Tarih,  Tartışma

ATATÜRK’ün Kehanetleri

Mustafa Kemal Selanik’te arkadaşları ile otururken Türkiye haritası çizer. Yıl 1907;

Çizdiği haritada Musul ve Kerkük’te vardır. Osmanlının yıkılacağını ve yeni Türkiye’yi anlatır. Kurtuluş Savaşı sonrası İngilizler ile anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya göre petrolün % 10’u bize bırakılır. Menderes iktidara gelince bu payı satar. Mukavele imzalandıktan sonra Fransız General “Şimdi verdiklerimiz 100 sonra fazlası ile alacağız” der.

“Bu (Menderes) bir gün ülkenin başına geçecek ama başını kaybedecek!”

Meclis’te gezerken bir oda da biri çalışmaktadır. Ali Fuat Cebesoy’a “Bu kim?” der Cebesoy’da; “Aydın milletvekili Menderes’tir deyince Atatürk Menderes’e bakar ve “Bu bir gün ülkenin başına geçecek ama başını kaybedecek!” der.

Öngörülerinde hep haklı çıktı;

İngiliz Generali Macarthur 1932’de Dolmabahçe Sarayı’na gelir ve Atatürk’le görüşür. Atatürk “Siz Versay anlaşması ile Almanları çok ezdiniz. Bunlar hızla silahlanırlar ve I. Dünya Savaşından çok büyük bir savaş olur. Bundan kârlı çıkan da Bolşevik Rusya olur.” der ve bir süre sonra da 60 parçaya bölünürler.

Almanlara “Dikkat edin, siyasal bir akıma kapılmayın, bu savaşta milyonlarca insan ölebilir ve 1940-1945 arası çok kanlı geçecektir.” der.

1905’te Abdülhamit’e “Balkanlarda yoğun milliyetçilik hareketleri var. Çok kanlı savaşlar olacak. Biz onlara toprak verelim, kimse ölmesin.” der,  ama Abdülhamit dinlemez.

Düşmanlara kararlılıkları;

6-19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında yanında 18 arkadaşı vardır. İngiliz Komutanı Armstrong “Elimizden kaçırdık. Eğer Anadolu’ya geçip 80.000 milis toplarsa bizi bu topraklardan atar” der. Havza’ya kadar takip ederler yakalayamazlar.

Sonraları İstanbul’a geldiğinde Haydarpaşa garında trenden iner. Arkadaşları ile denize bakar. İngiliz gemileri ile doludur. Atatürk “Geldikleri gibi gidecekler!” der.

Sakarya’da 22 gün savaş sürer. Atatürk attan düştüğü için Ankara’da yatmaktadır. İnönü telgraf çeker “Ordu yorgun ve bitiktir. Geri çekilip toparlanıp, savaşa devam edelim.” der. Atatürk yaverine “Yaz… Yunanlılar ya yenilmişlerdir ya da yenilmek üzeredirler.” der. Telgraf çekilir. 6 saat sonra İnönü telgraf çeker. “Paşam, Yunanlıları yendik. Bursa’ya doğru kaçmaktadırlar.”

Büyük Taarruz başlamak üzereyken Sakarya’ya hareket eder. Ankara’dakilere “Hesap edin 15 Eylül’de İzmir’e gireceğim.” der. Fakat 9 Eylül’de girer İzmir ‘e. Ankara’ya telgraf çeker “Yanıldım. Bir hafta erken girdim.” der.

Yunanlılar Bursa, Afyon arası büyük tahkimat yaparlar. Atatürk cepheye gelir. Sorarlar “Ne yapacağız?” diye “Kazanacağız!” der. Ufak çetelerde Yunanlılar ile çatışmaya başlamışlardır. İngilizler de asker vermeyip, silah ve mühimmat verip Yunanlıları başlarından savarlar.

Mazhar Müfit Kansu’yu Atatürk masasına çağırır. “Yaz. Cumhuriyet ilan edilecek, kılık kıyafet değişecek, Demokrasi olacak, Laiklik olacak, dil Türkçe olacak, medeniyet gelecek, eğitime önem vereceğiz.” deyince Kansu “Paşam, düşmanı yenelim, sonra düşünürüz.” deyince Atatürk “Yakındır!” der. Erzurum kongresi yıl 1919’dur, zaferler kazanıldıkça Atatürk Kansu’ya dönüp “Mazhaaar, hangi maddedeyiz?” diye seslenirmiş.

İleri görüşlülüğü kehanet türündeydi;

Hasta iken bir sabah Salih Bozok’u çağırır. “Salih rüyamda sel oldu. Ben sele kapılıp gittim, sen kuyuya düşüp kurtuldun.” der. Atatürk Nutuk kitabında çok sırlar verir. Mu kıtası ve ırkımızın kökenini araştırdı. Arap ırkı hakkında da “Arapların savaşları hiç bitmeyecek!” demiştir.

“Bu tarihten sonra büyük savaşlar olmayacak. Ekonomik savaşlar olacak” demiştir…

Atatürk’ümüzün Vasiyetine ne oldu?

İtalya’nın 1912’de Bingazi’yi işgal etmesiyle savaş çıkar. Atatürk ve arkadaşları oraya gider. Bir Arap el falına bakar “Sen başkan veya kral olacaksın, başa geçince 15 yıl başta kalacaksın.” der Dolmabahçe’de hasta yatağına Salih Bozok’u çağırır. “Bak Salih 15. yılımdayım vakit geldi. Arap haklı imiş.” der.

Atatürk’ün vasiyeti : “Ben öldükten 50 yıl sonra açılsın.” der ve demirden bir kasaya konur. Kaynakla kapatılır. 1988’de açılıp Kenan Evren’e verilir. Evren okur ve “Şimdi ülke çok karışık.” der. Meclis arşivine alınır. İçeriği açıklanmaz ve halen gizlidir…

ACABA, HALEN MUHAFAZA EDİLİYOR MU?

Hiçbir siyasinin aklına gelmiyor mu araştırmak.

Evren yok etmiş olabilir mi?

Kaynak: Kehanetler için Ali Bektan’ın Parapsikoloji Kehanetleri kitabından faydalandım.

Hayati Sarnık

Siz de fikrinizi söyleyin!