Güncel - Aktüalite,  Kategorisiz,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Yeni Sosyal Medya Yasası’nın Amacı Nedir?

İlk bakışta masum gibi gözüken bir yasa tasarısı meclise sunuldu. Aslında, bu kanun taslağı hakkında demeç veren AKP’li vekillerin söylediğine bakılınca sanki daha önce hiç kimsenin aklına gelmeyen özel ve güzel, masumane düzenleme gibi lanse ediliyor. Oysa yeni çıkan yasanın amacı toplumu baskı altına almak değil, geçmişin yaşanmış iyi ve kötü her türlü belleğini silmek, yok etmektir.

Türkiye’de belirli sayıda kullanıcısı olan sosyal medya adresleri Türkiye içinde bir sabit adreste bulunacak ve bu durumu devlete bildirecek. Kanuni temsilcisi de olacak. Bu yapılar devletin isteklerinin resmi muhatabı olacaklar.  Bu madde sanki hiç tehlikeli değilmiş gibi duruyor. Oysa kullanıcı sayısı neye göre ölçülecek? Sahte hesaplar hangi sayıya dâhil olacak? Kurumsal hesaplar, şahıs hesapları, keyfi veya tanıtım sayfa hesapları, özel veya tanıtım grup hesapları nereye dâhil olacak? Burası bilinçli olarak karmaşada bırakılmış.

Resmi ofis açma kısmına gelince: Almanya, İngiltere gibi ticari gelir/kazanç fazla olan ülkelerde ofis açmak elbette o kurumlar için faydalıdır. Ama Türkiye içinden reklam geliri olmayan, fakat halkımızın neredeyse soluksuz kullandığı sosyal medya ağları ne olacak?

Tik Tok anlık çıktı, anında milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Yeni bir ağ çıkarsa, hangi aşamada devlete resmi adres bildirecek ve gelip, daha tanıtım aşamasındayken, geliri yokken Türkiye içinde ofis açıp, devlete resmi adres bildirecek?  Birkaç genç bir sosyal ağ kurdu, anında milyon kullanıcıya ulaştı, Türkiye’de ofis açtı, sonra işler istediği gibi gitmedi, hemen kapattı, bu durumda Türkiye içinde ofis açması akıllıca ticari bir iş mi oluyor? Bunları biz düşünüyorsak yabancılar da düşünüyordur. Bu durumda ülkeye teknolojik yatırım gelir mi?

Blogger, antoloji, Wikipedia, sözlük gibi sosyal yerlerin kullanıcı geliri Google reklamlarıdır. Bunlar Türkiye içinden reklam geliri elde etmiyor, devlete hesabı neden ve nasıl verecek?

Bu kanunda asıl hedefin Facebook ve Twitter, Whatsapp gibi yerler olduğu kesin. Ancak bu sosyal yapılarda grup yazışmalarının takibi nasıl olacak? Bir üyenin 100 grubu varsa takip nasıl olacak?

Aklı başında biri için bu durum imkânsız değil mi? Bu imkânsız durumu, kanunu meclise veren AKP vekilleri bu ayrıntıyı bilmez mi? Bilir. Muhalefet bilmez, AKP bilir! Peki, AKP bu kanunda neden ısrar ediyor?

  1.  Sosyal medya ağında, yapılan yanlış karşısında ilk anda üye bilgisi istenecek. Bir üyenin bilgisini vermek mi, on binlerce ceza yemek mi? Elbette üye bilgileri sırayla verilecek. Üye bilgisini alan devlet bu bilgiyle ne yapacak? Elbette bu kişiler “Vatandaş Takip Sistemi”ne dâhil edilecek ve sosyal medyada anlık sanal polisler vatandaşın peşine takılacak.
  2.  Bazı yazışmaların ve paylaşımların silinmesi istenecek. Diyelim silinmedi, ceza büyük! Diyelim silindi, arşiv de silinsin istenecek. Arşiv? Örneğin 17–25 sanki hiç yaşanmamış gibi olacak. Örneğin 15 Temmuz hiç olmamış gibi olacak. Örneğin rüşvetli saatin hikâyesi sanki hiç yazılmamış gibi olacak.
  3.  Bu baskı da yetmez. Google, blogger ve diğer paylaşım yerlerine de yazılan yazıların arşivden silinmesi istenecek.
  4.  Son aşamada ise sıra grup içi özel yazışmalara gelecek. Devlet sosyal medya ağları içindeki özel gruplarda her türlü sohbetin detayını isteyecek, istediğini sildirecek, dava konusu yapacak.

Buna razı olunur mu? Vatandaş olarak bizler razı olmalı mıyız? Sosyal ağ sahibi razı olur mu? Teknoloji bu ülkeye özgürce girer mi?

Sanırım, ben öldükten sonra bana kötü söz söyleyecekleri, ben şimdiden yok edeyim, ben ölünce hakkımda kötü düşünen kalmasın diyecek bir siyasi manevra çemberine dâhil oluyoruz.

Kötü bir gelecek bizleri bekliyor.

Siz de fikrinizi söyleyin!