Ebeveyn,  Güncel - Aktüalite,  Kategorisiz,  Siyaset,  Sosyoloji,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

Yozlaşmaları Kadınlar Bastırıyor (!)

Ülkemizde o kadar yozlaşma arttı ki, son istatistikler ile bu durumu
değerlendirenin olmadığını düşündüğüm için bu yazıyı kaleme alıyorum.

Ülkemizde, Cumhuriyet dönemindeki aydınlanmaya rağmen;
yeniden kadınlarımızın mecraları daraltılmak istenirken,
toplum içerisinde ise yeniden ikinci sınıf oldu.
Kadınlarımız, durumu kabul etmeyip yeniden erkekler ile eşit haklara ulaşmak istiyorlar,
bir diğer yanda her yozlaşmanın karşısında kadın dimdik çıkıyor karşımıza.
Adaletsiz bir düzende kıstırılan kadınlarımızı, referans olarak;
TUİK’in geçen yıl ki istatistikleri ile size gördüklerimi aktarayım.

(TUİK her ne kadar eskisi kadar bana güven hissettirmese de,
daha yakın rakamları sunan başka kurum olmadığından mecburen başvurdum.)

***

‘Doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlarda 81,0 yıl, erkeklerde 75,6 yıl oldu
Hayat tabloları, 2016-2018 sonuçlarına göre; doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78,3 yıl, kadınlarda 81,0 yıl, erkeklerde 75,6 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıldır.’

Kadınları öldüren erkek egemen toplumuzda, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor.

Cinsiyete göre en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı (%), 2008-2018

‘En az bir eğitim düzeyini tamamlayan kadınların oranı %84,5 oldu
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre; 2008-2018 yılları arasında, 25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranının yıllar itibarıyla arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında %81,1 iken 2018 yılında %90,1 oldu. En az bir eğitim düzeyini tamamlayanların oranı cinsiyete göre incelendiğinde; 2008 yılında, kadınlarda %72,6, erkeklerde %89,8 olan bu oran, 2018 yılında sırasıyla %84,5 ve %95,9 oldu.

En az üniversite mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2008 yılında %9,8 iken 2018 yılında %19,9 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde; 2008 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olup en az üniversite mezunu olan kadınların oranı %7,6, erkeklerin oranı %12,1 iken bu oran 2018 yılında kadınlarda %17,5, erkeklerde ise %22,4 oldu.’
Türkan Saylan’ın hiç tutulmayacak ve yardım edilmeyecek minik kızlarımızın elinden tutarak,
on binlerce kızımızın okumasına sebep olan bu değerli profesörümüzün, yalnız kız çocuklarını okutmasından hedef görüldüğüne inanmışımdır hep.
Ülkemizde kadınların önü kesiliyor, fetvalar veren imamlara kadar herkes kadınları mevzu ederek hedef alıyor.
İstiyorlar ki hiçbir kız çocuğu okumasın, okuyup ekonomik özgürlüğüne kavuşmasın.
Oysa, bir kız için en güzel çeyizdir okumak.
El oğluna el açmadan, kendi ekonomik gücüne sahip olarak, okuduklarıyla da çocuklarını en iyi şekilde yarınlarımıza ulaştırmak. Bu ülkede kadın olmak çok zor!
Bir kadın en başta namusu için okumalıdır, ki zengin bir koca iflas edebiliyor, ya da ne bileyim kocası ölürse bir kadının, ayda bir çekeceği maaş yoksa, ne yapacak?
Kardelenler artmalı Anadolu’muzda!
Yukarıdaki alıntıya bakacak olursanız, eğitim sisteminin olmadığı bu günlerde;
kadınlarımız yozlaşma karşısında nüfuslarını göstermişler,
hepsini canı gönülden tebrik ediyorum.
‘Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranı %26,5 oldu
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında %59,8 iken 2018 yılında %60,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde; 2018 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının %26,5, erkeklerin istihdam oranının ise %90,4 olduğu görüldü.’
Bu tarih mühim, çünkü 2014’ten sonra bu nüfusta artış olmuş, peki 2013’ün 25 Temmuz’unda; “Hamile kadının sokakta gezmesi uygun değil” diyen
Ömer Tuğrul İnançer’in etkisi var mıydı durumda,
bilmiyorum ama eğer varsa;
İlber Ortaylı, “Hamile kadının sokakta gezmesi uygun değil” diyen
Ömer Tuğrul İnançer’in elini öpmesinin de etkisi vardı derim.
Profesöre bile kadınlarımızın yaptığı öğreticiliktir bu!
Kadınlarımıza arzularınca çocuklarını yetiştirmelerini diliyorum.
‘Kadınların çalışma hayatında kalma süresi 6 yılda 2,3 yıl arttı
Çalışma hayatında kalma süresi, bir kişinin hayatı boyunca işgücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısı olarak tanımlanır. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; çalışma hayatında kalma süresi, 2013 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kadınlarda 16,7 yıl, erkeklerde 37,7 yıl iken 2018 yılında çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 19,0 yıl, erkeklerde 39,3 yıl oldu.
Erkeklerin yıllık ortalama brüt kazancı daha fazla oldu
Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; 2018 yılında yıllık ortalama brüt kazanç 49 bin 001 TL oldu. Bu değer, kadınlar için 46 bin 208 TL, erkekler için 50 bin 297 TL olarak tahmin edildi.
Kadınların en yüksek kazanç elde ettiği sektör, finans ve sigorta faaliyetleri oldu
Ücretli çalışanların brüt kazançları, ekonomik faaliyet kolu ayrımında incelendiğinde; en yüksek aylık ortalama brüt ücretin 7 bin 492 TL ile “bilgi ve iletişim” ekonomik faaliyet kolunda olduğu görüldü. Bu sektörü, 6 bin 559 TL ile “finans ve sigorta faaliyetleri” sektörü izledi. En düşük aylık ortalama brüt kazanç ise 2 bin 872 TL ile “konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri” sektöründe elde edildi. Bunu 2 bin 999 TL aylık ortalama brüt kazanç ile “idari ve destek hizmet faaliyetleri” sektörü izledi. Ekonomik faaliyet koluna göre elde edilen brüt kazanç cinsiyet ayırımında incelendiğinde; en yüksek aylık ortalama brüt ücretini, kadınların 6 bin 428 TL ile “finans ve sigorta faaliyetleri” sektöründen, erkeklerin 7 bin 974 TL ile “bilgi ve iletişim” sektöründen elde ettiği görülürken en düşük aylık ortalama brüt ücretini, kadınların 2 bin 663 TL ile erkeklerin ise 2 bin 974 TL ile “konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri” sektöründen elde ettiği görüldü.
Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı
Cinsiyete dayalı ücret farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret farkının erkek ücreti içindeki yüzdesi olarak tanımlanır. Bu gösterge, yıllık ortalama düzenli brüt ücret kullanılarak hesaplandı. Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda ve tüm eğitim düzeylerinde erkek ücretinin lehine gerçekleşti. Cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda %7,7 oldu. Bu fark, en fazla %28,8 ile meslek lisesi mezunu erkekler ve kadınlar arasında görülürken en az fark %14,3 ile lise mezunu erkekler ve kadınlar arasında oldu.’
Cinsiyet ve eğitim durumuna göre yıllık ortalama düzenli brüt ücret, 2018

Her şeye rağmen savaşmak, her türlü zorluğun karşısında dik durmak en çok kadınlarımıza yakışıyor.
Erkeğin egemen olduğu bir toplumda, emeği ucuz olan kadımız! Yazıklar olsun, sebep olanların analarına, hanımlarına, kızlarına saygısına bakın.

Ülkemizde ‘Adalet’ kadına verilen bir isimdir ve
maalesef dünyanın ayıbıdır, ‘Kadın Hak ve Kanunları’!

‘Kadınların ev ile iş arası ortalama ulaşım sürelerinin erkeklere göre daha az olduğu görüldü
İş Organizasyonu ve Çalışma Zamanı Düzenlemeleri Araştırması, 2019 sonuçlarına göre; çalışanların %30,3’ü ev ile iş arası ortalama ulaşım süresinin 15 dakikanın altında olduğunu belirtirken %30,3’ü 15-29 dakika arasında, %26,6’sı 30-59 dakika, %6,2’si ise 60-89 dakika arasında işyerine ulaştığını belirtti. Ev ile iş arasındaki ulaşım süresini 90 dakika ve üstü olarak belirtenlerin oranı ise %1,3 olarak gerçekleşti. Çalışanların %5,4’ü işlerini kendi evinden yürüttüğünü belirtti.

Kadın çalışanların %32,0’ı, erkek çalışanların ise %29,5’i ev ile iş arası ortalama ulaşım süresinin 15 dakikanın altında olduğunu belirtirken işlerini kendi evinden yürüttüğünü belirten kadınların oranı %11,4, erkeklerin oranı %2,5 oldu. Kadınların ev ile iş arası ortalama ulaşım sürelerinin erkeklere göre daha az olduğu ve daha fazla kendi evinden işlerini yürüttükleri görüldü.

Çalışan kadınların %68,6’sı işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında çalışanların %69,0’ı işe geliş gidiş için harcanan zamandan memnun olduğunu belirtirken kadın çalışanlarda bu oran %68,6, erkek çalışanlarda ise %69,1 olarak gözlendi.’
Eş ve çocuklarına sorumluluğu olan kadınların,
evrimsel genetik olarak erkeklerden üstündür.
Hem çocuk hem kariyer yapabilen kadınlarımızın,
çok yönlü hareket etme zorunluluğu,
zekalarını erkeklerden bir tık önde gelişiyor.
Aynı anda çok şeyi yapmak zorunda olurken,
aynı anda yetenek ve zekaları gelişiyor ki
yapılan bir araştırmada
kadınların erkeklerden daha zeki olduğu ortaya çıkmıştı.
Siz erkekler kimlere kaşık atmaya cüret ettiğinizi bilmediniz.
‘Kadın milletvekili oranı %17,3 oldu
Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2019 yılında 589 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 102, erkek milletvekili sayısının ise 487 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında %9,1 iken bu oran 2019 yılında %17,3 oldu.’
Kadınların çalışmalarını engellemek ve
kadınların ilerlemesini engellemeye çalışan
siyasi politikaların ve fetvaların sonucu,
daha çok kadınlarımızın konuşmak isteğini tetiklemiş
ve kadınların öne çıkmasına gereksinim duyulduğu ortadadır.
‘Ortalama ilk evlenme yaşı kadınlarda 25,0, erkeklerde 27,9 oldu
Evlenme istatistiklerine göre; resmi olarak ilk evliliğini 2019 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,0 iken  erkeklerin 27,9 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 28,4 yaş, erkeklerde 31,1 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu iller ise kadınlarda 21,9 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,0 yaş ile Şanlıurfa oldu.’
En yüksek ve en düşük ortalama ilk evlenme yaşına sahip ilk 3 ilin cinsiyete göre dağılımı, 2019
Bilirsiniz ki muktedir, otuz yaş üstü evlenmiyor diye yakınmıştı. İstiyor ki herkes aile ve geçim derdiyle uğraşırken ayılmasın, uyanmasın.
Sonuç olarak, imamların fetvaları da kar etmedi.
Aksine, her geçen gün evlilik için karar veren gençlerin daha büyük yaşlarda karar aldığı ortadadır.
Yalnız, şeyh ve ağalık sistemiyle yönetilen yerlerde;
erken evlenmek zorunda olan çocuklarımızın da bu istatistiklerde yer almadığı kanaatindeyim.
Ayrıca, Tunceli’de umut gördüm fotoğrafta.
Sanki, aydınlanma ve bilinç artmış olarak görünüyor.
Evlen/me! Tanıma bakarsanız evlenme kelimesinin içindeki
olumsuzluk ekinin yerini ve verdiği gönderi anlatımı çok beğeniyorum.
‘Kadınların %14,3’ünün eğitim seviyelerinin eşlerinden daha yüksek olduğu görüldü
ADNKS sonuçlarına göre; resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2018 yılında kadınların %41,2’sinin kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu, eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının ise %14,3 olduğu görüldü. Eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranı %43,1, eğitim seviyeleri farkı bilinmeyen eşlerin oranı ise %1,5 oldu.’
Eskiden kadınlar evlenmeden önce,
eş adaylarından çalışma izni verebilecek kimseler
ile evlenmeyi seçerlerdi; günümüzdeyse akıllı erkekler,
çalışan kadınlar ile evlenmeyi doğru buluyor.
Kimse biz kadınların aklını küçümsemesin, çok akıllıyız!
Geçmişte çalışma zorluğu yaşayan kadınların,
mükafatını yeni nesil kazandı.
‘Kaba boşanma hızı binde 1,88 oldu
Boşanma istatistiklerine göre; 2019 yılında kaba boşanma hızı binde 1,88 oldu. İllere göre incelendiğinde; kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 2,95 ile İzmir oldu. Bu ili binde 2,88 ile Antalya, binde 2,71 ile Muğla izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,25 ile Hakkari oldu. Bu ili binde 0,33 ile Siirt ve Muş izledi.’
Eğitimli kadınların daha çok olduğu yerlerde, demokrasi kaderdir.
Kadınların hak ve özgürlükleri kısıtlandığı bu günlerde, bu değerli istatistik çok şey anlatıyor.
Bir kadın nasıl yaşamak istiyorsa, bir erkek kadar hakkıdır doğru yaşamak.
Birçok kişi evlenirken yanlış kararlara alabiliyor ki ülkemizde,
maalesef görücü usulü ile evlenen kadın nüfusları ile irdelersek;
kimse bir kağıt parçası yüzünden kimseyi
tek yaşam fırsatında çekmek zorunda olmamalı! 
‘Cep telefonu kullanan kadınların oranı %90,2 oldu
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılı Ocak-Mart aylarını kapsayan üç aylık dönemde, 16-74 yaş grubundaki bireylerin cep telefonu kullanım oranı %93,5 oldu. Bu oran, kadınlarda %90,2, erkeklerde ise %96,9 olarak gerçekleşti.’
Öğrenmemizi istemeyen sistemlerde baya teneffüs ettik,
fakat öğrenme açlığımız ve teknolojik gelişimden faydalanmak biz kadınların hakkı.
Biz öğrendikçe, siz korkmaya devam edeceksiniz ataerkilci küçük kafalar!
‘Kadınlar erkeklerden daha mutlu oldu
Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; 2019 yılında mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı %52,4 oldu. Kadınlarda mutluluk oranı %57,0 iken erkeklerde bu oran %47,6 oldu. Evli bireylerin %55,6’sının, evli olmayan bireylerin ise %45,1’inin mutlu olduğu görüldü. Evli kadınların %60,2’si, evli erkeklerin %50,6’sı mutlu olduklarını beyan ederken evli olmayan kadınların ise %49,1’i, evli olmayan erkeklerin %41,3’ü mutlu olduğunu ifade etti.’
İnsan en çok acıda üretir. Biz kadınlara acılar üretilince, kendimize en iyi mutlulukları ürettik! 
***
Yazıma referans olarak alıntı yaptığım kaynağa buradan ulaşabilirsiniz.
Artık biraz da değinilmemiş istatistikler hakkında,
yazıma devam ederek tamamlamayı düşünüyorum.
Ülkemizde ilk kadın ayaklanması Osmanlı Devletinde, ekmek fiyatlarının artmasına karşı duruşu ile kadınlar kazanmıştı.
Ekonominin diplerde can çekiştiği günlerde, kadınların hedef olması tesadüf değil, korkudan önlem ürünleri olarak karşımızda.
Siz çoksunuz, siz her şeyi hesapladınız, ama biz kadınlar kutsal görevimizde,
sizden akıllı ve çok güçlüyüz!
Gazeteciler hedef oldu ve kalemleri hedef alındı, bu durum kadın gazetecilerin bastırmasına sebep oldu!
Eğitim konusundaki yozlaşmaya karşın kadınlar, Çocukları ve Çocuklarının gelişimi için birleştiler.
Bir sürü kadın, dernek başkanlığı yapmaya kalktı. Yozlaşmaların karşısında artık en çok kadınlar duruyor!
Kadınların sesini kısmak ve özgürlüklerini kısıtlamaya çalışan sistem karşısında, kadınlar birlik olup yürüyüşler yaptılar.
Polislere şiddet uygulatan ve istismar haberleriyle, utanmayan sistemin ortada ki hedefi kadınlar.
Satılan topraklarda, çevreyi tehtit eden durumlarda, hakkını arayan köylü kadınlarımızı,
Zulümlerden önce tanımıyorduk değil mi?!.
Türkiye’de umudu yaratan biz kadınlarız,
Korkmalısınız bizden, sessiz eylemlerimiz size psikolojik şiddet görevinde.
Umarım fikirlerim, Ana dolu’muzda cesaret satırları olur. 
Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştireceğiz!
Hep birlikte aydınlık yarınları doğurmak kaderimiz!
Not:
Öldürülen kadınların öldürülme sebebi, erkeklerin güçsüzlüğünün resmidir.
Kadınlara istemediği şeyi yaptıramazsınız, zor kullanan erkekler zayıflıklarını
ve vicdan yoksunluğu ile ahlaksızlıklarını ortaya koyar.
Bu sapık ve katillerin acilen kobay olması dileğiyle.
Namusumuza el süren erkekler, namusumuzu temizleme görevini üstlenenler yine erkekler.
Bize müdehalelerinizden korunmak için çabalayan kadınlarımız da hükmedecek.

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

2 Yorum

  • Muhsin Salman

    “Öldürülen kadınların öldürülme sebebi, erkeklerin güçsüzlüğünün resmidir.
    Kadınlara istemediği şeyi yaptıramazsınız, zor kullanan erkekler zayıflıklarını
    ve vicdan yoksunluğu ile ahlaksızlıklarını ortaya koyar.” Katılmamak mümkün değil

Siz de fikrinizi söyleyin!