“YAZARIN İSMİ İMZASI SAYILIR” Erol Toy’a saygı ile

Kuzgunlar dolaşır Anadolu’yu

Yerde av arar gökte kanat çırparlar

Yazamazlar ömürlerinden bir satır

Yokluğuma çaresizliğime uçarlar

İç içedir gökte kuzgun

Yerde insan

Kanadından tutup

Yerle yeksan eder

Şahin donlu bir insan

Fili aslanı kuzgunu

Kalemden pençeleri vardır

Sözcükleri kanatlarıdır

Dağarcığı tarih dolu

Kâğıtları karargâh etmiş orduları vardır

Şeyh Bedrettin’e Nazım kadar yakın

Mehmet Çelebi’ye Anadolu Türkmen’i kadar uzak

Dağarcığı henüz dolmamış

Kaynağı boşalmamıştır

…
İstanbul bana çok kez Cağaloğlu’dur. Yokuşun her iki yanına dizili yayın evleri kitapevleri vardır. Yokuş yukarı yürürken vitrinlere bakınır yorulmazsın. Bir ağaçtır yokuş yanlarına sokaklardan dal vermiş. Sokakları da nerdeyse yokuş kadar canlıdır. Yokuş yanlarına sığmamış yayınevleri vardır sokaklarında. Her gittiğimde yokuşu birkaç kez çıkar inerim. Cadde kenarında Evren İşhanı’ndan bakar Berfin yayınları, Tekin yayınlarına uğradığım olur. Ara sokaklara dalarım, Can (Adil Ali Atalay Vaktidolu), Yaz yayınlarına Ulucanlar Dağıtıma uğrarım. Her uğradığım yerde mutlak bir tanıdık vardır. Geçmişten esintiler uğrar yüreklerimize.

Kimleri görmedik kimlere rast gelmedik ki Cağaloğlu yokuşunda ve dal gibi bağlanmış sokaklarında. O gün de Cemal Nadir Sokağında Milas İş hanına girdiğimde ilk Yaz Yayınlarına uğradım. Yayınevinde, ufak tefek güleç yüzlü bir adam dikkatimi çekti. Cengiz Özgün’ün karşısında kitap okuyan bir adam, üstelikte yazdığım bir kitabı. Ben daha günaydın demeden Yazar yayınevi sahibi dostum Cengiz Özgün;

“Hoş geldin Muhsin seni Erol Toy ile tanıştırayım.”

İlk lise yıllarında “İmparator” ile tanımıştım. Daha sonra; Toprak Acıkınca, Acı Para, Azap Ortakları, Kuzgunlar ve Leşler, Yitik Ülkü… Daha birçok eserini heyecanla okuduğum, okurken bir şeyler öğrendiğim tat aldığım dağarcığı tarih ve edebiyat dolu ufak, ama dev yürekli bir yazarla karşı karşıya idim. Alışıktım bu tür karşılaşmalara, ama elinde kitap okurken üstelik; benim yazdığım bir kitabı okurken görmek başka bir tat veriyor insana.

Sıcak demli çay eşliğinde sıcak söyleşilerimiz sırasında zaman akıp gitti.

Daha evvel Muzaffer İzgü başta olmak üzere Yılmaz Yeşildağ ve Öner Yağcı’yı konuk etmiş imza günü düzenlemiştim. Ama yazar arkadaşım Öner Yağcı bana, Erol Toy’un kitap imzalamadığını söylemişti. Yine de şansımı denemek istedim.

-Sizi Merzifon’a konuk etsem,

dediğimde yüzünde sıcacık gülümseme ile

“Olur, neden olmasın” dedi.

Ama Öner Yağcı’nın; “Erol Ağabey kitap imzalamıyor Ben bir kitap zor imzalattım…” Sözü geldi aklıma;

“Ama kitap imza günü yapmak isterim.”

Elinde hala tuttuğu kitabı bana gösterdi;

“Bak okuduğum kitap. Kitabın ismi var mı var, Yazarın adı o da var. Bu kitabın yazarının adı ve soyadı kitabın imzası sayılır.”

04.09.2020 Muhsin SALMAN

BERFİN BAHAR DERGİSİ
9 Mart, 11:51 ·
Berfin Bahar
Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
Mart 2021 – 277. Sayı