Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri

Bugün ülkemizde azımsanmayacak sayıda AB muhipleri olduğunu biliyorum. Ben kuruluşundan bugüne kadar hiçbir zaman Avrupa birliğinin iyi niyetine asla inanmadım.

“Türkiye büyük bir imparatorluğun bakiyesi olan bir devlettir. Kapalı kapılar ardında hiçbir zaman o ülkeyi Avrupa birliğine almayacağız diyorsunuz, lütfen bu gerçeği kendilerinin yüzüne söyleyiniz…”

(Yaklaşık 35/ 40 yıl önceleri İsveç başbakanı bu sözlerle AB ülkelerini uyarmıştır.)

Aslında gerçek şöyledir; AB bizi birliğe alıyormuş gibi yapacaktı, bizde kendi kamuoyumuza giriyormuş gibi yapacaktık ki bu kirli oyun böyle devam edecekti; üzerine ara sıra havai fişekler ile sözde kutlamalar yapacaktık!!!

Bugüne gelirsek; bizim ülkemize Suriyeli sığınmacıların bekçiliği karşısında 3 buçuk milyar avro vereceklermiş!!! Bu AB ülkelerine teklif ettikleri para için bir laf söylemek isterim, ancak terbiyem müsait değil…

Şimdi ben Avrupa birliği ile ilgili Rahmetli arkadaşım Avukat Nevzat Erdemir’in Avrupa birliğine uyum adı konmamış işgal isimli İzmir barosunca basılmış kitabından alıntılar paylaşacağım. Rahmetli Sayın Nevzat Erdemir aydın, Kemalist, Atatürk hayranı saygın bir kişi idi. ancak bu çok değerli insan ne yazık ki yaşamının en verimli yıllarında aramızdan ayrıldı…

Yazıma Rahmetli Avukat (Eski İzmir Baro Başkanı) Nevzat Erdemir’in kitabından alıntılarla devam ediyorum. Bu kitap buram buram Atatürk kokuyor…

Atamızın sözleri: “Bu uğursuz emperyalizmin baskı ve zulmünden kurtulmadıkça bizler için yaşama ve rahat etme olasılığı yoktur.”

Temel ilke; Türkiye cumhuriyeti 1923 devrimi ile kurulmuş ve yönünü akla, bilime, dönmüştür ulusal kurtuluş savaşını utku ile sonuçlandıran devrimci kadrolar cumhuriyetin temeline bağımsızlık harcı ve bilincini yerleştirmişlerdir…

Gazi Kemal Paşamız şöyle devam eder;

“Türk ulusu şerefli ve onurlu bir ulus olarak yaşamalıdır. Bu ancak tam bağımsız bir ülke olmakla sağlanabilir. Bağımsızlıktan yoksun bir ulus uygar dünya karşısında uşak duruma düşmekten kendini kurtaramaz.”

Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek; insanlık niteliklerinden yoksunluğu ve beceriksizliği açığa vurmak demektir, oysa Türk’ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa, yok olsun daha iyi.

O halde, YA TAM BAĞIMSIZLIK YA DA ÖLÜM…

Nevzat Erdemir’in kitabı gerçekten çok önemli konuları içeriyor, bugün bile ders almamız gereken pek çok konuyu barındırıyor. Ben bu kitaptaki iki şiir ile bu yazımı noktalamak istiyorum (yazı devam edecek)…