonuna

acımamışsa çocukluktan kalan diz kapaklarındaki yara

tırnaklarının içine dolan çakıllar kaybolmuşsa

yakmamışsa canını büyüdüğünde

 

yüreğini laboratuvara dönüştürüp

bir damla gözyaşının nelerin bileşkesi olduğunu

zaman bulup incelememişse hiç

kendini yapım aşamasında

 

seyretmemişse anne ve asker fotoğraflarını

derin bir öykünün içinden bakarak

namlunun ucunda çiçek açan fotoğrafı yoksa

sana bana gösterebilecek

 

söylüyorum size

bu heykelin içinde insan yok

bağırıp çağırmıştır yalnızca

şiddet solumuştur sağlığında da

Siz de fikrinizi söyleyin!