Deneme,  Edebiyat,  Toplum

Fotoğraflara Dair

Bu günlerde nedense, sık sık, yönetmenliğini Steven Spielberg’in yaptığı, II.Dünya Savaşı sırasında Nazilerin uygulamış olduğu soykırımı işleyen 1993 ABD yapımı bir film geliyor aklıma: Schindler’in Listesi!

Bilindiği gibi Schindler’in Listesi, Oskar Schindler adlı bir Alman işadamının 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1000’den fazla Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alır. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan filmin, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayıldığını ve ona Oscar kazandıran bir yapım olduğunu anımsatmakta yarar var.

“Bunun aşağıdaki fotoğraflarla ne ilgisi olabilir” diye bir soru aklınıza takılabilir.

İnsanlık tarihi bir sürü zalim tanıdı: İstesek; insanlara kan kusturan, soykırım uygulayan, onları işkencelerden geçiren, hapislerde çürüten, göz altılarda kaybeden, onlara düşüncelerini, dillerini, inançlarını yasaklayan çok sayıda zalimin adını bir çırpıda sıralayabiliriz.

Ama bu örgütlü kötülüğün karşısında duran; haksızlığa, zulme sömürüye baş tutan, boyun eğmeyen ve bizleri kötülerin de er geç yenileceğine inandıran insanlar da eksik olmadı insanlık tarihi boyunca.

Schindler’in Listesi adlı filmin sık sık aklıma gelmesi bu yüzden olabilir: Çünkü şu an, geçici bir süre için konuk olduğum coğrafya (Almanya) buna uygun. Oskar Schindler’in ruhunu kuşanmış Devrim-Ozan Genç, Yasemin-Soner Şahin, Günay- Çelik Katılmış çiftleri, Haydar Doğan ve Işılay Karagöz gibi insanları tanımış olmam, onlarla burada geçirdiğim zamanlar, geliştirdiğim ilişkiler ve tanıklıklarım da buna uygun. Belki de tetikleyen başka şeyler de var.

Türkiyeli büyük devrimci Enver Karagöz’ün evindeyiz. Evin her yerinde onun anıları capcanlı duruyor. O sıcak yüzü, o devrim gülüşleri Enver Karagöz’ün…

18 Kasım gününün akşamı Köln’de düzenlenen Enver Karagöz Edebiyat Dostları Etkinliği’nin ertesi günü bizi kaldığımız evden buraya taşıyan Günay-Çelik Katılmış çifti oldu Ve bizi yine olanca sıcaklığıyla karşılıyan da Işılay Karagöz. O insanlığın kızı…

Fotoğraflarda Işılay-Enver Karagöz çiftinin kızı Ceren, damadı, torunu; oğlu Cemre işten henüz dönemedi ama gelini aramızda; okuduğum en güzel romanlardan bir olan, Adnan Keskin’in kaleme aldığı İlle’de Mavi romanının aşk kahramanı, Adnan’ın eşi, insanlığın Kızı Neşe, Neşe-Adnan çiftini kızı ve torunu da yer alıyor fotoğrafta; Her iki karede Zeynep ve ben de varız.

Fotoğraf karelerini güzelleyen Günay-Çelik Katılmış çiftinin Schindler’in Listesi adlı filmin sık sık aklıma gelmesinde baskın bir yeri var. Fotoğrafa bakıp bunu anlayabilir misiniz bilmem ki! Çift, 12 Eylül’den önce gelerek hayata tutunmaya çalışmış Almanya’da. 12 Eylül’den sonra da Türkiye’den bir şekilde buraya gelmeyi başarmış TÖB_DER Genel Başkan Yardımcısı Kemal Uzun, Enver Karagöz gibi çok ama çok sayıdaki devrimciye Schindler’in ruhuyla yüreklerini, evlerini, ellerindeki bütün olanakları açmış, onlara yurt olmuş.

Fotoğraflar birlikte yenen yemek sonrasından keşke Enver Karagöz ve Adnan Keskin de olabilseydi aramızda.

Fotoğraf çekiminden sonra evin her yerinden bizi gözetleyen; benim aşk bilgisi, düş bilgisi, düşünce bilgisi, insan bilgisi ve şiir bilgisi öğretmenim; köylüm, ağabeyim, yeryüzülü en iyi hemşerilerimden Enver Karagöz’ün evin duvarlarındaki fotoğraflarına bakıp aşağıdaki şiiri okumak geçti içimden. Ama okuyamadım, yüreğim tutmadı.

Senin o iki parmağın
Biri asi
Biri aksi

Senin o sıkılı yumruğun
Barış ve aşk yüzlü bir dünya için
Kararlı

Senin o güneş yüzün
Devrim gülüşün
Düşlerimizin düğünü

Hayrettin Geçkin

Siz de fikrinizi söyleyin!