Din

Atatürk Ve Din (19)

“Fırka, dinî fikir ve inançlara saygılıdır” ilkesini bayrak olarak eline alan kişilerden*, iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, cahil ve bağnazları, hurafe meraklılarını aldatarak, özel maksatlar sağlamaya kalkışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri, sonu gelmeyen felaketlere, içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıklar gerektiren pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek yöneltilmemiş miydi? Cumhuriyetçi ve ilerici olduklarını zannettirmek isteyenlerin aynı bayrakla ortaya atılmaları, dini bağnazlığı coşturarak, milleti, Cum- * Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yöneticileri kastediliyor. huriyetin  ilerleme ve yeniliğinin bütünüyle aleyhine teşvik etmek değil miydi? Yeni Fırka, dinî fikir ve inançlara saygı perdesi altında; “biz hilafeti tekrar isteriz; biz yeni kanunlar istemeyiz; bizce Mecelle yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle beraber olunuz. Çünkü Mustafa Kemal’in fırkası hilafeti kaldırdı, Islâmiyeti bozuyor. Sizi gâvur yapacak, size şapka giydirecektir” diye bağırmıyor muydu? Yeni Fırka’nın kullandığı formül, bu gerici feryatlarla dolu değildir denilebilir mi?

1927 Nutuk, c.II, s.889-890.

Efendiler; tekke ve zaviyelerle, türbelerin kapanması ve genel olarak tarikatlarla şeyhlik, dervişlik, müritlik, çelebilik, falcılık, büyücülük ve türbedarlık vb. birtakım unvanların yasaklanması ve kaldırılması da, Takriri Sükun Kanunu devrinde yapılmıştır. Bu konuda yapılan işler ve uygulama, toplumumuzun, hurafe meraklısı ilkel bir kavim olmadığını göstermek bakımından ne kadar gerekli idi; bu takdir olunur. Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyidlerin, çelebilerin, babaların, dervişlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, nüshacılara, talih ve hayatlarını emniyet eden insanlardan oluşan bir kitleye, uygar bir millet gözüyle bakılabilir mi? Milletimizin hakikî niteliğini yanlış anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi unsurlar ve kurumlar, yeni Türkiye devletinde, Türk Cumhuriyeti’nde devam ettirilmeli miydi?

 15-20 Ekim 1927 Nutuk, c.U, s.l 193 vd.

 

Siz de fikrinizi söyleyin!