Çocuk Gündemi,  Kurgu

Bir Kurbağa Masalı (2)

Bir varmış, bir yokmuş. Yine zamanın hiç olduğu bir devirde Rana adlı kurbağamızın yaşadığı, Hiçler Çiftliğinde Larva Kurbağaların olduğu başka bir havuz varmış. Bizim Rana Kurbağa zaman zaman oraya gider yumurtalarını bırakır, diğer yumurtalar ”güvende mi!?” diye kontrol edermiş.

Bu kontrol etme alışkanlığı da çok eski zamanlardan kalma bir alışkanlıkmış. Neden kontrol ettiğini bile çoktan unutmuş, aileden kalma bir gelenek gibi değerli yumurtalarına gözü gibi bakar sanki onların iyi olması, kendi görevi gibi hissedermiş.

Oysa burası bir kurbağa çiftliği ve onun yerine sevgili yumurtaları için güvenli bir alan oluşturmuş omurgalı iyi yürekli insanlar varmış.

Bizim Rana geçmişini öyle bir unutmuş ki omurgasız hayvanlar nasıl olur onu bile hatırlamıyormuş. İşin aslı ara sıra eski günlerini özlese de bu rahat ortama öyle alışmış ki pek de dönmeye cesareti yokmuş. Çok uzun zamandır bu çiftlik onun yuvası olmuş. Onun gibi kaygılı bir kurbağa için daha emniyetli bir alan yokmuş gibi gelmeye başlamış. Emniyette olmayı neden bu kadar önemsediğini de bilmezmiş zaten…

Özgürlüğünü korkularına satmış olması bazen canını acıtsa da yumurtaları için en doğru olanın bu olduğunu düşünüp içinde ki kıvılcımı susturuyormuş. ”Her günün aynı olduğu bir hayatının ne anlamı var” diyen kurbağaları da ”çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez!!!” diyerek sustururmuş.

Tabi zaman zaman aralarından ayrılan ve asla geri dönmeyen kurbağalarında nereye gittiği hakkında hiçbir fikri olmasa da eminim bu omurgalı güzel yürekli insanlar onları daha güzel hatta cennet gibi yerlere götürüyordur, deyip arkadaşlarını da buna inandırmaya çalışırmış.

Hem nenesi de demez miydi ”Olacak olan zaten senden bağımsız olacaktır! Kaygılanma!” diye.  Oysa Tanrıyla aralarında bir sözleşme olsa ne de kolay olurdu her şey.

Hiçler çiftliği de bir çeşit sözleşme sayılabilirdi; tek farkı Tanrılarla değil İnsanlar ile olması…

Yumurta havuzundan her ayrılışında dünyaya gelen diğer larvalara da ’’sakın dışarı çıkmayın, dünya burası gibi değil eğer buradan kaçarsanız dışarıda sizi korkunç canavarlar bekliyor’’ der dururdu. Oysa kendi bile unutmuştu dışarıyı, neyden korkulup nasıl avlanıldığını?… İşte bu sebepten fazlada bir şey anlatamazdı…

Onu can kulağıyla dinleyen yavru larvalarda korkup, dışarı çıkmayı akıllarından bile geçirmezlermiş.

Tabi her masalda bir tane gözü karamız olacak ya… Bizim Hava atmayı seven kurbağamızda, hep bir gün buradan kaçıp, dünyayı tanıyıp, geri gelip, dışarıda yaşadıklarını anlatmanın hayalini kurarmış.

‘’Evet’’ diyormuş kendi kendine; ‘’Hiçler çiftliğinde yaşamak güzel ve rahat. Arkadaşlarımla eğlenmek, sohbet etmek ve en çokta onlara hava atmak… Burada yaşamayı seviyorum.  Başarılarımla onların dikkatini çekmek ne kadar eğlenceli bir bilseniz, eminim sizde benim gibi çalışkan ve akıllı bir İribaş olmak isterdiniz.

Larva havuzunda her şey bizler için hesaplanmış düzenlenmiş, suyun sıcaklığı, derinliği, zeminin çamuru bile belli standartlarda…

Tabi zaman zaman havuzun dışını merak etmiyor da değilim. Benim gibi akıllı bir kurbağa adayı eminim gerçek hayata atıldığında da büyük başarılara imza atacaktır.

Bazen gökyüzüne bakıp özgür bir kurbağa olmanın hayalini kuruyorum. Kim bilir ne harika yerler vardır dışarıda. Kuyruğum düştükten sonra toprağa ayak basabileceğimi söylüyorlar, ama bu yetmez ki bana, sonuçta burası omurgalı insanların bizim için hazırladığı özel bir alan; yani onların izin verdikleri kadar, sınırlı bir özgülük bu!

Yan havuzda ki kurbağaların konuşmalarını duydum geçen, eskiden ormanda istedikleri gibi gezip tozuyorlarmış…  Burası da rahatmış ama özgür değillermiş. Çobana çoban çöreği hoş gelir. Alıştıklarımızdan kopmak zor tabi…

Nasıl bir şey acaba özgürlük?”

Bir yavru larvaya özgürlüğün ne demek olduğu nasıl anlatılabilir? Özgürlük uğruna konforunuzu bozmaya değer mi? Siz olsanız özgürlüğünüz için rahatınızı bozmayı dener miydiniz? Larvaya ne demek isterdiniz? Masal sizce nasıl devam etmeli?…

Keyifli düşünmeler…

Dilek

Bir Kurbağa Masalı (1)

Bir Kurbağa Masalı (3)

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!