Bilim,  Biyografi

Nikola Tesla (2)

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce araştırmalarını finanse edecek yatırımcı bulamamıştı. Savaşla beraber Avrupa’dan gelen patent hakları da kesilince borçlarını bile ödeyemeyecek hale geldi. Tesla’da sonraki yıllarda takıntılar ve psikiyatrik rahatsız belirtileri görülmeye başladı. Zaten iyi durumda olmayan ününe bir de bu eklenince Tesla’nın durumu daha da kötüye gider olmuştu. Tesla son patentini 1928 yılında hava araçlarının dikey kalkış ve inişini sağlayan sistemin ilk uygulamasından aldı. Tesla, 1917’de uzaktaki cisimlerin üzerine kısa dalga darbeleri gönderip, yansıyan kısa dalga darbelerinin bir flüoresan ekran üzerinde toplanmasıyla izlenebileceklerini açıklayarak radar teknolojisinin temellerini attı. Bu tarihten sonraki çalışmaları açıklamalarına göre askeri silah teknolojisi yönünde oldu, ama konuyla ilgili söylenti dışında bir kayıt bulunmamaktadır.

Wardenclyffe projesinden sonra Tesla bilim sahnesinde tamamen silindi dersek pek de yanlış olmaz. 1910’lardan sonra Tesla adı kanıtlanmamış, kabul edilmemiş, açıklanmamış gizli projelerle anılmıştır. Görünmezlik, deprem silahı, birleşik alan kuramının tamamlanmış ve uygulanmış olması, mikrodalga silâh, ölüm ışını deneyleri, tsunami silahını bunlardan bazıları olarak sayabiliriz. 8 Ocak 1943’te kalp krizi sebebiyle New York’da kaldığı otel odasında hayata veda etti. Tesla’nın öldüğünün anlaşıldığı gece, yeğeni Sava Kosanovich, yanında iki bilim editörü George Clerk ve Kenneth Sweezey ile birlikte Tesla’nın odasına girer. Otelin üç yöneticisi ve Yugoslav Büyükelçiliği’nden bir temsilcinin tanıklığında Kosanovich, Tesla’nın vasiyetini arar, yazılarını ve deney aletlerini toparlar. Toplanan bu eşyalar bugün Belgrad’daki “Tesla Müzesi”nde sergilenmektedir. Aynı gece Pentagon’dan Albay Erskine FBI’yı arayarak harekete geçirir ve Tesla’nın öldüğünü haber verir. FBI yetkilileri, Yabancılar Dairesi Komiseri Fitzgerald ile birlikte, otel odasına girerler ve Tesla’nın tüm eşyaları, el yazması bütün araştırma kağıtları ve makaleleri, “Manhattan Storage and Warehouse Co.” adlı New York’taki bir depo şirketine gönderilir. Bu depoyu Tesla 1934 yılından beri kullanmaktadır. Aynı gece FBI Tesla’nın 1932 yılında Grosvenor Clinton Oteli’nin emanetine depozitini peşin ödeyerek bir kutu bıraktığını öğrenir. ABD Devlet Başkanı Bilim Danışmanlığı FBI’a kutunun içindeki dokümanların derhal alınması talimatını gönderir. Kutunun içinde Tesla’nın kablosuz enerji aktarımı projesi, yeni bir torpido silahının planları ve çalışma modeli ile Tesla’nın “Ölüm Işını” adını verdiği yüksek dalga frekans silahının projesi olduğu söylentiler arasındadır. FBI’ın toparladığı tüm belge ve projeler, FBI tarafından “Çok Gizli” olarak mühürlenir. Böylece, Nikola Tesla ve araştırmaları kendisiyle birlikte kaybolmuştur.

Nikola Tesla adı Amerikan kamuoyunda o günlerde yakından bilinen sansasyonel bir içeriğe sahip olmakla beraber araştırmaları Pentagon kendisi de FBI tarafından yakından izlenmektedir. FBI’ın kaygısı Tesla’nın araştırmalarının SSCB’nin eline geçmesi olasılığıydı ki bu araştırmaların önemli bir bölümünün SSCB’in eline geçmiş olduğu da Sovyet bilim tarihinin gelişimi içerisinde kendisini belli etmektedir. Kuşkusuz Tesla’nın yaşamındaki en ironik yan, buluşlarının patentlerinin hep başkaları tarafından alınmış olmasıdır. Nikola Tesla öldüğünde kendisiyle birlikte ömrünün son 30 yılının sırlarını da beraberinde götürmüştür. 1930’ da amerikan gemilerinin radara yakalanmadan ilerlemesini sağlayacak Rainbow (Gökkuşağı) Projesi, Philadelphia Deneyi, Tungaska Sibirya’ da 1908’ de hiçbir sebep yokken meydana gelen patlama ve büyük bir alanda meydana gelen yıkım, ultra düşük dalgalar, çok yüksek frekanslar, atmosferdeki elektrik akımının değerlendirilmesi, uzaktan kumandalı torpidolar, içerisine girmeyi imkansızlaştıran yüklü partiküllerden oluşan elektrik kalkanı, kendi tabiriyle ölüm ışını, suni deprem yaratma projeleri birinci dünya savaşı sonrasında devlet adına yaptığı çalışmalar olarak Tesla’nın zaman zaman anlattığı araştırma konularıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki yukarıda belirtilen çalışmaların hiçbirinin resmi kaynağı yoktur.

Yararlanılan Kaynaklar :

“HAARP”, 1999, Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanlığı Bilgi Toplama ve Yayım Şubesi Aydoğan Vatandaş , HAARP Kıyamet Teknolojisi Yıldız Teknik Üniversitesi , İyonosferdeki Toplam Elektron Yoğunluğu Büyük Depremlerin Kestiriminde Kullanılabilir Mi?

Siz de fikrinizi söyleyin!