Deneme,  Kitaplar,  Tartışma,  Toplum

Çılgın Bir Devinimdir Yaşamak

Her şeyden önce itiraf etmeliyim ki kitabın ismi “oku beni” diye çok davet ediyor. Yazılarından ve roman, anlatı, biyografi, gezi ve denemelerinden tanıdığımı düşündüğüm Raşel Rakella Asal’ı tanıdığımı sanıyordum ancak bu kitabın kapağını kapattığım anda “Meğer yeteri kadar tanımıyormuşum” diye düşündüm. Bu denli derinlikli, her yazının üzerinde çok zaman vererek, araştırarak yazılan, okuduğum ender kitaplardan biri oldu benim için.

Bir düşünceden yola çıkılarak yazılan ya da olduğu gibi çoğunlukla kitap değerlendirmelerinden oluşan her bir bölüm ayrı değerde. Öncelikle kitap eleştirileri asla (çoğunlukla yapıldığı gibi) özet vermekten ibaret değil. Tam tersine roman kahramanları ve olaylar öylesine özgün şekilde aktarılıyor ki o kahramanla tanışmak için anılan kitapları alma isteği yaratıyor. Örneğin ben (şimdilik) dört kitabı aldım ve okumaya başladım. Arkadaşlarıma da önereceğim.

Okurken işaretlediğim bazı tümceleri paylaşmak istiyorum:

Bir bölümün başında “Yazarlar metinlerinin masum çocuklarıdır. Yazıya girerken yazar nereye gideceğini bilemez. Bu anlamda yazın dünyasında yazarlar da okur gibi yolcudurlar” diye başlayan paragraf bana, “Ben de böyle düşünüyorum ve yazıyorum ama hiç bu sözcüklerle paylaşmayı düşünmemiştim” duygusu uyandırıyor. Okumanın amaçlarından biri de bu değil midir zaten?.. Bilmediğini öğrenmek, bilip de dile getirmeyi düşünmediğin duyguları bazen şaşkınlıkla, genellikle gülümseyerek farkına varmak, ne denli değerlidir…

Alıp da okumaya başladığım bir romanda, kahramanını, “Kişiliği, hiçbir zaman hayatın ve kaderin ona uygun gördüğü üniformanın içinden çıkmayan biridir” diye tanımlıyor. “Çevremde tanımlandığı gibi o denli çok insan var ki…” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sonra aynı bakış açısıyla, benzer nitelikli kahramanı olan bir başka roman üzerine yazmaya başlayınca yazın denen koca evrende konuların asla tükenmeyeceğini, hatta benzer konularda bambaşka romanlar da yazılabileceğini fark ediyorum. Ben de benzer kişilikli bir kahraman üzerine yazılmış yakın zamanda okuduğum bir romanı anımsayınca daha da şaşırıyorum. Haydi, “Bu kadar şey yazdık, çok gizemli bırakmayalım” diyerek romanların adını paylaşayım.

Rakella Hanım, Kazuo Ishiguro’nun “Günden Kalanlar” romanıyla yola çıkıyor, Orhan Kemal’in “Murtaza”sını çağrıştırdığını yazıyor. Ben de Handan Gökçek’in “Ve Yokmuş” romanını anımsıyorum. Üçü de bambaşka konuları olan özgün romanlar. Büyük olasılıkla birbirlerinden haberi olmayan benzer özellikli kahramanlardan yola çıkarak yazın dünyasına katkıda bulunmuş.

Yine okuduğum satırlardan birkaç alıntı:

Murathan Mungan’ın “Bellek, unutkandır elbet ama asla kör değil. Dolayısıyla hiçbir şey kaybolmuyor orada. Belki uyuyor, saklanıyor, gömülüyor, başkalaşıyor, gömlek değiştiriyor, kendini başka yüzler, başka çağrışımlar, başka rüyalar için biriktiriyor” sözleri,

Edip Cansever’in, “Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk/ hiçbir yere gitmiyor” dizesi…

Bir başka roman kahramanının sözleriyle kapatayım bu yazıyı. Yoksa sayfalar boyu yazacağım.

Kendini sorgulayan bir komünistin özeleştirisi şöyle:

“İnancım yüzünden öğrenmedim dans etmeyi. Sonra pişman oldum. Güzel bir kadınla asla dans edemedim. Kalas gibiydim.

…Güzelliği küçümserdik biz. Elbette yanlıştı bu.”

Ben de elli yıldan fazla zamandır kitap okurum ancak “Çılgın Bir Devinimdir Yaşamak”ı bitirdiğimde bilmediklerimle, bilip de söyleyemediklerimi harmanladım ve çok şey kazandım.

Teşekkürler Raşel Rakella Asal

 

Siz de fikrinizi söyleyin!