Güncel - Aktüalite,  Tarih

Antep ve Gaziliği

8 Şubat: Bugün günlerden Gaziantep
İlk mücadele Ocak 1920’de şehir dışında Fransızların Kilis ve Maraş’a giden kuvvetlerini yoldayken etkisiz hale getirmekle başlar…

21 Ocak 1920 gününün akşamında Antepli bir kadın, 10 yaşındaki oğlu Mehmet Kamil ile bugünkü İnönü Caddesi’nde yürürken, 2 sarhoş Fransız askeri tarafından tacize uğrar. Annesini korumak için Fransızlara taşla saldıran küçük Mehmet Kamil, askerler tarafından süngülenerek şehit edilir. Mehmet Kamil’in şehit edilmesinin ardından kentteki iş yerleri günlerce kapalı kalır ve bölgedeki bazı iller Antep’e destek mitingleri düzenler. Yaşanan bu acı olay Antep halkının sabrını taşırır ve topyekun mücadele için ayağa kalkar.

“Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” diyen Antepliler, 1 Nisan 1920’den 7 Şubat 1921’e kadar Fransızlara karşı direnişlerini aralıksız sürdürür. Antep’in ileri gelenlerinden Şahin Bey, Fransız garnizonunun Katma’daki tümeniyle irtibatını kesmek üzere Antep-Kilis yolunu kapatır. 28 Mart 1920’de Kilis yolunda Fransızlarla milis güçleri arasında Elmalı Köprüsü üzerinde çıkan bir çatışmada şehit düşer. Halkın çok sevip saydığı Şahin Bey‘in şehit düşmesinin ardından, mücadele şiddetlenir. Fransızlar 1 Nisan 1920’de Türk bölgelerini (*) top ateşi tutar. Bir müddet sonra Fransızların sıkı kuşatması altındaki 25 bin kişilik Antep’te, halkın gıdaları tükenme aşamasına gelir ve açlıkla da savaşmak durumunda kalır. Açlık öylesine bir hal alır ki hayvan dışkılarındaki tanelerin ayıklanmasına kadar gider. Bu durum salgın hastalıkları beraberinde getirir. Şehrin dörtte biri açlıktan ve hastalık kırılır…

Sefalet ve mühimmat sıkıntısıyla karşı karşıya kalan Antep halkı, yaklaşık 10 ay süre içinde 6 bin 317 vatan evladını şehit verir. TBMM Antep’in bu onurlu ve fedakarlık verdiği mücadeleye karşılık 8 Şubat 1921‘de TBMM tarafından şehre “Gazi” unvanını verilir.

Mustafa Kemal daha Samsun’a ayak basmazdan önce Anadolu’nun tüm şehirlerini, köylerinden bucaklarına kadar durumlarını uzaktan takip etmiştir. Şehirlerimiz henüz işgal edilmemişken, müthiş bir öngörü ile hazırlıklar yapmış ve yöre halkını olası bir işgale karşı silahlanmasının tedbirlerini aldırtmıştır.

Suriye’de Yıldırım Orduları Komutanlığı sırasında sayı ve silah bakımından üstün olan İngiliz-Arap kuvvetleri karşısında bir macera girmez, orduyu Anadolu’nun (Misak-ıMilli) savunması için içeri çeker. Adana’da bölge illerinin “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” temsilcileri ile bir toplantı yapar. Bu toplantıda Antep’i temsil eden Ali Cenani Bey’i çağırır ve ona şöyle der:

“Yakında bütün bu Türk beldeleri kendilerini savunmak zorunda kalabilirler. Bu acı akıbeti bekleyin ve hazırlıklı olun. Bir yenilgi hâlinde, düşmanlarımız elimizde silah bırakmazlar. Şehirlerdeki askerlik şubeleri emrine eldeki silahlardan verdirteceğim. Sahip çıkın ve hazırlıklarınızı bunlara dayandırın. (**)

Sakarya zaferinin kazanılmasının ardından, TBMM hükümeti, 20 Ekim 1921 de Fransızlarla “Ankara Antlaşması” imzalar ve taraflar aralarındaki savaş durumuna son verir. Böylelikle 21 Aralık 1921’de Antep’in kurtuluşuna son noktayı da Atatürk koymuş olur.

Fransızlar Ankara Antlaşması‘nın ardından 25 Aralık 1921’de şehri boşaltır. 2 yıl süren işgalden sonra TBMM 8 Şubat 1921 yılındaki “Gazi” unvanıyla, “Gaziantep” olan şehre, Milli Mücadele’de gösterdiği onurlu mücadeleden 87 yıl sonra 7 Şubat 2008’de çıkarılan 5734 sayılı kanunla Gaziantep’e “İstiklal Madalyası” verilir.
Antep’in kahraman mücadelesi vesilesiyle verilen “Gazilik” unvanı tüm Anteplilere ve Yüce Türk milletine kutlu olsun. Aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Mehmet R Aşar

Kaynaklar:

(*) Türk Bölgeleri çünkü; Fransız birlikleri içerisinde Tehcir ile Suriye’ye gönderilmiş ve Fransızlar tarafından askeri eğitim almış Ermenilerin, mahallelerini bombalamıyorlar.
(**) Hulusi Turgut. “Atatürk’ün sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları”-İş Bankası Kültür Yayını, sf. 97

 

Siz de fikrinizi söyleyin!