Ekonomi,  Güncel - Aktüalite,  Kategorisiz,  Psikoloji,  Tartışma,  Toplum

Bir Tek Maçımız Var…

Bu yazı Mustafa Çelebi Bey’in 6 Ekim 2019 tarihli ‘’Bir iki parça’’ başlıklı yazısına muhalefet olmak amaçlı yazılmıştır…
Baştan uyarayım!
Alınmak gücenmek yok. Mustafa Bey, yazısında erkeklerin beynine oksijen gitmediği için düşünemediğimizi iddia etmişti. O sebepten Mustafa Bey’in ya da Mustafa Bey gibi düşünen erkeklerin, yerine düşünebilirim dedim…
Tamamen iyi niyetimden! Yazıyı okumak için ekleyeceğim bağlantıdan okuyarak yazıma devam edebilirsiniz. http://xn--gndemarivi-9db80j.com/gundemarsivi.com/bir-iki-parca/

Sevdiği kadın onun gözüne nasıl daha güzel görüneceği konusunda kendisinden yardım beklerken, altı üstü birkaç kıyafet seçimini beraber yapıp bütün bir hafta sonunu el ele dolaşarak geçirmeye tahammül edemeyen değerli erkeklerimiz; 90 dakika bir maçta 1 bilemediniz 2 gol (onun da geçerli sayılıp sayılmayacağı meçhul) atılacak diye, bütün hafta sonunu ya da ne hafta sonu hatta; bir haftayı bir maça odaklanarak geçirebiliyor (mucize gibi değil mi!).

Mesela bir Galatasaray- Fenerbahçe derbisini ele alalım,
(‘Derbi’ ne demek bilmeyenler için söyleyelim özel büyük maçlar için kullanılıyormuş).

Değerli bir arkadaşımın bana anlattıklarını aynen aktarıyorum.
– Maç olacağı haftadan bir hafta önce nostaljiler, analizler, yorumlar, eski goller vs, ne varsa hepsi tek tek izlenir, dedi.

Eyyy erkekler! FB-GS maçının tarihine ayırdığınız zamanı, Osmanlı Tarihi okumaya ayırsaydınız; mesela memleket olarak bugün, Tarihimizi ‘Payitaht’ dizisinden yalan yanlış öğrenemezdik.

Sonra devam etti, Arkadaşım;

– Maç saat 20:00’da ise ortalama saat 12:00 gibi, formalar atkılar ne varsa maça dair evde hepsi giyilir. (Ki! Zaten bu kısmına o paraya kitap alırdınız falan demeyeceğim, nihayetinde atkı sonuçta soğuk havalarda lazım olur. :))

Neyse evden sevdiceklerini yalnız bırakıp çıkan fanatik erkeklerimiz, İstanbul trafiğinin zorlu koşullarında 13:30 gibi stadyum çevresine ulaşır (Dikkatinizi çektiyse daha çevresinde! :)).
Ve orada buluştuğu arkadaşlarıyla bir müddet daha maç sohbeti yapar (bir müddet dediysem 4 saatcik kadar:) ). Sanki, geçen hafta hiç konuşulmamış gibi!

Biz kadınlar bir dedikodu üzerinde en fazla 5 dk hadi taş çatlasın 15 dk konuşabiliyorken, bir maçta bu kadar konuşulacak ne olabilir?!.

Tabi adına tezahürat denilen o anlamsız sesleri de çıkararak tamamen beyin devre dışı bırakılır.
_Maç saatine yaklaşık 2 saat kala girişlerde ezilmemek için stadyuma giriş yapılır (malum can da kıymetli bir şey sonuçta!).

İçeride fotoğraflar anlamsız küfürlü videolar falanda çekilir, 2 saat boş boş seyirde durulmaz.
Hayır anlamıyorum, o videolarda edilen küfürlerin amacı nedir? Çoluğa çocuğa gösterecek değiliz! Hatıra kalsın denmez!
İnternette paylaşılmaz el alem ne der?
Eee amaç?

Gelelim bir de bu bir günlük anlamsız yorgunluk için ödenen paraya.
Kale arkası 100 tl civarı yanlar 300-500 tl arası imiş…

İyi de arkadaş sen nerede otursan maçı göremeyeceksin, sahanın içinde ki hakemler bile göremiyor, diye adama edilmedik laf bırakmıyorsunuz, siz nasıl göreceksiniz?!.

Hatta maçı sahada anlayamadığınız için bir de eve gelip saatlerce yorumlarını tekrarlarını izliyorsunuz, yazık değil mi bu verdiğiniz paralara?!.

O parayla sevdiceğinizi kolunuza taksanız, güzel güzel alış verişinizi yapsanız, Kız Arkadaşınıza kıyafetler için fikirlerinizi beyan etseniz, birbirinden şık elbiseler alsanız, üstüne yemeğinizi yeseniz ve kahvenizi içseniz…

Ölmezsiniz yaaa!..

En fazla sevgiliniz size tekrar aşık olur, size olan hayranlığı falan artar. Hatta ve hatta bir sonra ki buluşmanızda sizin program yapmanıza bile izin verir…

Maçın ertesi günlerinde bedeninizde kalan yorgunluk, ağrılar, ses kısıklıkları vs; konuşulmaya değmez.

Fanatizmin psikolojik analizleri falan, zaten oralara girersek hiç işin içinden çıkılmaz.

“Erkek olsun, kadın olsun, her kim inanmış olarak iyi fiiller gerçekleştirirse onu mutlaka güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle mutlaka veririz.

(Nahl Suresi 97).”

Mustafa Çelebi Bey bu maç izlemenin neresinde ‘’iyi fiiller’’ var?
Siz erkekler neyin mükafatını bekliyorsunuz?

Beyninizde oksijen olmadığını söylediğinize göre, diğer tarafta da muaf olmayı planlıyorsunuz, erkek milleti olarak…

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!