Deneme,  Edebiyat,  Güncel - Aktüalite,  Şiir,  Toplum

Eskiler Eskide Kalmasın…

Yine bir yıl bitiyor zıplamayı seven kurbağalar; kim bilir kaç kez zıpladık bu yıl, ya da kaç kez  zıpladığımızı zannederken haşlandık haberimiz yok!

İyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bırakıyoruz…

Yılın 365 günü ”Nasıl daha iyi zıplayabilirim?”e kafa yoran değerli kurbağalara yol gösterici, zihnimizde ışıklar açan, yalnızlığımızın yoldaşları sevgili edebiyatçılarımızla başlamak istiyorum yeni yıla…

Biliyorum ki, en güzel zıplamalar sanatla olanlardır… Siz ne kadar anlatmaya çalışırsanız çalışın karşınızda ki insana insanca yaşamayı, sanatın zihinlerde ki açtığı yolu başka hiç bir yolla açamazsınız. Peygamberlerin şiirlerle, masallarla, destanlarla yol gösterme çabası sanattın tanrısal gücünün farkındalığındandır.

Evler! Evler! Diyerek sanatı evlere yerleştirmeye kafayı koymuş şairimiz Behçet Necatigil‘in toplumsal duyarlılığını gösterdiği bir şiiri…

“Yeni yıl mı karakış,
Duvarlara ipleri
Gerdin mi?
Kurusun çamaşırımız.
Yaşlanmak, bırak yaşlanmayı.
Soğuk demişler buna
Rüzgâr gelen camlara
Kâğıt sıvadan mı?
Başka odamız da yok
Bir misafir gelirse.
Ne çıkar, çoluk çocuk
Otururuz böylece.
Karakışın ettikleri.
Aldırma, yaz aylarını düşün
Bir kaderi yaşayıp bizim gibi
Çocuğumuz büyüsün.”

Geçmiş günlerin masalsı güzelliğinde Can Yücel

“Masal dediğin böyle havada olur

Kış kıyamet diz boyu kar

Üstelikte yılbaşı”

Benim için umudun adıdır Nazım Hikmet…

“Yüzüne yılbaşı ağacının telli pullu aydınlığı vuran çocuk,

belli,

bilmiyorum neden, ama belli yaşayacak benden iki kere çok.”

Ve bugünün dünden farkı olmadığını, hatırlatan şiiri ile Ümit Yaşar Oğuzcan

“Doğuda açlık varmış”

– Biraz havyar alır mısınız?

“Hayvanlar ölüyormuş yemsizlikten”

– Istakozu beğendiniz mi?

“Yakmak için tezek bulamıyorum”

– Hanımefendi, ne kadar güzelsiniz.

“Açlık ve cehalet bütün hızıyla”

– Garson! Bir viski daha…

“Yoksulluktan çocuğunu terk eden bir anne”

– Monşer, ne demiş şair? “güzel sev, iç bade”

“Emekli, dul ve yetim aylıkları”

– On bin lira banko

“Açıkta kalan öğrencilerin”

– Bu dansı bana lütfeder misiniz?

“Ekonomik krizin sebepleri”

– Restinizi görüyorum.

“Bir imam, 10 yaşında bir kız çocuğunun “

– Ayol, yapma görecekler

“Bir an önce kalkınmak için”

– Çin! Çin

“Hükümetten beklediği ulusun”

– Yeni yılınız kutlu olsun…”

Bana göre; bir hazine, Ömer Zülfü Livaneli

“Yıl yenildikçe

Biz eskiyoruz,

Ama ne gam!

Koruktan üzüme,

Üzümden şaraba evriliyoruz.”

Büyük İskender’in kan dökerek büyük olduğu yeryüzünde farklı bir pencereden dünyaya bakıp şiir yazan, küçük insanı anlatan şairimiz  Küçük İskender

“-yılbaşı ağacına kendini asan adamım ben,

Denize okyanus muamelesi yaptığım yerlerden şimdilerde simli sallar da geçer…”

Yazılarını okurken edebiyat dersine dönüştüren değerli Gündem Arşivi yazarı Hayrettin Geçkin

“iki bin yirmi iki’ye gireceğiz birazdan
bir yaş daha artacak İsa’yla aramızda

bir tepeden seyredeceğim gençliğimi
kendime kadeh yaparak
yaralarımdan akan şiirleri

yayılacak her yana esrikliğim
düşten düşe taşacağım yine hiç yolu yok
sözcüklerle teyelleneceğim yaşamadığım günlere

belki daha da soğuyacak hava, olsun
tekrarlayacak her zamanki gibi dileğimi kar:
kimse ölmesin aşktan ölene kadar

iki bin yirmi iki’ye gireceğiz birazdan
bir yaş daha artacak İsa’yla aramızda”

Okudukça içimizi hüzne boğan acı ve ızdırabın son durağı Didem Madak

“İçimde iki mutlu yıl varsa,

İçimde biri simli iki kadın varsa

Sen, gelirsen ve yok edersen

Bunu yazmak istiyorum sana sonra postalamak istiyorum

Simli bir yılbaşı kartıyla

Hiçbir mektup artık beni, ikna etmiyor hayata…”

Şairlerimizin, edebiyatçılarımızın bizlere anlatmak istediklerini duyar mıyız, görür müyüz hisseder miyiz ya da kaçımız anlatılmak isteneni anlarız bilinmez, gelen günün geçen günden farkı olmadığını bile bile yüreğimizde ki umutla zıplamaya devam edeceğimiz nice güzel yıllarımız hep beraber olsun…

Mutlu Yıllar…

 

 

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!