Din,  Psikoloji,  Siyaset,  Sosyoloji,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

Kadın Tanrı Doğurdu! (2)

Bir kadın örtününce çokça kısıtlamalara tabi kalır ve toplumun geleceğini tehtid eder, çünkü kadınların özgürlükleri kısıtlandıkça toplumun eğitim seviyesi dibi boylamak zorundadır, ayrıca tanık olduğunuz şeyleri düşünürseniz ahlaka kadar zararları hesaplanamaz boyuta gelir.

İslam kültüründe yetişmiş dini inancın öğretilerini yaşamın belirleyici unsurlarından kabul gören bu örtünen kadınlar, haliyle hayatlarında her şey din eksenindedir. Aklınıza gelebilecek her şeyi bu örtülü kadınlar, yalnız din kültürünü referans alarak konuşurlar.

İlk örtündükleri zaman genelde, ya Kur’an’a başlamıştır ki hocası baş örtünmesi gerektiği ve artık başı açık olursa günaha gireceğini iletmiştir ya da babası veya kocası baskı uygulamıştır (bazı zamanlar ilk baş örtüsünü taktıklarında baskı aldıkları eri onun yüzünden kapandım deseler de, örtüyü zamanla kimlikleri edinirler). Bu iki durumda da, bilinci oluşmamış ve güçsüz kalan kızlar çaresizce örtünmüşlerdir. Özellikle zorla örtünen kızlar, özgürlüğünü kısıtlayan kişilerin özgürlüklerini hayıflayıp onları da uzaktan eleştirir ve bazı zamanlarda öfkelerine yenik düşüp öfke patlaması da yaşarlar.

Zamanla örtünen kadın farklı bir kimliğe girer, bulunduğu toplumda (ki genelde dinciler bulunur) yer edinmeye ve onlar gibi hareket edip aynı söylemlerde bulunurlar. Artık yeni bir söylemi tekrarlar: inancı gereği kapanmıştır (güya kendi seçimleridir.)

Örtülü bir kadın özgür olamadığı için hiçbir guruba dahil olamadığından, dincilerin arasında yer edinip itibar kazanmak için çaba sarf ederek, zamanla fanatikleşir; ayrıca başı açık olan kadınları çok kıskandıkları için de toplumumuzda bu sebepten kadın birliği oluşmaz.

İnancı gereği kapanan bir kadını sorgulamak imkansızdır! Dogmatiktir! Çünkü o inanca, o inancın kültürüne dair kişilik ya da kimlik edinmiştir.

Örtü kişilik olur, örtüye laf etmek kişiye hakareti algılatır. Örtü, inancı da temsil ettiği için artık, örtüye hakaret inanca da hakaret olarak anlaşılır.

İslam dini önderleri baş örtüsünün din ile bağdaştığını bize öğrettiler, fakat öyle olmadığını ve bu konuda ilk Allah’ın sözünün yani ayetinin (ayette bize empoze edilen örtünmenin olmadığını da araştırmacılar iletmiştir) de olmadığını araştırmacılar keşfetmişti. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi örtünme İslam’la başlamadı! İslam’ın getirdiği radikal simgeler yüzünden örtünme İslam’a mal ediliyor! Afganistan’daki kadınlar mevki sahibi olabiliyorlar mı?

İran Devrimi’nde örtünme baskısına karşı çıkan kadınlar, bilinçli ve örtünmenin getireceği kısıtlamaların da farkında olarak devrim yapmaya çalıştılar, maalesef başarılı olamadılar.

Dostlarımızla yaptığımız gündem başlığımızda İran Devrimi için güzel bir bilgi seli okumak isterseniz, eklediğim gündem tweetinden ayrıntılara ulaşabilirsiniz.

İslam’ın gelişiyle örtünme ve sınıf farklılığı, Orta Doğu Hristiyan ve Akdeniz bölgelerinde de geleneksel olarak kullanılıyordu. İslam dini, Muhammed’in öğretileriyle Mekke’de başladı. İslam yayıldıkça başka kültür ve gelenekleri kendine adapte etti, hatta halen gelişen bir İslam ile karşı karşıyayız.

Muhammed’in yaşamında İslam örtünmeden çok fazla etkilenmemişti, ne Muhammed’in eşleri örtündüler ne de ayrımcılık yaşandı, alışılmış geleneklere zıt yaşıyorlardı; fakat sonraki yıllarda eşleri örtünmeye başladı, ama sokaktaki kadın hala özgür ve başı açık, toplumla iç içe yaşayabiliyordu.

Başörtü kadının dini görevi değildir! Eğer Müslüman milletvekilleri bunun doğru olduğuna karar vermişse, düşünceleri yanlıştır. Başörtü, bir kaç ülkede siyasi bir sembol ve batının güçleri ve egemenliğinden özgür kalmak isteyişin isyankâr sembolüdür. Nasıl düşünülür, ya da inanılırsa, örtünmek için hiç bir öğretim Kuran da yoktur.

Nazira Zin al-Din

Fas sosyolog Fatima Mernissi’nin araştırmalarına göre, başörtü Muhammed’in başta gelen prensiplerine tersti. Muhammed’in ideal topluluğu, kadının ve erkeğin özgür eşitliğinin devrim yarattığı topluluktu.

Fatima Mernissi, Muhammed’in çarpıcı ve toplum dışı düşüncelerinden dolayı baskıya uğradığını, bu yüzden toplumun erkekleri tarafından eşlerinin başörtüsü takmaya ikna edildiğini ve her ne kadar kendi ideallerine karşı çıksa da, ona karşı çıkanlara boyun eğdiği için, bir nevi erkeklere yeniden erkeklik üstünlüğünü kazandırmıştı…

Sıradan ve göçebe kadınlar ise İslam’ın ilk dönemlerinde çok sık kapanmıyor ve özgürce dolaşabiliyordu, zamanla İslam dini başka toprakları fethetmeye ve yayılmaya başladığında git gide güçlenip, zenginleştikçe, örtünmenin de yayıldığı düşünülüyor.

Muhammed öldükten sonra, yüksek mevki için ve güçlü olmak için Müslüman kadınlar, Muhammed’in eşlerini örnek alarak, kendi mevkilerini belirlemek için başlarını daha çok örtmeye başladılar (ya da örtüldüler).

İnsanın kendi ahlaki ve vicdan temizliği, başörtünün ahlakından daha iyidir. Hiç bir yalandan iyilik beklenemez; bütün iyilik kendi içimizdedir.

Nazira Zin al-Din

Doç Dr Bahriye Üçoklar için açtığımız bu gündem başlığında ayetlerdeki örtü ile ilgili açıklamaları okumanızı temenni ediyorum.

Kadın Tanrı doğurdu, Tanrı kadına hiç acımadı!…

Kemalist İlkay

Türk Mitolojisinde Kadın

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

Siz de fikrinizi söyleyin!