Bilim,  Bilim ve Teknik,  Deneme,  Tartışma,  Toplum

Ağırlık

  1. Dünyadaki Biyokütle’nin ağırlığı

 

Amerikalı ve İsraillı bilim insanları, Weizmann-İlim Enstitüsü’nden Yinon M. Bar-On ve Ron Milo ve onların California Institute of Technology deki Amerikalı meslektaşı Rob Phillips, dünyadaki biyokütlenin ağırlığını hesaplamışlar. Yani bütün canlı varlıkların – bitki, hayvan, bakteri, virüs ve insanların – ağırlıklarını, daha doğrusu canlıların bedenlerindeki Karbon (C) oranının ağırlığını hesaplamışlar[1], bedenlerin geriye kalan kısmı ekseriyetle su’dan oluşuyor.

 

Toplam 550 Gigaton C(=Gt C), yani 550 milyar ton C, yani 550 trilyon kilo C biyokütleye varmışlar.

 

Bu ağırlık hesabına göre 440 Gt C ile dünyanın hilafsız canlı hükümdarı bitkilermiş. İkinci sırada sürpriz 70 Gt C ile bakteriler, üçüncü sırada ise 12 Gt C mantarlar var. İnsanlar ise 0,06 Gt C ile ancak 14. sıradadır.

 

  1. Yaşam Ne Kadar Ağır, Hücre ve Virüslerin Ağırlığı

Doktorlar ve gıda kontrolörleri hastanın ve müşterilerin sağlığı için en küçük yaşam şekillerinin varlığını ve kimliğini/türünü kanıtlamak mecburiyetindeler. Virüs ve bakterileri bulup tanımlaması 2000 li senelerde bile çok zaman alıyordu ve dolayısıyla neticeler birkaç gün veya hafta sonra belirleniyordu. Tam bu süreci kısaltmak ve virüsleri ağırlıkları üzerinden tanımlamak amacıyla 2006 yılında Taiwan lı bilim insanı Huan-Cheng Chang ve iş arkadaşları Taipei Academia Sinica da süper hassas bir “terazi” keşfettiler.

 

Keşifleri virüslerin ağırlığını yüzde 1 hata toleransı ile tartabiliyordu. O zamana kadar kullanılan virüs terazileri gerektiği kadar hassas ölçemiyordu. Kütle, ağırlık ölçümü için mikro organizmaya hava püskürterek o nu bir elektrik alanının (=iyon tuzağının) üstüne itiyor, orada virüs titremeye başlıyor ve aynı anda iyon tuzağına lazer ışığı tutuluyor. Virüsün gövdesine çarpan lazer çevreye iyon tuzağının içinde saçılmaya başlıyor ve tuzağın içinde bulunan elektrik alanın etkisiyle ışık saçılırken değişime uğruyor. Bu saçılma sürecinde saçılan ışığın bir kısmı CCD kamerası ile kayıt ve virüsün uçuş rotası tespit ediliyor. Işığın diğer kısmı ise ölçü aletine ulaşıyor ve ondan analiz ediliyor. Virüsün elektrik alandaki titreşim frekansı ise onun kütlesine orantılı olduğundan dolayı virüsün ağırlığı ve ebatları saniyeler süresinde ölçülenebiliyor. [2] [3]

Üç çeşit virüs ile yapılan ölçümlerde virüslerin çaplarının 80 ila 300 Nanometre (=metrenin milyarda biri) arasında ve ağırlıkları ise 0,3 ila 5 Femtogram (= 1 gramın Katrilyonda biri) olduğu belirleniyor. Bu veriler başka analiz yöntemleri ile kombine edildiği zaman virüsün dış kabuğunun kaç yapı taşından oluştuğu hesaplanabilir hale geliyor. [4] [5]

 

Amerika ve İsviçre’de 2016 da geliştirilen diğer bir terazide iki adet lazer kullanılarak canlı memeli hücresinde bir saniye de, hücrede devam eden metabolizma faaliyetlerinden dolayı, ağırlığın birkaç kez değiştiği ortaya çıkıyor. [6]

 

Ha gayret! Son bir bilgi dilimi daha!

 

  1. Virüs deyip geçmemek lazımmış.

Yukarıda ilettiğim metot ve aletlerle yapılan virüs araştırma sonuçları, yüzlerce mevcut olan diğer araştırmalar, en önce “Human Genom Projekt“ bilgileri ile birleştirildiğinde çok ilginç şeyler ortaya çıkıyor:[7]

  • İnsanın kromozomlarında kodlanmış genlerin yaklaşık yüzde 50si bugün bilinen ve tarihteki varlığı sürecinden temasta olduğu virüslerin RNS ve DNS kodları ile eşit olduğu. Aynısı bakteri, mantar ve bitki DNA ları için geçerli olduğu.
  • İnsanın bedeninde, kendi hücre sayısından daha fazla, mikro organizmaların yaşadığı. İnsanın bir süper organizma ve kompleks bir ekosistem olduğu ve hepsinle iki taraf için faydalı simbiyoz içinde yaşadığımız .
  • Sadece bununla kalmayıp, bedenimizde yaşayan mikro organizmalarına muhtaç olduğumuz.
  • Hücrelerimizde bulunan virüs kalıntısı olan bir pigment sayesinde görme yetimizin geliştiği.
  • Aids virüsü HIV le eşit bağışıklık sistemimizi engelleyen ve bir virüsten kalmış olan DNA zincirinin genlerimizde mevcut olduğu keşfedilmiştir. İşte bu DNA zinciri insanın varlığını ve üremesini sağlıyor. Söz konusu DNA bölümü kadınların gebelik başlangıcında, yeni bölünmeye başlamış embriyo hücrelerinin plasentaya yerleşmesini sağlıyor. Bunun için müstakbel annenin bağışıklık sistemini geçici bir süre için bastırarak, plasentanın embriyoyu yabancı hücre olarak reddetmesini engelliyor.

 

“İyi, güzelde, bunlardan bize ne!? “ diye sormaya başladınız mı? Sabır edin lütfen.

 

Yukarıdakilerden sizin ne çıkardığınızı bilemem, ama sizi düşünmeye davet ediyorum.

 

Benim çıkardıklarım ve çıkarım şunlar:

  • Boy, pos ve ağırlığımızın bizi, dünyada yaşayan hiçbir diğer varlıklardan üstün kılmıyor.
  • İnsan, varlık toplumunda zannettiği kadar önemli değil, kendini gerektiğinden çok fazla ciddiye alıyor.
  • Çevremizde her bir varlığın – buna mikrobu da, virüsü de, bakterisi de, böceği de, bitkisi de dahil – dünyada olmasının bir gerekçesi olduğuna ve birbirimizin varoluşunun devamı için her birine muhtaç olduğumuza inanıyorum. O canlılardan bir tanesinin yok olmasının hepimizin sonunu getirebileceğine inanıyorum.

 

En az kendimizi ve çocuklarımızı düşündüğümüz kadar, çevremizi, hayvanları ve doğamızı da düşünüp korumamız gerektiğine inanıyorum. Ancak bu konuda çocuklarını istismar eden, kadınlarını aşağılayan, hayvanları yaralayan öldüren, para, kâr, günah, haram ve ahiretin, dünyamızdan, yaşamımızdan, sağlığımızdan, çevre ve doğa temizliğinden, adaletten, güvenden ve huzurdan daha önemli olduğunu zanneden toplumlardan yardım alabileceğime İNANMIYORUM.

 

Nizamettin Karadaş

Kayanaklar:

[1]       Unvorstellbar: So viel wiegt alles Leben auf der Erde, https://de.nachrichten.yahoo.com/unvorstellbar-viel-wiegt-alles-leben-auf-der-erde-142454435.html ;The biomass distribution on Earth, https://www.pnas.org/content/115/25/6506

[2] Forscher wiegen einzelne Viren, https://www.wissenschaft.de/umwelt-natur/forscher-wiegen-einzelne-viren/

[3] Waage für Viren: Schwingende Mikroorganismen in der Ionenfalle, https://www.weltderphysik.de/gebiet/technik/news/2006/waage-fuer-viren-schwingende-mikroorganismen-in-der-ionenfalle/

[4] Forscher wiegen einzelne Viren, https://www.wissenschaft.de/umwelt-natur/forscher-wiegen-einzelne-viren/

[5] Waage für Viren: Schwingende Mikroorganismen in der Ionenfalle, https://www.weltderphysik.de/gebiet/technik/news/2006/waage-fuer-viren-schwingende-mikroorganismen-in-der-ionenfalle/

[6] Martínez-Martín, D., Fläschner, G., Gaub, B. et al. Inertial picobalance reveals fast mass fluctuations in mammalian cells. Nature 550, 500–505 (2017). https://www.nature.com/articles/nature24288 ; Wieviel wiegt das Leben? Neuartige Waage kann das Gewicht einer einzelnen lebenden Zelle wiegen, https://www.scinexx.de/news/technik/wieviel-wiegt-das-leben/

[7] https://www.adelinde.net/viren-geheimnisvolle-wesen-am-uebergang-zum-leben/ ; Mölling, K. (2015): Supermacht des Lebens. Reise in die erstaunliche Welt der Viren. – München: C.H. Beck. 318 S.

 

1964 İstanbul doğumlu. 1972 den bugüne kadar Düsseldorf, Almanya ikametli. Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 2 yetişkin kız çocuğu babası. 12 yıl Avukatlıktan sonra mesleğini bırakmış, her konuda meraklı, araştırmacı, analist ve okumasını seven rahat ve huzurlu bir insan.

Siz de fikrinizi söyleyin!