Şiir

‘Garibanla, İnsanlık Öder’ Diyeti

Yüzsüzlüğün yolu riya, arsızlık, kaşarlanmışlık ve çok yüzlülüklerden geçer.
Kişi bir kez bile olsa, yüzsüzlükle tanışarak,
İşi, pişkinliğe vuruyor ve bunu hayat biçimi, değişmez davranış şekli yapıyorsa;
Bundan beslenerek, karaktersizliği ve haysiyetsizliği kanıksayan için
Yüzsüzlük, alçalmanın ilk adımı ve insanlığa ihanetin ilk eşiğidir.
İş, lafla peynir gemisi yüzdürmeye gelince; mangalda kül bırakmayanlar
Haysiyet fukarası olmakla kalmaz;
Ar-namus, edep, adap ve hayadan yana da müflis tüccardan beter olur çıkarlar!
Bilindiği gibi böyleleri için ibret-i alemlik şu söz denir insanlığın lügatında,
” – Yoktan, yonga kalkmaz, kalksa da, ateşi ferli, külü kavi ve bereketli olmaz!… ”

İş bu hale gelince ve kişi bu seviyesizliğin doruğuna erince,
Hayatı mazeretlere, amalara, acabalara, şeylere ve keşkelere kurban edip,
Suçu, kara kediye yıkınca,
İşin, işten geçip, kurtuluş için, geç kalınıp ve imkansız olunca,
Sağ duyu ile akıllar firar edip, başlar taşa vurularak, saçları yolmacasına kafalar kaşınıyorsa,
Takkenin düşüp, kelin görünmüşlüğünde,
Ömrün, hayatın hengamesinde beyhude telef edilmişliğinde,
Nafilelikler de volta atmaların faydasızlığında,
Müflis tüccar nasıl eski hesapları ve defterleri karıştırmaya kul oluyorsa,
İnsanlık ve haysiyet fukaraları da
Anılardan, eski günlerin kırıntılarından teselli aramaya koyularak,
Kendilerini kandırmalar da ömür defterlerinin dürüldüğünü kabullenmemeye ve inkara yeltenirler…

İnsanlığın, dürüstlüğün, faziletin yok olduğu yerde,
Farkındasız çoktan cılkı ve çivisi çıkan insanlığın, nice ömürleri hayatlar yutan bataklıkta telefliği çıkar ortaya…
Ondandır, boşa değildir…
” – Haysiyetini, nefsinle, dünya çıkarına…
Özünü, ruhunu ve karakterini, şeytana tahvil edene…
Kala kala kubur bekçiliğinde debelenerek, Azrail i davet, sefillik ve paspayelikte ölümü beklemek kalır…
İşte böylelerine…
” – YAŞAYAN ÖLÜLER . ” Denir…
Ki, böylelerinin YÜZSÜZLÜK AYIBI’nı , ölüm bile silip-süpürüp, yok edip, kaldıramaz ortadan…
İşte bu koşullarda, insanlığın utancı ve yüzsüzlüğün ayıbı miras kalır nesiller boyunca…
Kimselerin, pirincinde taş
Aş olarak pişirilen pilavında, kemlik-kusur ve çiğlik olmamışlığında
Yüzsüzlerin ulu-orta kol gezip, cirit atmışlığında
Kötülerin yaptığının, yanına kar kalıp
Suçluya, hesabın sorulmamışlığında, diyetin ödetilmemişliğinde
” – ALTIN TEPSİYE KONARAK, KUSURUN SAHİBİNİN ARANIP’TA, BULUNAMAMIŞ LIĞINDA . ”
Kirin-pasın, tozun-toprağın, kusurun-hatanın, suçun-suçlunun halının altına süpürülüp,
İnkar kılıçlarının çekilip mertliğin, namertliğe kurban edilmişliğinde;
‘Garibanlarla, insanlık öder’ diyeti…!
‘Garibanlarla, insanlık öder’ diyeti…!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya

16 / 02 / 2020, Saat ; 20_00

Siz de fikrinizi söyleyin!