Deneme,  Toplum

Bir Celladın Ülkesi

Bir varmış bir yokmuş, cahil bir adam hiçbir halta sap olmamış iken. Bunu büyük hükümdarlar köle olarak satın almış. Karşılığında saraylar verip, lüks yaşatacaklarmış. Adamı cellat olarak işe almışlar. Görevi yetiştireceği cellatları ile cellat ülkesi kurmasıymış. Önce birkaç yıl o hükümdarların isteğince cellatlık mesleğini iyice kavramış. Sonra cellat başlamış görevine… 

– Bir cellat konuşuyor.
– Cellat konuşmaz ki!
– Bir cellat işittiklerini anlatıyor.
– Ama cellat işitmez ve dilsiz olmalıydı!
– Bir cellat ki yedi düvele nam salmış, korku salıyor!
– Ama celladın namı olmazdı ki. Yedi düvel çıkamamış mı karşısına?
– Yok çıkamamış! Cellat, insanları öldürmeden mallarına el koymuş!
– Lakin cellat mallara öldürdükten sonra el koyardı, yakınlarına isterse para karşılığında satardı o malları.
– Bu cellat bildiğimiz cellatlara benzemiyor. Bu cellat istediğinin malına el koymuş, öldürdüğünün de öldüreceğinin de. Bu cellat paskal üçgeninin o tepedeki biri. Binom katsayılarının sahibi ve çevresi tek o! Cellat; insanları işinden etmiş aşsız bırakmış, bunu da Allah’ın kaderiymiş gibi süslemiş.
– Kimse celladın öldürdüğünü bilmemiş mi?
– Herkes Allah’ın sınavı bellemiş. Celladın düşman olduğu, gıcık aldığı, malına göz koyduğu, kendine itaat etmeyen dahilinde; kimi gözüne kestirdiyse hiç birini yaşatmamış.
– Cellat öldürmeyi ihtiyaç mı bellemiş?
– Celladın damağı kan susarmış. Katliamlarından zenginleşmeyi huy etmiş. O kadar zenginleşmiş ki doymamış hiçbir zaman zenginliğine. Artıklarını itlerine atmış.
– İtler de nerden çıktı şimdi?
– Büyüyünce okumuş olmak isteyen çocukları cellatlığa mahkum ettiler. Onları itleştirdiler, aç bıraktılar ve zulüme mahkum ettiler. Mazoşistleştirirken öfke sporlarına kurbanları gönderdiler. Artıklarla doyurdular yarı aç. Cellat, artıklarını attıkça da itleri işkenceleri zevkle yaparmış.
– Hiç yaşamamış, hiç okumamış, hiç düşünmemiş, hiç empati mertebesine ulaşamamışlar mı bu itler?
– İt olarak beslemiş, büyütmüş, kullanmış, gerektiğinde onlara sadistlik yapmaktan çekinmemiş. Ezildiklerinden mesleklerini çok iyi yapmışlar. Sadistçe ısıracakları masumlara yaklaşırken bu itlerin salyaları akarmış. Hevesle ve zevkle masumlara hayatlarının elinde olduğunu hissettirircesine, zayıflık yaratmak için türlü zorlukları masumun hücresinde yaşatarak direncini kırarmış. Öyle dehşet yaratırmış ki bu itler, namuslarına leke düşürmek için namussuz yetiştirilmiş.
– Onlarda namus bırakmamakla başlamış desene.
– Cellat, ülkesini kurmuş. İtlerinin her biri cellatlık etmezse paşa olmaz hale gelmiş, paşalığa leke sürülmüş. O ülkede gerçek paşalar fişlenmiş, iftira ve işkencelere mahkûm olmuş.
– O zaman herkes başka doğruların peşinden gitmiş. Herkes gerçek doğruları unutmuş mu?
– Yanlışların doğru sayıldığı bu ülkede cellat düşmanla anlaşıp, onların kötülüğünü tepeden uygulamış.
– Kimse celladı sorgulamamış, kimse celladı öldürüp hayatta kalmayı düşünmemiş mi?
– Yok! Cellat ermiş muradına yorulmadan yok edilen ülkeyi izlerken. Düşmanlar keyifle sömürmüşler memleketi.
– Cellat her şeye yetişen, tüm kötülüklerin tek adamı mıymış?
– Evet! Mühim biriymiş; çünkü cellat kötülük ülkesinin lideri olmuş. Cellat mühim bir adam olmuş.
– Hiç mi uyanmamış insanlar?
– Uyandıklarında çok köşeye sıkışmış halde uyanmışlar. Kimse üretemez haldeymiş, yaşam özgürlükleri celladın iki dudağında, ekmek de ağzındaymış. Herkes bir yerden sonra düştüğü handikabın farkına varmış, herkesin gözleri açılmış da…
– Çok geç kalmışlar.
– Cellat artık yaşlanıyormuş, nasıl gömülecek diye düşünülmeye başlanmış. Ülkede katilin ve azmettirenin kim olduğunu bilmeyen kalmamış. Cellatların mezar taşında bir şey yazmazdı, demiş itinin birisi. Olmaz, demiş karşısında celladına âşık olan bir it, onun kutsallığı aşkına en iyi mezar taşına, en güzel biçimde ismini yazarak, en iyi yerde ve en güzel ağacın altında, olsun mezarı. Kolay bulalım hatta, demiş ve ona dualar okuruz, diye de eklemiş. Öyle bir cellat ki bu cellat, celladına âşık olan bu milletten mezarının koruyucusu çok olmuş. Bıraktığı enkaz en az bir asırda temizlenmiş. Cellat unutulmuş.
– Yaşanılanlar unutulmamış umarım?
– Belki…

Kurgumu beğenmeniz dileğiyle…

Gündem Arşivi kurucusuyum, sitede editörlük dahilinde; yayın yönetmenliğini de ben yapıyorum.

Siz de fikrinizi söyleyin!