Edebiyat,  Kitaplar

Bizim, Sizin, Hepimizin Hikayecisi…

“Bütün karıncalar birikip bana bir sırça saray yapacaksınız.”

Filler Sultanı İle Kırmızı Topal Karınca, Yaşar Kemal

Bu kitabı siz büyükler sakın üzerinize alınmayın. Zira bütün hikayeler çocuklara yazılır. Aman ha rahatsız olmayın, konunun sizin ve göremediğiniz (görüp de sessiz kaldığınız) dünya düzeni ya da dünya düzensizliği, adaletsizliği, eşitsizliği ile hiç ama alakası yok. Belki de siz de sarıcalar gibi kendinize bu düzensizlikten ekmek çıkaranlardansınızdır!?. Siz Filleri anlamak çok zor, kitabı zararlı bulup yasaklatmaya falan da kalkabilirsiniz. Kutsalımıza dokundu en güzel bahanelerinizdendi değil mi? Sahi neydi sizin kutsallarınız? Her kutsal dediğiniz hakikaten kutsal mı, yoksa çoğunluğu yola getirmek için ürettiğiniz hayali araçlar mı? Siz Filler, hakikaten bu dünyanın tanrıları mısınız?

‘’Delirmişler bunlar, delirmişler,’’ diyordu da başkada bir şey demiyordu. ‘’ Dünyanın bu delirmiş çağı da, bu alçalmış, bu obur, bu benci çağı da geçecek ama, ne zaman geçecek?’’

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yaşar Kemal

Filler Sultanı ile Kırmızı Topal Karınca çocuklar için yazılmış bir çocuk romanıdır! O yüzden bütün güzel çocuk romanları gibi mutlu sonla biter…

Yaşar Kemal‘in anlatmak istediklerini anlamak için uzun uzun yaşam öyküsünü araştırıp analizler çıkarmanıza hiç gerek yok. Çünkü o bizden biri. Ne kadar sıradan bir cümle değil mi, bizden biri! Öyle kolayca deyiveriyoruz. Evet o da hikayelerini tam olarak bu şekilde aktarıyor. Fark etmeden anlayıveriyorsunuz dünya düzeninin ilk günden beri nasıl kurulduğunu, nasıl devam ettiğini, nasıl  işlediğini…

“Bu dünya, bu kötü, alçak, pis dünya yaşanmaya bile değmez, diyorlardı. Bu dünyayı değiştirmek ahmaklıktan da öte boş bir çabadır.”

Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yaşar Kemal

İnsan bazen hayrete düşüyor, bu topraklardan bir Yaşar Kemal geçmiş, senin dilinde seni sana anlatmış ve sen hala olanca cahilliğinle Sümerlerden beri (değişim göstermeyen), hatta daha da eski değişmeyen tarih tekerrürünle devam ediyorsun. Hakikaten akıl alır gibi değil! Tam biraz toparlanacak gibi oluyorsun. Ve yine her şey başa dönüyor, bir taraf mutlu iken bir taraf aç, sefil, cahil ve fakir…

“O kadar ağır yükler işler yükleyeceğiz ki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Bu karıncalara hiçbir zaman başlarını bile kaşıyacak bir süre tanımayacağız. Hep iş, hep çalışma, hep açlık,hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işleyemez yapacak. İnsanfiller , insankarıncalara hep bunu yaparlar.”

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yaşar Kemal

Muhtemelen bizler toplum hafızası denilen destanlarımızı can kulağı ile dinlemiyoruz. Ciddiye almıyoruz, algılamaya çalışmıyoruz!?. Ya da destanlarımızda bir sorun var! Bizi kurtarıcı bekleyen ninniler mi uyutuyor yoksa!?.

Belki Yaşar Kemal’in de hatası budur. Romanın sonuna doğru; bilinmeyen bir yerlerden bir türkü duyulur ve bütün karıncaların içine eşitlik, adalet sevdası yerleşir… Bu ancak masallarda olur, dememiz mi gerekiyor?

“Karıncaların türküsü fillerin yasalarından daha güçlüdür…”

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca

Hikayelerimizin sonunda, kurtarıcı ses gelmese ve koca toplum helak olup gitse, bu hayalciliğimizden kurtulur muyuz? Can korkusu ile hepimiz bireysel sorumluluklarımızı yerine getirir miyiz? Birisi, hadi uyanma vakti geldi, aç gözünü,” demese harekete geçer miyiz? Kurtuluşun kişisel sorumluluklarımızda olduğunu anlar mıyız?

“Borazanlar, televizyonlar, gazeteler, romanlar, özellikle karıncayı fil yapma okulundan çıkan aydınlar asıl bundan böyle işe yarayacaklar. Karınca uluslarının artık hiçbir ışıkları kalmadı.  Umutsuzluk tutsaklığın gıdasıdır. Umutsuzluk köleliğin anasıdır. Umutsuzluk yüreğin yıkımıdır. Umutsuzluğu körükleyeceğiz.”

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yaşar Kemal

Öyle sayfalar boyu tarih okumamıza da gerek yok, birkaç Yaşar Kemal kitabı okuruz, karşımızdakinin söyledikleri ile icraatları tutuyor mu diye dikkatle mantık muhakeme süzgecinden geçiririz. Ve insanlık tarihinin nereden nereye gelemediğini fark ederiz. Bu kadar basit. Tıpkı Yaşar Kemal anlatımlarındaki gibi ‘basitmiş gibi duran derinlikli adımlar’ atarız…

“Önce karıncaları on beş, yirmi, kırk, bin parçaya bölmeli, sonra da bu her bölüğü ötekine can düşmanı etmeliydi. Bölünmüş karıncalar, hiçbir zaman bir güç olamazlar, sonuna kadar da tutsak kalırlardı.”

Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yaşar Kemal

Yaşar Kemal yazılarında öyle sakin sakin, yavaş yavaş, sindire sindire damarlarınıza sızıyor ki birden hiçbir şey fark etmeden hayat görüşü bütün bedeninizi sarıveriyor. Okudukça daha bir aydın, daha bir vicdanlı, daha insancıl, daha adaletli oluveriyorsunuz.

Tabi destan nedir? Neden Yaşar Kemal edebiyatımızın destan anlatıcısı olarak anılır? Yaşar Kemal neden bütün dünyanın bildiği, önemsediği ve ödüller verdiği bir yazardır? Ve destan edebiyatımızın neresindedir, diye merak ederseniz ( ki merak etmemek büyük eksiklik) biraz zamanınızı ayırabilir ve aşağıya bırakacağım linkten izleyebilirsiniz. Bu toprakların değerli anlatıcısı en azindan bu kadar bilinmeyi ve dinlenmeyi fazlası ile hak ediyor…

Bu kitabı okumakta siz büyükler de kesinlikle geç kalmadınız. Gelecek nesillere bırakacağınız mirası yeniden gözden geçirmenizde büyük yararı olacaktır. Kitabı okurken aklınıza 1980 darbesinde Kürtçenin yasaklanmasına bir atıfta mı bulunmuş diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bence kesinlikle öyle olmuş… Ayrıca, okuyup da karıncalara acımıyorsanız hatta Fillerin gözünden bakıyorsanız dünyaya, içinizde inceden bir ses Fillerin de haklı tarafları var diyorsa, sizde insanfillerdensiniz demektir…

“Kendimiz çalışır kendimiz yerdik. Eşittik, özgürdük.”

Filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca, Yaşar Kemal

Dilek

Not: Yazılarımın tamamını okumak için bloğuma buradan ulaşabilirsiniz.

(*) Önzilemedi fotoğraf xyazar sayfasından alıntıdır.

 

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!