Biyografi,  Tarih

Atatürk’ün Masonluk Hakkında Düşünceleri

“Sebilürreşad”  Eşref Edip Fergan tarafından çıkarılan bir dergidir. Cumhuriyet (1938) döneminde yayınlanan “Yeni Gün” mecmuasından alıntı yaparak yayımladığı bir mülakatta, Atatürk’ün “Üstad-ı Azamlık” teklifini nasıl reddettiğini ortaya koyuyor.

İşte, Atatürk’ün masonlar hakkındaki düşüncelerinin yer aldığı Mülakatın tam ve yorumsuz metni;
“Haftalık Yedi Gün mecmuasının 12 inci cildinin 303 sayılı ve 27 kanunu evvel (Ekim) 1938 tarihli nüshasının 9 uncu sahifesinde muharrir Niyazi Ahmet Okan, Türkiye’de Masonların meşriki azamı bulunan Doktor M. Kemal Öke ile Atatürk arasında cereyan eden muhavereyi şu suretle nakletmektedir:
Doktor M. Kemal anlatıyor:

“Bir gün Ağaoğlu Ahmet, Köprülü Fuat, İsmail Hakkı ve eski Maarif Vekili Hikmet’in bulundukları bir gece sofrasında Atatürk buyurdular ki:

– Bu akşam akademik konuşacağız. Söz verilen ayağa kalkarak söyleyecektir.’

Herkes gibi ben de heyecan duydum. Acaba bana da söz düşecek mi?.. İlk mevzu şu idi:
* Efkarı umumiye değiştirilebilir mi?
* Değiştirilebilirse ne vasıta ile?

Söz Köprülü Fuat’a verildi. Ondan sonra Ağaoğlu Ahmet; İsmail Hakkı söylediler. Aşağı yukarı mektep ve matbuat vasıtasıyla Efkarı umumiyenin değiştirileceğini söylemişlerdi. Bu cevapların hiçbiri Ata’yı tatmin etmedi. Gayri memnun olduğunu hissettiren bir tarzda sıra ile sözlerini kestiler. Yan yana oturduğu Hikmet’e işaret ederek, onun da fikrini sordu. O da diğer zevatın fikirlerine bir de Masonluğu karıştırdı. İşte o vakit Atatürk:

– Kemal Bey işittiniz ya, şimdi sıra size geldi, buyurdular.

Ben heyecandan titremeye başladım. Ne diyecektim? Söyleyeceğim sözün nasıl karşılanacağını takdir edemeyenler gibi derin bir tereddüt ve telaş içinde idim. Atatürk;

– Kemal Bey Masonluğun umdeleri nelerdir?’ diye sordu.

Artık cevap vermeli idim. Bilebildiğim ve anlayabildiğim kadarını söyledim. Hazır bulunanlardan iki zat:

– Mademki Masonluk milliyetçidir, halkçıdır, cumhuriyetçidir, Halk Fırkası’nın umdeleri de bunlardan başka bir şey olmadığına göre Masonluğun hikmeti vücudu yoktur, dediler.

Atatürk tekrar:

– Kemal Bey ne dersiniz? buyurdular.

Cevap verdim:

– Evet, memleket dâhilinde realize etmek istediğiniz yüksek ideal ile Masonluğun tahayyül ve realize etmek istediği ideal aynı olabilir. Halk Fırkası’nın umdeleri memleket hudutları dâhilinde caridir. İşte Masonluk bu idealin memleket hudutları haricine intişarına vasıta olan Rasyonal hissi bir teşekküldür. Bu bakımdan hikmeti vücudu reddedilemez.
Ata sükûnet buyurdular, biraz sonra:

– Peki Kemal Bey, hangi memleket Masonları, Masonların en bahtiyarıdır?

– Diktatör memleketlerde Mason Locaları yıkılır, Masonlar sürgün ve imha edilirken Türk Milli Masonları Ulu Önderinin ve onun hükümetinin itimat ve müzaheretine mazhar olmakla daima bahtiyarlık duymuşlardır. Dünyada en bahtiyar ve mesut Masonların, Türk Masonları olduğunda şüphe yoktur. Masonların bu vaziyetine yakından vakıf olan ecnebi Masonlar, memleketimizde Masonların haline gıpta ettiklerini defaatle söylemişlerdir.

Atatürk:

– Reisiniz kimdir?’

– Memleket dâhilinde sulh ve selamet tavsiye eden ve bütün cihana hitap ederek bu idealin tahakkuk ettirilmesini temenni eden zatı devletleridir.

Tarzındaki maruzatıma şu tarzda mukabele buyurmuşlardır: Atatürk:

– Ben bu cemiyete girmem. Ben, başkalarının yaptığı prensiplere değil, ancak kendi prensiplerime uyarım…

Evet, Atatürk prensip yaratan ve yarattığı o prensibe sadıkane bağlanan bir şahsiyettir. Bu Atatürk’ü temayüz ettiren bir karakterdi. Doğruluğuna şüphe etmediği fikri daima müdafaa ederdi. Maruzatlarıma ilave etmiştim:

– Masonluğun temsil ettiği yüksek idealin kolayca tahakkuk ettirileceğini kabul etmek istemiyorum. Fakat bu, her memlekette insanlık idealinin tahakkukuna çalışan entelektüellerin bir araya gelmesine, yaklaşmasına hizmet etmesi bakımından faydalı olabilir.

Atatürk bu sözüme, hararetli bir ihtarla:

– Hayır Kemal Bey, sen bunu söylemeye mezun değilsin! Günün birinde insanlık idealinin tahakkuk ettirilemeyeceğini kabul etmek doğru değildir. Beşeriyetin günün birinde bu mesut neticeye irişmesi gayrı varid değildir.

Bana yanlış düşündüğümü ihtira eden bu hitap, beşeriyet için refah ve saadet düşünen Atatürk’ün insanlık hakkındaki yüksek ve asil bir düşünüşünün ifadesi idi. Atatürk beşeriyet için daima bizim fevkalbeşer telakki ettiğimiz ideallerin tahakkuk ettirilebileceğine iman eden asil bir insandı, ölünceye kadar da öyle düşündü.
Öyle kaldı.”

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı m.kemal-oke-2-1.webp

Niyazi Ahmet Okan‘ın, Türkiye’de Masonların büyük üstadı Dr. M. Kemal Öke ile Atatürk arasındaki geçen olayı haftalık “Yedi Gün” mecmuasında kaleme aldığı bu kaynak yazı, Atatürk‘e mason yakıştırmalarıyla kasıtlı, menfi ve çirkin yalanlara bir cevap niteliğindedir. Bu gerçek, umarım Türk çocuklarının yürüdükleri yollarına ışık tutmuştur.

Yüksek Türk gençliğine sevgiyle…

Mehmet R. Aşar

Siz de fikrinizi söyleyin!