Deneme,  Edebiyat,  Sosyoloji,  Toplum

İki Yaz Arasında Kalan Kalbim

Bir çocuğun aşkıyla dalga geçilir, bir gencin aşkıyla gurur duyulur, bir yaşlının aşkıyla ne yapılır? Arada kalan yaşlara ne demeli? İnsan hangi yaşta âşık olmalı? Aşk kimin kapısını çalacağını nasıl planlar? Aşkın sıra sistemi nasıldır? Neden bazı insanlar aşka susar, susuzluktan geberir de bazı insanlar maymun iştahlı gibi hafta da bir başka birine şak diye âşık olur? Peki bu aşk ne menem bir şeydir?

Bir öpmenin tadını nasıl anlarız? Hatta öper gibi yaparak öpen de var, öperken koparan da var. Delicesine sarılarak öpen de var, öpme numarası yapan da var. İlk kim buldu bu öpme işini? Diyelim öpme olmasaydı yerinde ne olurdu? Hangi duygumuzu harekete geçirir bu öpme?

Bir sarılma eylemi, sarılma güdüsü neden icat edilir? Kim kime neden sarılır? Diyelim sarılmadın; küsenler var, diyelim sarıldın; ‘Hop babalık, bu acele niye!’ diyerek uzaklaşan var, sarılmaya yeltendin; ‘Dur ahbap, bu ne samimiyet!’ diyen var, tam sarılacakken geri kaçan ve seni iğrenç şekilde izleyen var, sarılmadığında hesap soran var, sarmaş dolaş olunca ayıplayan var, sarılmanın azıyla hafifleyenler, çoğuyla bunalıma girenler var, bu insanları anlamak için ne halt edilir?

Bir aşk kelamının akıbetini merak edenler var.  Aşk için cinayete kurban gidenler, cinayet işleyenler, günlerce kafa yorarak cinayet tasarlayanlar var. Neden bana aşkını ilan etmedi diyenler, neden acele etti, aşk bu mu diyenler, aman tanrım, âşık olursam ne olur, diye karabasan yaşayanlar var!

Aşkından beklediği karşılığı bulamayıp intihar eden var, aşkından beklediğinin fazlasını bulup, layık olamam diyerek intihar edenler var, aşkından nefret edip,  yataklara düşenler var, aşkı kaldıramayıp deli olanlar var, aşkından kara sevda yaşayıp, hastaneye düşenler var, aşkın çaresini düşünen yok.

Bir insanın tüm bedeni bir aşk denilen duygunun esiri oluyor. Bu aşk ki, bir ülke batırır, servetler harcatır, yuva yıkar, yuva kurar, ocaklar söndürür ve kimi insanı katil eder, kimi insanı köle eder ve kiminle cehennem de bile durulamazken, kiminle bir leylek yuvası dahi lüks olarak yaşanır. Bu öyle bir lanet ki nefretine âşık olanı da, aşkına nefret edeni de aynı evde yaşatabilir. Bu aşk öyle kutsal, öyle muhterem, öyle güzel ve tarifi öyle imkânsız ki, kapısı çalınan kendini üstün insan olarak görür.

Aşklar arası mesafe buz dağının tepesinden daha uzaktır. Aşklar arası yaşam ölümden daha zordur. Aşklar arası mücadele imkânsızdır. Aşklar arası zaman yoktur. Aşklar arası tüm mevsimler kıştır.  Aşkın kendisi yaz, arası közdür. Cayır cayır yanan her insan iki aşk arasında kalmış demektir.

Bense… Ben yaratılmışların en cücesi, yaşamışların en hakiri, korkakların en cesur ve üstüne hafif olan tek kişiyim.   Tek mevsimim var, o da iki aşk mevsimi arasında kalmış, param parça olan kalbimdir.

Siz de fikrinizi söyleyin!