#GeleceğinTrendleri,  Bilim,  Bilim Haberleri,  Kimya,  Sağlık,  Sosyoloji,  Toplum

#GeleceğinTrendleri: Ağır su gençlik pınarı mı?

“Gençlik pınarı”ndaki bir banyoda daha uzun süre zinde kalınabileceği fikri 16. yüzyılda yaygındı. (Lucas Cranach’ın resmi) Kaynak: Universal History Archive/Universal Images Group via Getty Images

Sıradan su ve ağır su denilenin arasındaki fiziksel ve kimyasal farklılıklar küçüktür. Ancak bu farklar suyun biyolojik etkisi üzerinde oldukça şaşırtıcı tesirlere yol açabilirler.

Sıradan su, bir oksijen (O) ve iki hidrojen atomundan (H) oluşur ve bu nedenle H2O kimyasal formülüne sahiptir. Ancak sıradan hidrojenin iki katı kütleye sahip olan “ağır hidrojen” de vardır. Onun atom çekirdeği bir proton ve bir nötrondan oluşurken, “normal” hidrojen çekirdeği sadece bir protondan oluşur.

Ağır hidrojen, döteryum olarak da bilinir ve D olarak kısaltılır. Ve bir de ağır su denilen D2O molekülü var. Hafif ve ağır suyun fiziksel özellikleri yalnızca minimum düzeyde farklıdır. Yani D2O biraz daha yüksek donma ve kaynama noktasına sahiptir. Fakat, nötronları yakalama yeteneğinde büyük bir fark vardır. Bu nedenle bazı reaktörlerde moderatör denilen ağır su kullanılır.

Ağır suyun tadı tatlıdır

İsrailli bilim insanları yakın zamanda ağır suyun biyolojik etkisinin sıradan sudan farklı olabileceğini kanıtladı. Normal suyun tatsız olduğu bilinirken, ağır suyun tadı tatlıdır.

Leipzig Üniversitesi’nden araştırmacılar şimdi “Advanced Materials” adlı uzman dergisinde ağır suyun daha da muhteşem bir özelliği hakkında bilgi veriyorlar. Buna göre D2O, hücresel süreçleri yavaşlatabiliyor ve böylece aynı zamanda biyolojik saatin daha yavaş işlemesini sağlıyor.

Şimdiye kadar böyle bir şey, sadece izafiyet teorisinde vardı.

Profesör Josef Alfons Käs başkanlığındaki biyofizikçiler, yaptıkları deneylerle ilk kez biyolojik hücrelerin ağır suda ağır çekimdeymiş gibi davranabildiğini gösterdiler. “İlginç olan şey, hücresel dinamiklerin aynı sıcaklıkta yavaşlatılabilmesidir. Şimdiye kadar, sadece izafiyet teorisi fiziksel bir bağlamda bu tür olasılıklar sundu,” diye açıklıyor Käs, ve uzayda yüksek hızda uçan bir uzay yolcusunun, döndükten sonra biyolojik olarak, o zamandan beri dünyada kalan ikiz kardeşinden daha genç olacağı tezine atıfta bulunuyor.

Bu, ağır suyun bir gençlik pınarı gibi etkin ve yaşlanmayı yavaşlatabileceği anlamına mı geliyor? Ne yazık ki hayır! Yine de, keşfedilen D2O etkisi için faydalı uygulamalar olabilir.

Leipzig’li araştırmacılar ayrıca hücresel süreçlerin nasıl yavaşlatıldığını da araştırdı. Bunu yapısal proteinler arasındaki artan etkileşime bağlıyorlar. Jörg Schnauß, “Ağır su da hidrojen köprü bağları oluşturur, ancak bunlar normal sulu ortamlarda olduğundan daha güçlüdür” diye açıklıyor, “bu, aktin gibi yapısal proteinlerin birbirleriyle daha yakın etkileşime girdiği ve onların tekrar tekrar kısa süreli birbirine yapıştığı anlamına geliyor.”

Nakil organları daha uzun süre taze kalabilir

Etkilerin tersine çevrilebilir olması ve hücrelerin normal sulu bir ortama aktarılır aktarılmaz doğal özelliklerini yeniden göstermesi olağanüstüdür.

Yani bu, daima yavaşlamış bir biyolojik saatle yaşayamasak da, belirli süreçlerin geçici olarak yavaşlatılması olarak düşünülebilir anlamına geliyor. Araştırmacılar, bulgularının biyolojik dokuyu daha uzun süre canlı tutmak için kullanılabileceğini umuyorlar.

Onların aklından geçen, nakil için belirlenmiş organların daha uzun süre “taze” kalmaları üzere onların geçici olarak ağır suda bekletilebilmesidir. Ama şimdiye kadar bu sadece bir hipotezdir. Böyle bir uygulamanın gerçeğe dönüşmesi için daha çok araştırma yapılması gerekecektir.

Nizamettin Karadaş

Bu yazı Tweet zinciri olarak da yayınlanmıştır:

Ağır su gençlik pınarı mı?

“Gençlik pınarı”ndaki bir banyoda daha uzun süre zinde kalınabileceği fikri 16. yüzyılda yaygındı. (Lucas Cranach’ın resmi)
Kaynak: Universal History Archive/Universal Images Group via Getty Images pic.twitter.com/17iIWHeksz

— @KpaxN (@kpaxn) June 16, 2021

Kaynak: https://www.welt.de/wissenschaft/article231851329/Dieses-Wasser-verlangsamt-biologische-Prozesse.html , 15.06.2021

1964 İstanbul doğumlu. 1972 den bugüne kadar Düsseldorf, Almanya ikametli. Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 2 yetişkin kız çocuğu babası. 12 yıl Avukatlıktan sonra mesleğini bırakmış, her konuda meraklı, araştırmacı, analist ve okumasını seven rahat ve huzurlu bir insan.

Siz de fikrinizi söyleyin!