Deneme,  Toplum

Twitter’ı Hiç Böyle Okumadınız

12 yıldır Twitter’dayım. Yıllarca ne olduğunu ne işe yarayacağını anlamakta zorlandım aslında. Kullanıcı sayısı arttıkça, basına sansür ve  baskı arttıkça, önemi de artmaya başladı. Üstelik yerel haberler konusunda hiç duymadığımız ve duyamayacağımız konulardan haberdar olduk. Yüksek kullanıcı sayısı ile aynı konularda verilen ortak tepkilerin işe yaradığını da gördük.

Twitter tek başına organize olmamış ancak çok çabuk organize olup, ortak duyguda eyleme geçen çok büyük bir sivil toplum örgütü olmayı başardı.

Dernek üyeliğiniz yok, aidat yok, her düşünceye katılma ve alkışlama zorunluluğunuz yok. Üstelik sizi zorlayan, mahalle baskısı kuran da yok. Elbette ki yanlış ve ahlak dışı yazılara karşı önemli sayıda gurupların karşı yanıtları oluyordu. Ancak, İdeolojik tartışmaların tavan yaptığı, tehdit ve küfürlerin de kol gezdiği oluyor ama bu münferit olaylar genel işlevi, büyük resim içerisindeki işleyişi bozmak için yeterli olmuyordu.

Eğriler ile doğruların savaş alanı oluyordu zaman zaman.

Sahte videolar, Foto shoplu resimler, olmayan haber üretimleri karşısında iyilerin hemen harekete geçtiğini, gerçekleri her türlü belgesi ile ortaya döktüklerine şahit oldum.

Azınlık olan kötülerin yüzlerce kez yenildiğini seyrettim.

Her şey yazıldı.

Şiir yazıldı, hikâye yazıldı, güzel bir kitap anlatıldı ve hiç duymadığımız, bazen okuyup unuttuğumuz güzel sözler de yeniden yazıldı.

Gruplaşma çabalarına ve içeri sızan ajanlarına kadar her şeyi gördük bu ortamda.

Etkinliğini azaltmak, güvenilirliğini yok etmek adına ne varsa yapıldı. Başaramayınca sözlerden, resimlerden ve paylaşımlardan kaynaklı yargılamalara kadar gidildi. Korku havuzu haline getirilmek için yapılan çalışmalar hiç bitmedi.

Başaramadılar. Çünkü adını yazmasa da resmini koymasa da gerçek insan sayısı oldukça fazlaydı ve herkes kendisini biliyordu. Kötülere “bot hesap”, “Trol” gibi tanımları yapıştırıp yürümekten vaz geçmedik Cesaretin yeniden yükseldiği, insanları tetikleyen bir birliktelik anlayışı içerisinde geliştik, dayandık ve bu günlere geldik. Küsenler oldu, saldırı altında hesaplarını kaybedenler oldu. Dolandırıcıların tuzağında üzülenler de oldu.

Aksine iş bulanlar, yardım alanlar, kan bulanlar, yardım sever insanlara sarılanlar da çok oldu. En çok da sokaklardaki canlarımız kedi ve köpeklerimiz mutlu oldu. Onlar için çok büyük bir farkındalık sağladı. Ağaçlarımızı, parklarımızı, ormanlarımızı, göllerimizi, yaban hayatın canlılarını meğerse ne çok seven varmış. Bu kadar ses çıkınca elbette ki korundular, yeterli mi? Hiç yoktan iyidir.

Hayata küsüp, bırakıp gitmek isteyenlerin peşine düştük, yaşatmak için. Onlara dağıttığımız umutlar ile besledik kendi yaşama umutlarımızı.

Aslında ne çokmuşuz, aslında çok iyi ve çok güzelmişiz.

Bizi yok etmeye çalışan umutsuzluklara çok direndik, başaramayacağımız korkularına çok düştük. Bizden adam olmaz söylemleri ile çok yalnızlaşacağımız dönemlerde yine de çok çabuk ayağa kalktık ve birbirimize sarıldık.

Ortak paydaları yakaladıkça büyüdük. Ortak duyguları yakaladıkça insanlaştık ve ortak Vatanı daha çok sevdik.

12 yıl boyunca 1000 takipçiyi geçmemeye özen gösterdim ancak iki katına mecburen ulaştım. Hiç tanımadığım 4-5 kişi ile dost oldum, telefonla konuştum ve sadece birisi ile çay içtim. Yazdıklarım, yazılarım bu dostlarımda farklı hisler uyandırdı ve kendileri istediği için kıramadım. İyi ki de bu dostlukları kurmuşum.

İstatistiklerime göre 28 günlük görüntüleme sayımın en yüksek olduğu sayı 900 bindir. Ortalama 350-400 bin arasında gezer. Twitlerimin görüntüleme sayıları 10 bin ve beğeni rekorum da 2 bin olmuştur.Etkileşim ise %1,3 ün üstüne asla çıkmamıştır. Fenomen olmak gibi bir amacım hiç olmadı. Yazdıklarımı paylaşıp, gelen yanıtlarla sözel sohbetlerde bulunmak her zaman daha çok hoşuma gitmiştir.

Yıllar sonra gerçek bir anıyı şu twitimle paylaştım. 6 twitlik kısa bir zincir.

https://twitter.com/ercan006/status/1327947391404797952?s=20

 

Bu yazıyı kaleme aldığımda bu twitlerin 48 saat içerisindeki ortalama istatistikleri şöyleydi:

Görüntüleme 4,0 milyon

Etkileşim %35

Beğeni 30 bin+ (6 tiwitin toplamı 66,4 bin)

RT 4,0 bin (6 twitin toplamı 5,6 bin)

Yanıt 400 (Kötü veya anlamsız ifadeli yanıt sayısı 5) Okuma ve istatistiklerin devam ettiğini belirtmeliyim.

 

Bu twitin istatistiklerini izleyince bütün okumalarımdan geri kaldım, takipleştiğim dostlarımın yazılarına yetişemedim. En önemlisi de neşe katacak sohbetlerden uzak kaldım. Yüksek takipçili hesaplara gerçekten acıdım, hallerine üzüldüm. Yetişmek mümkün değildi. Ayrıca doğrudan iletişim kurmama engel var ise neden bu ortamda bulunmalıydım? sorusuna yanıt aradım.

Tabi ki bu büyük olayı sosyolojik açıdan değerlendirdim. İstatistiklerin ulaştığı sonuçlar üzerine düşündüm, analizler yaptım.

Öncelikle neden bu kadar çok okundu ve neden beni bu kadar şaşırttı:

Hikâyenin kısalığı, gerçekliği, özlem ve beklentileri karşılama yoğunluğu, ideolojik mesajlardan uzaklığı, duygusal teması gibi parametrelerin, okunma ve beğeni sayılarında çok önemli parametreler olduğunu anladım.

Gündemin sakinliği, Trollerin çekilmesi, Hikayedeki kişiye yakın, tanınan, sevilen gerçek ve yaşayan bir başka kişinin olması ortamsal etkilerdi ve etkisini gösterdi.

Twit üzerinde sürekli emek verme, RT ve yanıtlar üzerinden verilecek cevaplar, beğeniler. Yazan kişinin vereceği tüm çabalar ile yoğunlaşması,

Sataşmalardan uzak durulması, aptalca yorumlara yanıt vermekten kaçınılması

Verilecek yanıtların yazıdaki duyguları destekleyecek güzellikte ve gerçeklikte olması, örtüşmesi gibi bireysel faaliyetler de twitin yayılmasını ve çok fazla bireye ulaşmasını sağladı.

Kısaca;

Hikâye veya yazılan şeyin özellikleri

Ortam ve zamanlamanın doğru oluşu

Yazan kişinin emekleri, çalışmaları bu istatistiklere ulaşılması bakımından önemli 3 kriterdi.

 

Bütün bunları mesaj verme çabaları içerisinde olan kişilere katkı sağlamak için yazdım.

Bu kadar çok iyi insanı bir yazı etrafında görmek inanılmaz keyif verdi. İnsanlara olan sevgimi, yaşamın güzelliğine dair olan inancımı, gelecek umutlarımı, coşkularımı arttırdı.

Azlığın, çokluğu görüntüsünü yaratmaya çalışanlara inat, gerçek çokluğun olduğunu gördüğüm için gerçekten mutluyum.

Okuyan, yazan, kalp koyan herkese teşekkürler.

 

Siz de fikrinizi söyleyin!