Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

Reşat Çiğiltepe Parkı, Azerbaycan Petrolü, Açık Semalar Anlaşması, Astana Toplantısı ve İstanbul’un Deprem Gerçeği…

Reşat Çiğiltepe Parkı
Tüm ülkemin Atatürkçülerine ve Kemalistlerine ve ülkemin tüm gerçek solcularına;

Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemalin ölümleri üzerine gözyaşı döktüğü iki Kuvayı Milliyeci’nin anılarını yaşatmamız gereğini son birkaç yazımda sizlerle paylaşmıştım.

Bugün de sizlerle bir güzel haberi paylaşıyorum. Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı, Ümit Uysal üç dönümlük bir parka Reşat Çiğiltepe adının verileceğini müjdeledi.

Sizi içtenlikle kutluyorum Sayın Başkan ve bu örnek davranışınızın diğer belediye başkanlarına örnek olmasını diliyorum.

Azerbaycan’ın Türkiye büyükelçisinin bir gazetemize verdiği beyanata bir yanıt ve bir öneri;
Sayın Büyükelçi Hazar İbrahim, Azerbaycan enerji konusunda Türkiye ile ilişkilere sadece ticaret olarak bakmadığını Türkiye’nin enerji güvenliğini de savunduklarını söyledi ve Türkiye ile Azerbaycan’ın arasındaki ilişkiyi dünyada eşi benzeri yok, diyerek tamamladı.

Ayrıca sayın büyükelçi enerji piyasası düzenleme kurulu (EPDK) mart ayı verilerine göre, Türkiye’nin yaptığı doğal gaz ithalatında en büyük payın Azerbaycan’a ait olduğuna dikkati çekti. Ve “Doğal gaz fiyatı konusunda iki ülke arasında hiç bir sorun olmadı ve olamaz” dedi.

Peki, acaba öyle mi?
Sayın Necati Doğru’nun şu yazısına göz atalım;

Enerji piyasasına göre 1000 m3 doğalgazın fiyatı Avrupa’da 110/120 dolar, Rus gazı Türkiye’de 250 dolar, Azeri gazı Türkiye’de 272 dolar.

Sayın Necati Doğru ayrıca diyor ki “Türkiye bu ülkelerden gazı alsa da almasa da bu fiyatla ödeyecek” ve yazısını şöyle sonlandırıyor “Uyan Türkiye soyuluyorsun.”

Azerbaycan’ın sayın yetkilileri; sizin tek zenginliğiniz petrol ve doğal gazınız; oysa yaklaşık 10 yılda tüm dünya yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüşecek.

Bu gerçeği gören pek çok ülke şimdiden tedbirlerini alıyor örnek Ortadoğu’nun en büyük fosil yakıtlarının sahibi olan Suudi Arabistan bile.

Benim size bir önerim var, bugün ülkeniz toprakları küçücük bir ülke olan Ermenistan’ın işgali altında. Tabii ki Rusya’dan aldığı güvence ile. Şimdi biz Türkiye olarak Rusya ile anlaşabiliriz mesela biz Rus milliyetçiliğinin en kritik parçası olan Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul edelim, karşılığında sizler de işgal edilen topraklarınıza kavuşun.

Türkiye de sizin şu anda Avrupa’nın tanımadığı Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini tanıyın. Ve Kıbrıs’ta çok müsait olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapabilirsiniz

ABD’nin “Açık Semalar” anlaşmasından çekilme kararı alması;(sputnik haber) bu karardan sonra Rusya Tüm seçenekleri değerlendirdiğini ve alacakları kararı bu sözleşmeye imza atan diğer ülkelerin tutumlarına bağlı olacağını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD’nin çekilme kararının görüşülmesi için 6 Temmuz günü pazartesi günü anlaşmaya üye ülkelerinin Dışişleri temsilcileri ile görüşme yapacağını duyurdu.

Açık semalar anlaşması Türkiye dâhil 35 ülke imzalamıştır. Eski doğu ve batı ülkeleri arasında karşılıklı güven inşası amacıyla imzalanmıştır.

Taraf ülkeler 2002’den beri yürürlükte olan anlaşma çerçevesinde birbirlerinin hava sahasında silahsız gözlem uçuşu yaparak karşı tarafın askeri eylemleri hakkında bilgi sahibi olabiliyordu.

İki tarafın da dünyamızı birkaç saatte yok edecek nükleer güçleri olduğunu göz önüne alırsak bu anlaşmanın dünyamızın güvenliği için ne kadar önemli olduğunu kabul etmeliyiz.

Bu anlaşmayı iptal eden ABD’nin bugünkü başkanı şahsi çıkarları için dünyayı tehlikeye atmaktan çekinmeyen Trump daha öncede 2010’da imzalanan stratejik (START) silahların azaltılması anlaşmasından çekilmişti.

Şimdi ben “Açık Semalar” anlaşmasında Türkiye’nin kararını bekliyorum. Önümüzde iki seçenek var, ya Küresel haydut ABD’nin yanında olacağız ya da evrensel barışın yanında olacağız.

En büyük endişem Birleşmiş milletlerde yapılan “Kırım Rusya’nın mı, yoksa Ukrayna’nın mı?” oylamasındaki yanlışımızı tekrarlamak.

Astana Toplantısı;
Sayın okuyucularım ben ülkemizi ilgilendiren uluslararası toplantıları izler yorumlarımı sizlerle paylaşırım. Bugün Astana toplantısından bahsedeceğim. Ancak bu toplantı öncesi Rusya dış işleri temsilcisi Rus devlet başkanı Putin’in ne Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne de İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile ikili görüşme yapmayacağını açıkladı. Bu davranıştan çıkaracağımız sonuç şudur.

A) Rusya Libya’da farklı taraflarda yer almıştır iki taraf ta bu sonucu içine sindirememiştir.
B) Son zamanlarda Türkiye’nin ABD ile çok samimi ikili ilişkileri Rusya’yı fazlası ile rahatsız etmiş gibi görünüyor.
C) ABD’nin S400 üzerinde kurduğu baskı!
D) Türkiye’nin Suriye’de ABD’nin yaptırımlarına karşın umursamazlığı!
E) Bu arada Avrupa Birliğinin Türkiye karşıtlığını da göz önüne alalım.
F) Fransa ile aramızda hızla artma eğilimi gösteren ve NATO’yu yakından ilgilendiren gelişmeler.
G) Mısır ile gittikçe artan gerginlik.

Sonuç; Türkiye uluslararası gelişmeleri Muhalefet partileri ile beraber ortak bir irade oluşturarak yeni bir uluslararası siyaset vizyonu oluşturmalı.

Astana toplantısından sonra ise 14 maddelik bir bildiri yayınlandı, burada alınan en önemli karar; Suriye’nin kuzey doğusunda güvenliğin yalnızca Suriye’nin egemenliği ve Toprak bütünlüğünün sağlanabileceği vurgulandı ve ABD yaptırımları şiddetle kınandı.

İstanbul’un deprem gerçeği;
Aslında bu yazımı hep ertelemiştim. Ancak bazı jeoloji ve/ veya jeofizik uzmanları galiba biraz da kendi reklamları için basında sürekli gündemi meşgul ediyorlar. Yaptıkları felaket haberciliği…

Biri ki kendisi Jeoloji mühendisi, “Deprem geliyor şakası yok” diyor. Kimisi “Deprem sonrası Adalar’daki dalga boyu 12 metreyi bulacak, Kadıköy’de deniz bir kilometre içeri girecek” diyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kandilli Rasathanesi ve Boğaziçi Üniversitesi ile kaç bina hasar görecek dökümünü yapmışlar. 280 bin hane barınma sorunu yaşayabilirmiş gibi iddialar var.

Sayın Başkan’a önerim şu:

1) Şu anda İstanbul’daki sanayi yapılarını hızla Anadolu’nun güvenli bölgelerine taşıyın.

2) Yapıların depremde nasıl davranacağı sadece inşaat mühendisliğinin eğitim alanına girer. Ayrıca şu anda deprem mühendisliği bölümü var, bu nedenle eğer bu depremi ciddiye alıyorsanız İnşaat Mühendisliği İstanbul Şubesini kurumsal olarak danışmanlığa getirmelisiniz.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.htm

Siz de fikrinizi söyleyin!