Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih

Abesle İştigal Olmak

Günlerdir ülkemizi ve dünyayı etkisi altına alan salgın ile boğuşuyoruz. Kimimiz evlerimizde kendimizi karantinaya aldık, çalışmak zorunda olanlar, hayatlarını riske ederek işlerinin başında. Özellikle sağlık çalışanlarımız büyük özveri ve cesaretle mücadele ediyor. Milletimizin tarih boyunca birçok felaketle baş etmişliği var elbet, ancak bu salgın hiç birisine benzemiyor dostlar. Bu karanlık günlerde millet olarak çok daha duyarlı olduğumuz bir gerçek. İnsani duygular ile muhtaçlara, yardıma ihtiyacı olan insanlara ulaşmak, ihtiyaçlarını gidermek gibi vicdani hislerimiz ile hareket ediyoruz.

Son günlerde, bir yardım toplama kargaşası ve kavgasına tanıklık ediyoruz ülkece. Bazı belediyelerin başlattığı “bağış” kampanyası valilik emri ile durdurulup, toplanan paralar bloke edildi. Sonra Cumhurbaşkanı çıktı televizyonlara başka bir kampanya başlattı. Kampanyanın başlangıç ve şekli ile ilgili gelen tepkiler sonrası, “Tekalif-i Milliye” ye atıfta bulunarak Gazi Mustafa Kemal’in de zamanında halktan para topladığını söyledi. Dönem ve şartlar olarak baktığımızda en ufak bir benzerlik olmamasına rağmen, bu benzetme yapıldı.

İşin aslı nedir? Toplanan yardımlar ne amaçla toplanmış? “Tekalif-i Milliye” nedir? Nasıl uygulanmış biraz inceleyelim.

Mustafa Kemal Atatürk, başkomutan seçildikten sonra 7-8 Ağustos 1921 tarihlerinde ordunun ihtiyaçlarını en hızlı karşılayacak şekilde düzenlediği Tekalif-i Milliye Emirleri’ni ilân eder.

10 emirden oluşan ve ilk 6’sı 7 Ağustos, son dördü ise 8 Ağustos 1921 tarihlerinde ilan edilen Tekalif-i Milliye’yi (Millî Vergiler) ana hatlarıyla anlatalım. Bu kısımı hiç dokunmadan Nutuktan alıntılıyarak aktarmak istiyorum, ( Nutuk 417-418)

1 nolu emir:

Her ilçede kaymakamın başkanlığında, mal müdürü ve ilçenin en büyük askeri amiri ile idare meclisi, belediye ve ticaret odalarının seçtikleri ikişer üyeden oluşan Tekalif-i Milliye Komisyonları kurulacaktır, bu komisyonlara mahallî Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri merkez kurulundan iki üye ile köylerde imamlar ve muhtarlar tabiî üye sıfatıyla bu komisyonlara katılacaklardır. Buradaki hizmetlere karşılık ücret ödenmeyecektir. Tekalif-i Milliye Komisyonları savaş ekonomisine giren ve Tekalif-i Milliye emirlerinde belirtilen malları toplayarak kendisine bildirilen cepheye gönderecektir. Görevinde ihmal gösteren komisyon üyeleri vatana ihanet suçuyla cezalandırılacaklardır.

2 nolu emir:

Ülkede her ev birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık hazırlayıp Tekalif-i Milliye komisyonlarına teslim edecektir.

3 nolu emir:

Tüccar ve halk elinde bulunan çamaşırlık bez, amerikan, patiska, pamuk, yün ve tiftik, erkek elbisesi yapımına yarayan kumaş, kösele, taban astarlığı, sarı ve siyah meşin, sahtiyan, dikilmiş ya da dikilmemiş çarık, fotin, demir kundura çivisi, tel çivi, kundura ve saraç ipliği, nal, nal yapımında kullanılan demir, mıh, yem torbası, yular, belleme, kolon, kaşağı, gebre, semer ve urganların yüzde kırkı bedelleri sonradan ödenmek üzere Tekalif-i Milliye komisyonlarına teslim edilecektir.

4 nolu emir:

Tüccar ve halkın elinde bulunan mevcut buğday, un, saman, arpa, kuru fasulye, bulgur, nohut, mercimek, koyun, keçi, kasaplık sığır, şeker, gazyağı, pirinç, sabun, tereyağı, zeytinyağı, tuz, çay ve mum stoklarının yüzde kırkına ordu adına el konacaktır. El konan malların bedelleri daha sonra ödenecektir.

5 nolu emir:

Ordu ihtiyacı için evvelce alınan taşıt araçlarının dışında, halkın elinde kalan her türlü taşıt aracıyla, yüz kilometrelik bir uzaklığa kadar, ayda- bir defa olmak üzere parasız askerî nakliyat yapılması mecbur kılınmıştır.

6 nolu emir:

Ordunun giyimine ve beslenmesine yarayan bütün sahipsiz mallara el konulmuştur.

7 nolu emir:

Halkın elinde bulunan savaşta lüzumlu bütün silah ve cephane üç gün içinde Tekalif-i Milliye komisyonlarına teslim edilecektir. Bu malzeme için ücret ödenmeyecektir.

8 nolu emir:

Benzin, vakum, gres, makina, don, saatçi ve taban yağları, vazelin, otomobil ve kamyon lastiği, solüsyon, buji, soğuk tutkal, Fransız tutkalı, telefon makinası, kablo, pil, çıplak tel, yalıtkan maddeler ve bunlar cinsinden malzeme, asit sülfirik stoklarının yüzde kırkına el konulmuştur.

9 nolu emir:

Demirci, marangoz, dökümcü, tesviyeci, saraç ve araba yapan esnaf ile imalathaneler tespit edilecek, bunların üretim, onarım ve yapım güçleri hesaplanacaktır. Ayrıca kasatura, kılıç, mızrak ve eğer yapabilecek zanaatkârlar aranıp tespit edilecektir. Yukarıda belirtilen esnaf, imalathane ve zanaatkârlar savaş araç ve gereçleri üretim, onarım ve yapımı ile görevlendirilecektir. Sürekli görevlendirilenlere geçimlerine yetecek ücret ödenecektir.

10 nolu emir.

Halkın elinde bulunan dört tekerlekli yaylı araba dört tekerlekli at ve öküz arabalarıyla kağnı arabalarının bütün takım ve hayvanlarıyla beraber ve binek ve topçeker hayvanları, katır ve yük hayvanları, deve ve eşek sayısının yüzde yirmisi bedeli sonra ödenmek üzere ordu adına alınacaktır.

 Yaşadığımız günlerde istenen yardımlara benzetilen Tekalif-i Milliye Emirleri ni aktarırken önemli gördüğüm yerlerin altını çizdim dostlar.

Dikkatli okuduysanız eğer, her türlü ihtiyacı karşılanan Yunan ordusu önünde Türk ordusunun ne kadar ihtiyaç içinde olduğunu görmüşsünüzdür. Eğer fark etmediyseniz Tekalif-i Milliye ile halktan istenen malzemelere tekrar bakmanız yeterli olacaktır. Öyle ki dostlar, Türk ordusunun üstünde elbisesi, ayağında ayakkabısı, yiyecek ekmeği, silahı ve cephanesi kalmamış. Öyle yokluk içinde bir ordu ki, bir çivi, bir çorap dikiş ipi bile halktan isteniyor dostlar. Şatafatlı sarayları, binlerce kişiden oluşan koruma ordusu, yüzlerce makam araçları, onlarca uçakları, sınırsız imkanları ve gücü olanlar, halkını korumak için sokağa çıkma yasağı ilan edemediği halde çıkanlara, bir de millet işsizlikten, parasızlıktan kırılırken para cezası kesenler, o yokluk günleriyle aynı şartlarda değerlendiriyor! Dönemi günümüzle kıyaslamak, en kibar tabir ile “abesle iştigaldir” sevgili dostlar.

Döneme dönecek olursak, ordunun durumu bu haldeyken, mücadelenin başarıya ulaşma şansı elbette mümkün değildi. Bu nedenle yayınlanan Tekalif-i Milliye Emirlerinin uygulanması son derece önem arz ediyordu.

Birinci emirde nasıl kurulacağı açıklanan komisyonlar yurdun her tarafında kuruldu ve hemen çalışmalarına başladı. Bu komisyonlar el koydukları mallara karşılık senet niteliğinde tutanaklar verdiler. Bu tutanaklarda yazılı malların bedelleri zaferden sonra, hak sahiplerine belli bir düzen dahilinde ödenmiştir.

İstiklal Mahkemeleri tutanakları incelendiğinde, Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında, stoklarındaki mal miktarını gizleyenlerin vatana ihanet suçu işlemiş sayılacakları belirtilerek halkın dikkati çekilmiş, gerekli uyarılarda bulunulmuştur. Fakat uygulamalar esnasında zora başvurmayı gerektiren olaylara çok az rastlanmıştır. Bu durum verebileceklerinin sınırına ulaşmasına rağmen halkın Kurtuluş Savaşını zafere ulaştıracak mali ve maddi fedakârlıklara içtenlikle katıldığını göstermez mi?

Yani bu gün olduğu gibi resmi yazılarla, kamu çalışanlarından kampanyaya katılım şartı arandığı bildirilmemiş dostlar, halk bütün yoksulluğuna, tükenmişliğine rağmen, seve seve destek vermiş ve elde edilen maddi ve manevi destek Türk ordusunun başarılı olmasında büyük rol oynamıştır.

Evet, ulus olarak bir çok felaket yaşadık dostlar, depremler, maden faciaları, darbeler, terör saldırıları, sel felaketleri, toprak kaymaları ve burada sayamadığım bir çok felaket yaşadık. Hepsi öngörülebilir ve önlenebilir olmasına rağmen yaşadık, bulunduğumuz coğrafya kader değil. Daha yaşanılabilir bir ülke olabiliriz, ülkemiz kaynakları daha verimli kullanılabilir. Bu felaket bize bir kez daha gösterdi ki, iyi yönetilmiyoruz! Umarım halkımız olup biteni akıl süzgecinden geçirip bundan sonra ki dönemde daha akıllı seçimler yapabilir.

Akıl ve bilimin hakim olduğu daha güzel daha güneşli daha aydınlık günlerde hep birlikte olmak dileğim. En derin sevgilerimle efendim…

Murat AYDIN

Bir yorum

  • Hayati Sarnık

    Osmanlılarda Tebaa denilen Türk halkı saray tarafından sevilmezdi. ( Şimdiki gibi)Bu yüzden de yabancı uyruklularda halkın arasına girmezdi.Halk ta Devlete karşı (Halen etkileri var)büyük korku duyarlardı.2 tarafta özde birbirlerini sevmezdi.Sözde sever görünürlerdi. (Şimdiki gibi)Kendi ırkından ve soyundan olan ATA ‘mızı benimseyip ellerinden gelen desteği verdiler.ATATÜRK milletimize öz benliğini verdi.Bugün Chp.Belediyeleri hükümetin topladığı yardımların 100 lerce mislini topladılar.Muktedirler sona geldiklerini anladılar.Bld.lerin engellendiğini halk nihayet anlamaya başladı.Dönüşü olmayan aydınlık yola girdik.

Siz de fikrinizi söyleyin!