Güncel - Aktüalite,  Siyaset

23 Nisan’ın, 24 Nisan’ın ve 25 Nisan’ın Dönüm Noktaları

Bu yazımdaki görüşlerim her gün için geçerlidir.

Yazıma başlamadan önce belirtmek istiyorum ki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını ve Ata’mızın Anıtkabir’ini milyonlarca yurttaşımızın ziyaret etmesini ve tüm görsel ve yazılı medyamızda Ata’mızın bu emanetine karşı duyarlılık ve coşku ile anmalarını takdir ettim. Uzun zamandır ilk kez tüm basınımız ve televizyon kanallarımız Atatürk sevgisi ile doluydu.

Ve her yıl olduğu gibi 23 Nisanı takip eden gün (24 Nisan) Türkiye’nin sözde ve haksız yere Ermeni soykırımı ile suçlandığı gün. Bu sene ABD başkanı Biden alenen ve alçakça (!) 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirdi.

Soykırımıyla Ünlü ABD, Geçmişine Bakmadan Bize Soykırım İftirası Peşinde!

ABD henüz yaklaşık 300 yıllık bir devlet ve bu “kısa” sürede dünyanın en büyük soykırım yapan ülkesidir. Bunlardan sırası ile söz edelim:

İlk olarak ABD’ndeki, o toprakların gerçek sahipleri Kızılderilileri acımasızca katlettiler.

İkinci dünya savaşı sırasında, Japonya’yı tahrik ederek savaşa katılmasını sağladıktan sonra, savaş sona ermek üzere olmasına rağmen iki şehrine atom bombası atarak yüzbinlerce insanın ölümüne neden olmuştur.

Savaşın sonuna doğru bu kez Almanya’nın savaşı kaybedeceği kesinleşir iken, Almanya’nın Dresden şehrini (ki bu şehir de hiçbir savaş için malzeme üretim merkezi değildi; ancak çok önemli bir kültür ve sanat merkezi idi) ABD ve İngiliz hava güçleri tarafında günlerce bombalandı. Bu yanlışı soranlara ise, “Kültürlerini yok ettik, fena mı oldu?” diyerek ne kadar sanat ve kültür düşmanı olduklarını itiraf ettiler.

Irak devletine saldırdı. Hiçbir neden yoktu aslında. Gerçek neden ise Irak’ın petrolünü ABD Doları ile satmayacağını söylemesi olmuştur. Irak lideri Saddam’ın dolara karşı gelmesi büyük suçtu (bu arada şunu da hatırlatmalıyım: Libya lideri Kaddafi’nin öldürülmesi de aynı nedenledir). Irak’a yapılan saldırıda önce bahane bulundu. Sözde ellerinde çok miktarda ölümcül silah olması yalanı ile Irak devletini adeta haritadan silecek boyutta yer ile bir ettiler. Saddam’ı astılar ve milyonlarca kadının ırzına geçtiler. On binlerce kadın intihar etti ve yaklaşık 5 milyon çocuğu öldürdüler. Bununda bahanesini buldular “Bu ülkenin geleceğini de yok ettik, fena mı oldu?” diyerek içinden sıyrıldılar. Bu savaş esnasında tüm Irak devletinin sanat ve kültür eserlerini yağmaladılar. Geçen aylarda sanırım bu eserlerin bir bölümünü iade ettiler.

En son Rusya / Ukrayna savaşında bile milyarlarca dolar sarf ederek asla Ukrayna’nın kazanamayacağı bir savaşı destekleyerek, Ukrayna’daki savaşın uzamasından ve on binlerce ölümden (NATO ve bazı Avrupa ülkeleri ile) sorumludurlar.

Şimdi de ABD Başkanı Biden’in Türkiye’mizi soykırım ile suçlamasına biraz yumuşak tepki verilmiştir. Benim beklentilerim ise daha farklı. Örneğin Derhal Büyük millet meclisimiz tek gündem maddesi ile toplanmalıdır. ABD ye tepki konusunda gerek iktidar gerek muhalefet hiç olmazsa bu konuda ortak hareket etmek iradesini göstermelidir!

Biden Türkiye’den derhal özür dilemeli! Aksi halde ABD’ndeki büyük elçimizi geri çekelim ve ülkemizdeki ABD büyükelçisini ülkesine gönderelim! ATATÜRK ün Türkiye’sine böyle davranmak yakışır. Bu davranışımız, ABD’nin ağzına bakarak pusuya yatmış, ülkemizi soykırım ile suçlamayı bekleyen 27 ülkeye bir ders olur.

Çanakkale Kara Savaşları

Çanakkale kara savaşlarının başladığı gün bütün dünyanın daha sonra saygı duyduğu (ki bu savaşın en önemli sonucudur) büyük önderimiz Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıkışıdır. Bu savaş Türk ulusu için çok önemlidir ve sadece bir gün için anılmamalıdır. Bu savaşın her safhası ve Çanakkale şehitlerimiz her gün rahmet ve saygı ile anılmalıdır.

Bugün ile ilgili 3 yazıdan söz ederek bu yazıları okumanızı tavsiye ediyorum;

  1. Tarihçi Sinan Meydan’ın “Arıburnu direnişi ve Mustafa Kemal” 25 Nisan yazısını okumak için buradan ulaşabilirsiniz.
  2. Çağdaş Bayraktar’ın Atatürk, düşmanı 1915’te dört kez durdurdu” 25 Nisan yazısını okumak için buradan ulaşabilirsiniz.
  3. Doç. Dr. Hüner Tuncer’in “Çanakkale’de Mustafa Kemal” 25 Nisan yazısını okumak için buradan ulaşabilirsiniz.

Ardından benim yazılarımı okumanızı öneriyorum. Bu destansı savaşın kahramanları ki başta büyük önderimiz Mustafa Kemal olmak üzere tüm komutanlarımız ve erlerimizin destanıdır.

 Not: Yazılarımın tamamını okumak için bloğuma buradan ulaşabilirsiniz.

Orhan Ayber

Siz de fikrinizi söyleyin!