Tarih,  Toplum

1995’te Ankara ve Ankara’da Evren

Adı Evren ya
Bir halk biliyor anlamını
Bir aydınlar anlıyor adına yakışmadığını
O ise dilinde ayetler
Meydanlarda taklit etmekte Mustafa Kemal’i


Mehmet Bozkırlı astsubaydır. Eşinin de kendisinin de tayini Ankara’ ya çıkar. Varır Ankara’ya. Kendisi için bir sorun yoktur tabii. Eşinin görev yeri için Milli Eğitim’e gidip görev emrini alır. Hanımının görev yeri Evren İlçesi, İbrahim Beyli Köyüdür. Görev yerine gitmek için giderler terminale. Ne kadar otobüs yazıhanesi varsa bir bir sorar. Kime sorsa eli boş çıkar Mehmet Bozkırlı’nın. Evren ilçesine araba bulamamaktan çok Evren ilçesini bilen bir Allah’ın kuluna rastlamaz. Şaşkındır. Simsarlardan birisi Bir de eski garaja gitmesini söyler. O da öyle yapar. Varır Eski Garaja. Ne yazık ki orada da ilçeyi bilen çıkmaz. Şaşkınlığı daha da artar. Milli Eğitime geri dönecekken yaşlı bir ayakkabı boyacısı yetişir imdadına. Evren diye bir ilçenin var olduğunu bir güzel anlatır; İlçenin eski adı Çıkınbeyli’dir. Bir gün her nasılsa Evren Paşa’nın oraya gideceği tutar. Paşanın ilçeye gelmesi onuruna ilçenin adı değiştirilir olur Evren. Eski adı pek bilinmezken yeni adı nerdeyse hiç bilinmez olur. İlçeye akşama yakın araba bulabileceği de söylenilir. Boyacının dediği gibi bir arabaya binip ilçeye varırlar.

İlçe, 1500 nüfuslu bir yerdir. Milli Eğitim Müdürü ve Kaymakamla görüşürler. Her ikisi de Mehmet Bozkırlı ve eşi ile yakinen ilgilenirler.

Akşamüzeri köye ulaşılır. Köyde evler kerpiçten ve tek katlı olup köyün en gösterişli ve betonarme binası camisidir. Öğretmen lojmanı da camiinin altında bulunmaktadır. Mehmet Bozkırlı cayacakken aynı kaderi paylaşmaya bir bayan öğretmen daha gelir köye. İki bayan öğretmen ve eşleri okulun boya badana işine koyulurlar.

Boya ve badana işi bitmek üzeredir. Akşama yakın saatlerde, öğretmenler dâhil temizliğe başlamışlarken; Milli Eğitim Müdürü, Kaymakam ve köy muhtarı çıkagelir. Kaymakam ve Milli Eğitim Müdürü çalışan öğretmelerle sohbet ederken, köyün muhtarı çekirdek yemekte ve yediği çekirdek kabuklarını da sınıfa rasgele atmaktadır.

Mehmet Bozkırlı’nın eşi dayanamaz;
 “Muhtar yardımın dokunmuyor, bari zarar verme. Biz temizliyoruz siz kirliyorsunuz!”

Öğretmenin sitemine muhtardan evvel, Kaymakam karşılık verir;
“Muhtar bu okul sizin çocuklarınız için. Kahvede oturanlardan 2 kişi görevlendirseydin daha iyi olmaz mıydı?”

Muhtar, Kaymakama döner;
“Ya Kaymakam Bey ben 2 yıldır camiye imam isterim. Vermezsin. Nazire yapar gibi öğretmen yollarsın, üstelik bir de değil 2 tane!”

Siz de fikrinizi söyleyin!