Düşünceler Tarihi,  Sosyoloji,  Tartışma,  Toplum

Anarşizm Kavramı

Liberter hareketin bu  korucu kavramı  provokatör, yıkıcı ve teorik anlamını zamanla yitirerek yavaş yavaş başlangıçta ilk yaratıcılarının yani, anarşizmin birçok kurucusu ve felsefesine ses getirmiş ünlü filozofların kaleminden tekrar ele alınmıştır.

Genellikle inanılanın tersine, anarşi, zamanın sonuna itilmiş, ütopik bir politik modele yönetim yokluğu indirgenemez.

En küçümseyici sıradan, sıradan anlamının haklı olarak hissettirdiği bilgiye dayalı kökenin gösterdiği gibi, anarşi ilk ilke, ilk neden  ve ilk fikrin varlıkların biricik köken karşısında ki her türlü bağımlılığın reddidir.

Her ne kadar bazı reformcu İslamcılar anarşizmi dinlere uygun olduğu söylese de anarşizm felsefesi ve ideolojisi tanımı gereği ilk olarak tanrının otoritesine başkaldırır. Bunun için bazı şeyleri kurtarma amaçlı “din anarşizme uygundur” deseler bile bu onların iki noktada sorunlu olduğunu belirtir.

  • Bunu diyenler ya anarşizm felsefesine karşı bilgisizlikleri
  • Ya da dinin anılmamış veya dini kurtarma çabalarıdır.

Anarşizm yapı olarak köken olarak ve araç olarak çokluğun, varlığın sınırsız çeşitliğinin ve hiyerarşisiz tahakümsüz, köken özgür ve özerk güçlerin, özgür birliğinden başka bağımlılığın olmadığı bir dünya yaratma kapasitesinin olumlamasıdır, diyebiliriz.

Bu anlayış içinde anarşi kavramı, mümkün olabilenin aşağısında ve yukarısın da iki varlık durumuna gönderme yapar.

Önce, yukarıda anarşi kavramının güçlerinin ve kuvvetlerinin kör kaosuna ve tesadüfüne gönderme yapar.

Aşağıda ise, bu ayrımın hâlâ bir anlamı olduğunu varsayarsak, anarşiyi yeni öznelliklerin iradi yapımı olarak düşündüğümüzde, varlıkların kendi içlerinde taşıdıkları ve Proudhon’un 1848 olaylarından bir süre sonra pozitif anarşi adı altında belirttiği şeye gönderme yapar.

Özerk ve çelişik ya da karşıtlamalı güçler biçimi altında, bunları karşı karşıya getiren farklılığı çözümlemek için değil, kendini kabul ettirmek ve birleşmek için mücadele eden şeye gönderme yapar.

1880-1890’lı yılların suikast ve bombaları, anarşist eyleme kesin biçimde şiddete dayalı, azınlıkçı ve umutsuz bir görüntü verir. Yine de bu suikastların liberter bakış  açısından kabul edilemez, iki harekete kısmen   tabi olmadıkları kesin değildir.

  • Dünyanın düzeninin temelleri ya da dayanakları olduklarını sananlara krallar ve devlet başkanları öfkelenerek, dünyanın düzenini değiştirebilme yönündeki yararcı ve mekanik yanılsama.
  • Söz konusu durumda yoksulların ve zayıfların zenginlere ve kudretlilere karşı hıncı, isyan yerine “Bonnot Çetesi” denen grubun alçak cinayetleri içinde serpilip gelişen hınç, on dokuzuncu yüzyıl sonu suikastlarının bu olumsuz görünümü yine de liberter düşünce açısından, onların önemini ve anarşist hareketin onların teknik uygulamalarını ve bilimini ele geçirme tarzını gizlememelidir

Dönemin anarşist hareketinin belli başlı liderlerinin (Robotken, Mecus, Matlaşışta, vs.) uzun uzun düşündüğü eylem  tarzlarını benimsemiş ve “genel bir devrim döneminin uzak  olmadığını kabul ederek” tekniği ve kimyasal bilimleri incelemeye ve bomba yapımına koyulmaya karar vermiş (Londra Kongresi, Temmuz 1881) Birinci Enternasyonal’e…

Bağlı delegelerin, geniş bir uluslararası grubunun varlığı dikkat çekicidir. Etkileri büyük ölçüde olumsuz olan (yaratıcıları ve kurbanları ölmüştür) anarşist bombaların “patlama” özelliği, yarım yüzyıl boyunca, bu kez sembolik olarak, libreler eyleme ve dünyayı algılama tarzına anlam   vermeye devam edecektir. Gerçekten de etkileri bakımından anlık, bütün umutları çaresiz ve kesin bir eylemdi ifade etmekle görevli, yaşamla ve ölümle karşı karşıya gelen bireysel bir istencin bütün kaygı  ve umutlarını  ifade etmekle görevli anarşist bomba, dünyanın düzenini “havaya uçurma” fikrini, dünyayı oluşturan öğelerin radikal yeniden-oluşturulması fikrini kendi maddeliği içinde bile olsa doğrudan taşımaktadır.

Bilimin  ve politikanın modern anlayışlarına yabancı olan anarşist kimya, böylelikle, metaforun ve pratik eylemin ikili düzeninde anlam taşır. Hem sembolik hem gerçek niteliğiyle sonsuz bir anlam edinir.  Yerel bireysel ve  doğrudan doğruya deneysel olan şey, burada devrim fikir ve arzusuna belirgin karşılığı sağlar. Burada, Bilim ve Toplum, Teknik ve Toplumsal Dönüşüm, Patlama ve Devrim, Taocu Liujia’lar tarzında, bir süreliğine gelip her bombacının deney kabını mesken  tutar.

Birinci Enternasyonal’in “meslek birlikleri” ve gelecekteki sendikalizmin doğrudan eylemi gibi, anarşist kimya da kültür ile doğa arasındaki, ideal özgürlük ile maddi zorunluluk arasındaki ayrıma uymaya sol verir. İnsan ve doğa, fikir ve madde, yararcı nitelikteki saf anlamda teknik işlem ile radikal bir dünya değişimi yönündeki mistik kaygı şeklinde ayrılmış olanı simyasal olarak birleştirmeye yönelir. Simya gibi, uzamı ve zamanı  biricik ve dolaysız bir eylem içinde yoğunlaştırmaya yönelir:  Nitrogliserin ile  cıva fülminat karışımının minicik  işlemi içinde “yayılma” yoluyla dünyanın ve toplumun düzenini tepeden tırnağa değiştirerek uzamı; bu hareketin döneminin tarihine denk düştüğü, Devrimin yakın olduğu, Büyük Gece vaktinin geldiği Mesihçi kesinliği içinde zamanı yoğunlaştırır.

Siz de fikrinizi söyleyin!