Biyografi,  Edebiyat

Bir İlginç Kişilik…

‘’Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum kapıyı kapadım, diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı.’’

Beşir Fuat; Kendi kanıyla yazdığı mektubunda böyle diyordu.

Osmanlı da Tanzimat dönemi ‘’batılılaşma’’ döneminin başlangıcıdır. Bu dönem aydınlarımızı, birçok alanda ilkleri yaşadıkları için şanslı bulmuşumdur. Fransız devrimi ile başlayan aydınlanma çağını bizim edebiyatımıza taşıyan aydınlarımız,
Ve bir ilginç kişilik Beşir Fuad…

Kuşkusuz yaptıkları yazdıkları hayatı bu kısacık yazımıza sığmayacak.

Beşir Fuad 1852-1887 yılları arasında yaşamış. Edebiyatta romantizm, realizm, natüralizm gibi akımlarda kendini göstermiş. Felsefede ise pozitivizm ve metaryalizmi seçmiştir.

‘’İlk denemeci’’, ’’ilk metaryalist’’, ’’ilk biyografici’’, ‘’ilk eleştirmen’’ sıfatlarıyla anılır.

Onu diğerlerinden farklı kılan hatta belki de dünyada onu tek kılan özelliği ise deneysel intiharıdır. Binlerce intihar vakası olan yer yüzümüzde hiç kimsenin bunalım halinde iken bunu akıl edebileceğini düşünemiyorum. Onu özel kılan bu fenni aşkı yaşasaydı daha ne ilginçlikleri deneyecekti. ne yazık ki erken bir deney olmuş.

1,5 yaşında ki oğlunun ölümü ve diğer bir çok sebep onun buhranlı hayatının intiharla sonuçlanmasına neden olmuştur.
Ölümünden yaklaşık 2 yıl önce bir dostuna yazdığı mektupta şunları diyordu.

“Hayatımda fenne hizmet eylediğim gibi, cenazemin de öyle hâdim olmasını arzu eylediğimden, cenazemi teşrih olunmak üzere Teberruan Mekteb-i Tıbbiye’ye terk eyledim ki veresem şu arzuma mâni olmazlar. İntiharımı da fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına ‘klorit kokain’ şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim…”

Bu mektubundan da anlaşılacağı üzere Fenne olan sevdası ile bedenini kadavra olarak kullanılmasını istiyordu fakat bu vasiyeti yerine getirilmemiştir.

Bazı kaynaklara göre; o dönem Osmanlısında, intihar vakalarının artmasına sebep olmuştur.

‘’Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak ve sair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim! Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyarı elden gider.”

Bu ilginç intihar vakası o dönemde çok ses getirmiştir. Hala da ilginçliğini koruyor…

Dilek

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/sanat-sahsi-ve-muhteremdir/?amp=1

 

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/fikri-hur-vicdani-hur-irfani-hur-bir-sair/?amp=1

 

Editör

Siz de fikrinizi söyleyin!