Ebeveyn,  Ekonomi,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tartışma,  Toplum

Türkiye’nin uluslararası ilişkileri, Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri, Türkiye ABD ilişkileri (Biden ABD’si) Türkiye Çin ilişkileri, Dünyadaki süper güçlerin mücadelesi…

Türkiye’nin uluslararası ilişkileri

Bu yazı Ülkemizin ulusal çıkarlarını her koşulda savunmayı amaçlar…
Dünyadaki gelişmeler ülkemizi doğrudan ilgilendirdiği gibi, jeopolitiği çok önemli olan ülkemizi de tüm dünyayı da etkiler. (Bu arada İktidar partisi ile özellikle başta Ana Muhalefet partisi olmak üzere gereksiz tartışmaların iç siyasetimize dönük olduğunu kabul ediyorum. İktidar partisinin ve tüm muhalefet partilerinin Ulusumuzun ulusal çıkarlarında ortak davranması gereğine inanıyorum.)

1) Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri

Şu başlıkları değerlendirelim.

a) Avrupa komisyonu başkanı; Ursula Von der Leyen “AB’nin Kıbrıs’ta İki devletli çözüme ilişkin hiç bir öneriyi asla kabul etmeyeceğini ayın 20’sinde Kıbrıs a gidecek olan Sayın Erdoğan’a söyledim” dedi…

AB yetkililerinin bu görüşlerinden sonraki aşama ise, tek Kıbrıs olarak sadece Kıbrıs Rum kesimini tanımak ve Kuzey Kıbrıs’taki Türk topluluğunu ve Türk ordusunun varlığını işgalci olarak göstermek…

Türkiye Cumhuriyeti bu düşünceleri asla kabul edemez.

b) Avrupa Parlamentosu “Bugüne kadarki en sert Türkiye Raporunu” kabul etti. İspanyol Parlamenteri Nacho Sanchez’in hazırladığı rapor 480 evet, 64 hayır ve 150 çekimser oyla kabul edildi. Raporun içeriği AB ile Türkiye ilişkilerinin tarihin en düşük seviyesinde olduğu tespiti yapıldı. Katılım müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapıldı.

En çirkin teklif ise Türkiye’nin 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etmesi çağrısında bulundular. Ayrıca raporda “Bozkurtlar” olarak bilinen ülkücü hareketin de “AB terör listesine eklenmesi” talebinde bulunuyorlar!!!

Türkiye Cumhuriyeti bu Raporun içeriğini kesinlikle kabul etmeyecektir. Bu AB ülkeleri ve arkalarına aldıkları ABD ile beraber şımarttıkları Yunanistan’ın rezilliklerine baksınlar!!!

c) Yunanistan ile kritik görüşmede Yunan Dışişleri Bakanı “Türkiye egemenlik haklarımızı ihlal ederse yaptırımlar gündeme gelir” diyor. AB’nin Yunanistan’ı nasıl olumsuz yönlendirdiğinin belgesidir bu madde.

d) AB’nin Türkiye’ye teklifi, “Göçmenleri ülkende tut 3,5 milyar Euro’yu al…” Beni bu teklif çok incitiyor. Gönül diyor ki al o parayı çarp suratlarına, bu ülke para karşılığı sığınmacıların bekçiliğini yapacak bir ülke değildir…

Türkiye Cumhuriyetinden; yüz yıllardır başta Afrika olmak üzere sömürgecilikte sınır tanımayan bu ülkelere; “Biz bundan sonra AB defterini sonuna kadar kapattık” diyen bir ulusal irade bekliyorum…

Türkiye ABD ilişkileri (Biden ABD’si)

(Tespitler Sputnik haber veya yazılı basından.)

a) ABD den kışkırtıcı rapor; ABD Dışişleri bakanlığının 2020 yılı dini özgürlükler raporunda Türkiye’de değişik dine sahip olanların devlet tarafından baskı gördüğü iddia edildi.

PKK tarafından harabe haline getirilen bölgelere Türk güvenlik güçlerinin zarar verdiği iddia edildi.

b) Biden PKK’ya 522 milyon dolarlık fon ayırdı gerekçesi ise, PKK sözde IŞID ile mücadele ediyormuş. Oysa IŞID terör örgütünün kurucusunun ABD olduğunu herkes biliyor…

c) ABD kongresi bir ay içinde ikinci kez Biden yönetimine mektup göndererek Türkiye’ye karşı daha şahin davranılmasını istedi. 50’den fazla senatör Türk hükümetine insan hakları sicilini iyileştirmesi talebinde bulundu.

d) Irak Kürdistan lideri Barzani’nin açıklamaları; Biden ile uzun bir görüşmemiz oldu Irak ile olan yüz yıllık tarihimizden ve Kürdistan’ın bağımsızlığından söz ettik sonunda Biden “İkimizin de ömrü Kürdistan’ın bağımsızlığını kendi gözlerimizle görmeye yetecek” dedi.

Oysa aynı ABD, Irak’ta yaptığı zulüm ve başta sanat eserleri olarak yağmalanması ve on binlerce kadının tecavüze uğraması sonucu intihar ettikleri olaylar ABD tarihinin en iğrenç sayfalarıdır…

e) ABD’nin Türkiye’ye dayatmaları ile ilgili Sayın Mehmet Ali Güller’in tespitleri;

Türkiye batıya çapalanmış olarak kalmalı ve Türkiye’nin bazı kritik sorunlarda ABD ile aynı safta olması sağlanmalı.
Türkiye Rusya ile ilişkilerini sınırlandırmalı. Özellikle Karadeniz in bir NATO gölüne çevrilmesinde taraf olmalı.
Kırımın Ukrayna’ya ait olmalı görüşündeki ısrarına devam etmeli.
Çin devleti ile ilişkilerinde ise Sincan’daki Uygurlara zulüm yapıldığı iddialarına sahip çıkmalı,
gibi ipe sapa gelmeyen önerileri ile ülkemizi kontrol etmeye çalışıyor…

Sayın Güller’in tespitlerine katılıyorum.

Ey ABD sen ülkeme çok büyük kötülükler yaptın, trilyonlarca dolarlık zarar verdin. Bizim ülkemizde kimse ABD yalanlarına asla güvenmez!

Türkiye Çin ilişkileri

Benim Çin devletine ilgim özellikle Çin tarihinin en büyük projesi olan bir kuşak – bir yol projesi. Aslında bu proje kapsamında Türkiye’nin çok önemli çıkarları var. (Ancak ABD, Çin’in ekonomik, bilimsel kalkınması ve denizde, karada her geçen gün daha güçlü bir orduya sahip olması yüzünden aleyhte propagandalar yapıyor.) Ülkemiz siyasi partileri de bu propagandaların etkisinde kalıyor.

Mesela ülkemizde Uygur Türklerine sözde soykırım yaptığı söylemleri alkış topluyor, sadece alkış almaya değmez diyorum…

Önümüzdeki günler için şu tespitleri yapıyorum:

a) Bugün komşumuz Suriye büyük yıkıma uğradı: bir taraftan İsrail’in saldırıları ABD’nin Golan tepelerine, petrollerine el koyması… Sonucunda Suriye çok ağır bedel ödedi.

Suriye’nin kalkınması ve yeniden yapılanması için Çin resmen talepte bulundu ve Suriye’yi ‘Bir kuşak – Bir yol proje’ kapsamına alacağını ifade etti.

b) Çin’in bundan sonraki hedefi Afrika. Bu zengin kıtayı ki başta petrol, altın elmas ve daha pek çok zenginliği barındıran Afrika’da eski sömürgeciler ile başta Fransa, ABD, İtalya olmak üzere pek çok ülkenin kıyasıya bir mücadelesine tanık olacağız… Türkiye ise özellikle çok güçlü inşaat sektörü ile büyük avantajlar elde edebilir (zaten Çin’in Ankara büyükelçisi Afrika’daki çalışmalarında beraber hareket etmemizi destekliyor).

c) Çin’de bilimsel gelişmeler o kadar hızlı ki ABD veya İngiltere gibi ülkeler bile önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyanın en başarılı üniversitelerinin arasında ilk sıralara yerleşeceğini tahmin ediyorlar. Ülkemiz bu konuda çok avantajlı, Çin’le üniversiteler konusunda ortak hareket etmelidir.

Dünyadaki süper güçlerin mücadelesi

Bu mücadele çok kritik bir hal aldı. Mesela Kuzey Kutup bölgesinde Rusya ile ABD + NATO arasındaki gerginlik hızla tırmanıyor. Eskiden savaşlar için karada, havada, denizde tabiri kullanılırdı şimdilerde ABD buna bir de uzayı savaş alanı ilan etti. Bu savaş manevraları daha tehlikeli bir hal aldı. Ufacık bir yanlış anlama Küresel bir nükleer savaşa sebep olabilir ve dünyamızı yok edebilir.

Bu arada bizim ülkemizde Azerbaycan’da müşterek tatbikat yapıyormuşuz. Ancak bu tatbikatın adını “Mustafa Kemal Atatürk” adını koymuşlar. Ben bu ismin kullanılmasını içime sindiremiyorum. Çünkü Atamız bütün dünyada “YURTTA BARIŞ; DÜNYADA BARIŞ” sözüyle anılır. Keşke savaş manevralarına Atamızın adını koymasalardı diye düşünüyorum.

Not: Önümüzdeki yazımın konusu İklim değişikliği olacak. Kanada gibi çok soğuk olarak bildiğimiz ülkede bile sıcaklık 45/46 derecelerde, çok insan yaşamını yitiriyor. İklimsel değişikliğinin bedeli ülkemiz için de önemli. Çözüm önerilerimi sunmaya gayret edeceğim.

*Fotoğraf Sn M Osman Akbaşak’a ait.

Siz de fikrinizi söyleyin!