Deneme,  Sosyoloji,  Tartışma,  Toplum

Çok Şey İstemedim!

Ben senden ne istedim ki!

Ben, beni, kitap satırları arasında bulmanı, şiir mısralarında hissetmeni istedim. Gökyüzüne bakınca resmimi görmeni, rüzgârda kokumu duymanı, göz bebeklerimde aşkı bulmanı istedim. Esen her yelin hışırtısı, düşen her yaprağın inlemesi gibi acımı hissetmeni istedim.

Deniz dalgasında yakamaz olmanı, ay ışında yıldırım, kükreyen bir dağ gibi heybetli ve kudretli bir kartal gibi beni kanadına almanı, göğe yükselmeni, uçmanı, uçmanı, uçmanı istedim.

Çocukluğumdan gelen sürgünsün, gençliğimden gelen acı, hayatımın efendisi bir kahraman, bir asır öncesinden sahibinim dedim, bu keder bu kalbi taşımaz, bu nefes bu kadar yaşamaz, bu yaşam bize yakışmaz, dedim.

Masallardan çıkan bir kader, sarmallara dolaşmış bir bedel, çözümsüz aşk serüveninden fırlayan bir ok gibi fırla, dağıl, paramparça ol, hatta her bir parçan galaksiye yelken açsın, üstünü tamamlarım, dedim.

Bu diyar bize haram, bu dünya bize dar, bu rüya yasak dedim, bu âlemden çıkalım göğe, bırakalım kendimizi boşluğa, sen beni it, ben seni iteyim istedim.

Baykuşun öttüğü yuvadan bayramın olduğu saraya geçelim, sırtımızda ömürlük sevda, yolumuz uzun ve tehlikeli, yolumuzda acımasız ejderha, varsak da, yoksak da ölelim ama teslim olmayalım, dedim.

Çaresiz alın yazımı yeniden yazdım, kalem tutan elleri yeniden çizdim, ressam da oldum, şair de oldum, kara sevdanın kara bahtlı kuşu da oldum, bir seni çizemedim kara tahtaya bir de kara talihi…

Soyu kuru bir insanoğlu oldun, saplandın yüreğime çivi gibi, bundan gayrisi ben vurdum keser ile acının yarasına, sırf senden uzak olmayayım, dedim.

Geldim, ayaklarına diz çöktüm, akan yaşlara boyun eğdim, eğilme, dik dur, ben dik duran aşkı severim, dedim.

Bir doktor uzmanı kalbim, ölüm reçetesi yazmadan duramıyor, bir haydut azmanı yüreğim kırbaç açısı hissetmeden duramıyor, bir divane gönlüm sevda yarası tatmadan duramıyor. Sen de yaşa bunları, sen de mutlu ol benim gibi, dedim.

Mezarında ne çok çiçek var, her biri ayrı kokuyor, her biri ayrı konuşuyor. Mezarında ne çok toprak var, her biri ayrı bakıyor, her biri sır saklıyor. Mezarın küçük olmuş, büyük yap ki yanında yer alayım, dedim.

Siz de fikrinizi söyleyin!