#GeleceğinTrendleri,  Bilim,  Bilim Çevre,  Bilim İklim,  Kimya,  Sağlık,  Sosyoloji,  Toplum

#GeleceğinTrendleri: Su kirliliği – Mini dozlarda psikotrop ilaçlar suda yaşayan hayvanların davranışlarını değiştiriyor

Sudaki kirliliğin olumsuz etki yapması için canlıları öldürmesi veya ciddi şekilde hasta etmesi gerekmez. Gainesville’deki Florida Üniversitesi’nin araştırmacıları, davranış değişikliklerinin bile ekosistem için ölümcül sonuçlar da üretebileceğini belirtiyor. Kerevitlerin (Tatlı su ıstakoz ve yengeçleri) sudaki en küçük miktarda antidepresana nasıl tepki verdiğini araştırdılar ve tatsız bir keşifte bulundular.

Seçim, yaygın kerevit türü Faxonius limosus’a düştü

Açıkçası, psikotrop ilaçlarla insanlar sadece kendi türlerini değil, çevrenin geri kalanını da tedavi ediyor. Dünyadaki birçok sularda, bu ilaçlar şimdiye kadar kimsenin ilgisini çekmeyen mini dozlarda birikiyor. Araştırmayı yöneten bilim insanı Alexander Reisinger şöyle diyor:

“Günümüzde akarsularda ve göletlerde bulunabilen miktarlarda antidepresanlara maruz kaldıklarında kerevitlerin nasıl tepki verdiğini inceledik.”

Seçim, Avrupa ve Kuzey Amerika’da sıkça görülen bir türüne, Faxonius limosus’a düştü; yaşam alanı su için önemli bir rol oynayan kerevit.

Kerevitler gözle görülür şekilde daha pervasız davranıyor

Laboratuvarda, biri az miktarda antidepresan citalopram ve diğeri temiz su içeren iki Y şeklinde yapay dere oluşturuldu. Araştırmacılar, önce dışarı çıkmaları ve ardından iki koridor arasında seçim yapmaları gereken hayvanlar için bir saklanma yeri hazırladılar. Bir taraftan yiyecek kokusu onlara doğru akıyordu, diğer taraftan türdeşlerin kokusu. İlaçlı derede, kerevitler saklandıkları yerden çok daha erken ayrıldılar ve doğrudan yemeğe giden yolu daha sık kullanma eğilimi gösterdi. Bu yüzden daha cesur – ya da daha pervasız – ve daha uzun süre tereddüt eden ve kendi türlerine yakın olmayı tercih eden kontrol grubuna nispeten daha istekli davrandılar.

Dere kopyaları, yengeçler için test habitatları olarak hizmet etti. (Resim: AJ Reisinger)

Risk almak için biraz daha istekli olmanın ne önemi var ki?, diye düşünebilirsiniz. Ancak cüretkâr hayvanların avcılara yakalanması çok daha kolaydır, bu nedenle popülasyonlarının azalma olasılığı yüksektir. Ve aynı zamanda sudaki organik maddelerin ayrışması artarsa, besin akışları değişir ve bu da daha fazla, kısmen öngörülemeyen sonuçlara yol açar. Kıdemli yazar Emma Rosi, “İlaç kirliliğinin su ortamlarındaki yaşamı kronik, ölümcül olmayan bir düzeyde nasıl etkilediğini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var” diye uyarıyor.

 

Bu yazı Tweet zinciri olarak da yayınlanmıştır:

 

Nizamettin Karadaş

Kaynaklar:

University of Florida, Cary Institute of Ecosystem Studies, Fachartikel:
Ecosphere, doi: 10.1002/ecs2.3527

https://www.wissenschaft.de/umwelt-natur/antidepressiva-machen-krebse-leichtsinnig/

https://www.trendsderzukunft.de/wasserbelastung-mini-dosen-psychopharmaka-veraendern-verhalten-von-wassertieren/ , 20.06.2021

 

1964 İstanbul doğumlu. 1972 den bugüne kadar Düsseldorf, Almanya ikametli. Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 2 yetişkin kız çocuğu babası. 12 yıl Avukatlıktan sonra mesleğini bırakmış, her konuda meraklı, araştırmacı, analist ve okumasını seven rahat ve huzurlu bir insan.

Siz de fikrinizi söyleyin!