Deneme,  Toplum

Hayata Bakış Açım Nasıl Değişti

Yıl 1971’in ilk ayları kış mevsiminde, hacılar dönmeye başladı. Arabistan’da Kolera ve sarılık salgını varmış. Gelenleri hastaneler de karantinaya alıyorlar. Ülkede de salgın başladı.

Lise sondayım. Arkadaşlar gözlerin sararmış dediler. Okul doktoruna gittim. Sarılık olmuşsun diyerek havale yazdı. Şişli Etfal hastanesine gittim.

“Hemen yatacaksın” dedi doktor.

”Eve haber verip gelirim” dedim. Eve gittim. Babama telefon ettim. Müdürüne söylemiş, onun da kayınçosu orada; acil bölüm doktoru imiş. Onu aramış.

O da bana ”gelsin ben bakarım” demiş.

Gittim, doktoru buldum. Yatma işlemini yaptı ve acile yattım.

4 katlı bina, sadece acil bölümü. 3’ncü katta yatmaya başladım. 2 tane de hacı koğuşumuzda var. 8 kişilik koğuş, 3-4 gün sonra yaşlı bir hasta fenalaştı. Başına toplandı doktorlar.

Şef doktor:

”Herkes dışarı çıksın” dedi. Ben yatağa oturup bakmaya başladım.

“Sen çıkmayacak mısın?” dedi.

“Hayır efendim” dedim.

“Neden? ” deyince;

Bir insan nasıl ölüyor öğrenmek istiyorum!” dedim.

Bağırmazsan seyret!” dedi. Oturup soğukkanlı ve meraklı bakışlarla, son tetkiklerini nasıl anladıklarını ve amcanın son nefesini verişini izledim. Üzerini örttüler.

Şef doktor:

“Nasılsın?” dedi.

“İyiyim sağolun.” dedim.

Birkaç gün sonra başka bir yaşlı daha fenalaştı. Yine geldi Şef doktor:

“Herkes dışarı” dedi ve bana

”Sen?” dedi ve baktı.

Seyredeceğim!” dedim ve seyrettim yine. Sonra benim doktora:

Çok soğukkanlı bir çocuk!” demiş.

17 gün yattım. Düşünmeye başladım. Hayatın sonu kuvvetli bir nefes vermeymiş. Hiç de titreyip acı çekmediler. Merakta etmiştim ruh nasıl çıkıyor diye. Göremedim. Var olan biri birden bitiyor. Doğum, yaşam ve son!

O günden sonra ve halen çok soğuk kanlı oldum. İnsanların birbirlerine iyi ve kötü davranmalarını gözlemledim. Sonraları çok ölüm gördüm. Babam vefat edince herkes ağlıyordu. Ben ağlayamadım. Öylece bakıp düşündüm.

Hayatını. Acılar, zorluklar, mücadeleler. İşte dedim bitti. Geri dönüş yok!

Sonra kayınpederim hastalandı. Bandırma’ya gittik. Son saatleri idi. Akrabalar var evde. Bana:

Hepsi çıkıp gitsin sadece sen kal!” dedi.

Çıktılar. Ev boşaldı.

Bana:

Son duamı et!” dedi.

Yine ağlayamadım. Dudaklarımı oynatmaya başlayınca bana minnetle baktı ve ruhunu teslim etti.

Yaşamak denen olgu bir son nefes ile bitiyor. Geride bırakılan sadece anılar. Kimse ile münakaşa edip üzmeye ve üzülmeye değmez. Halen bu düşünce ve soğukkanlılığımı muhafaza ediyorum. Şişli hastanesindeki 17 günde hayata bakış açım değişip olgunlaştı. Doğum, yaşam varsa ölüm de olacak. Sadece insan olalım yeter.

Bir yorum

  • ercan simsek

    Mesleğim nedeni ile çok trafik kazası gördüm.Ölümlerin en acısı,en vahşisi ve acıların en derin feryatlarına şahit oldum.Şok geçiren ve kurtarılması gerekenlere yardımcı olmak adına ayakta kalma zorunluluğu bir yana, soğukkanlı ve cesur kalmak diğer yana.İstemesem de karakterim gördüklerimle yoğruldu ve inan hiç bir şey beni korkutmadı. Sadece yaşamak istiyorsam akıllı ve dikkatli olmam gerektiğini yükledim kendime

Siz de fikrinizi söyleyin!