Toplum

Şehr-i Adem

https://twitter.com/mustafaat/status/941663078160183297?s=09

Çoğu zaman “hayvanlık” deyip geçiyoruz. Oysa değil. Toplumun yapısını bilmediğimizden vardığımız yanlış sonuç sadece. Önce şunu bir okuyunuz: Kırık Cam Teorisi ( https://t.co/zRKCB2ZiIP )

İkincisi ise “Cehaletin Çevirilebildiği Oran” kavramı.

Kısaca:
İnsan, çevresinden etkilenir ve ekini (kültürü) oluşur. Bir toplulukta cahil yeterli oranı sağlarsa baskın (hakim) davranış döngüsü cahillerin olur ve düzen bozulur.

Bunu engellemek için, daha doğrusu düzeni, nizamı korumak için önlemler alır şehir. Polis, şehir demektir “polis memuru” ise şehir görevlisidir. Zira şehirde kuralsız yaşamanın sonu karmaşadır; sürdürülemez, yaşanmaz hale gelir. O yüzden polis memuru, zabıtası (zapt etmekle görevli). Mesela şehir dışında “polis” olmaz, jandarma (silahlı adamlar demektir) olur, zira şehrin dışı artık “şehir” değildir…


Toplum neden düzgün davranır? Kurallara uymayı sağlayan nedir?

Yakalanma Korkusu, toplumu hem şekillendiren, hem de koruyan algıdır.
Kişi, eğer yakalanacağını bilirse, cezaya uğrama oranı büyükse, o işi yapmaktan vazgeçer.

Yaptırım, şehrin zorunluluğudur.

İşte şimdi şehirde neden polis memuru olur biliyoruz? Hatayı yakalamak içindir. Oysa çok iyi biliyoruz ki arabanızı yola bırakınca ceza ihtimali azdır. Sigara izmaritini yere atarsanız en fazla kınayıcı bir bakışla karşılaşırsınız artık şehirlerimizde (ki o da çok enderdir). O yüzden yapabiliyoruz yanlışı. Rahatız çünkü biliyoruz ki başımıza bir şey gelmeyecek nasıl olsa. Bize ne başkalarından? Beklesinler, işleri ne?

Kötü tarafı şu: bir süre sonra doğruyu yaparken aptal gibi hissedebilirsiniz kendinizi. “Ben mi kurtaracağım bu cahilleri?” dersiniz. Ve yıkıma gider şehir hayatı. Kalabalıktan sıkılırsınız. “Şöyle bir sahil kasabasına gidelim.” dersiniz.

Rahatlık aradığınızı sanırsınız lakin eksikliğini çektiğiniz sadece düzendir, bilmezsiniz. O yüzdendir ki İstanbul’dan gelen huysuzlar İzmir gibi şehirleri anlayamazlar.

Her şehrin kendi zaman akışı vardır ve New York, İstanbul gibi şehirlerde hızlandırılmıştır zaman. Yavaşlık ise huzur sanılır çoğu zaman ve lakin huzur başkadır ve ağırdır ve bu yüzden ömrün sonuna denk gelir genelde.

Çünkü hak edilmiş olması gerekir. Bazı hırsları ve hız ya da devingenlik ihtiyacını aşmış olmayı şart koşar huzur…
Peki ne zaman yakalanacağız?

Şehirde koşuştururken de arada, bir ulu ağaçtan gelen kuş sesleri sizi çağırmadan, artık yeni korkulara sahip olmadan, on beş – yirmi yıl önceki kıymetlilerinizin boşluğunu fark etmeden huzuru çağırmayın.

“Huzur kovalanmaz, huzura kavuşulur.” zira…

Peki Medine ve medeni kelimelerinin bu kadar yakın çınlamasını tesadüf müdür? Ve de Medine kelimesinin anlamı nedir?

Yine dağıldık, toparlayalım 🙂

Polis kente yeniden hakim olmadıkça, EGM mobil uygulaması fotoğraflı bildirimi kabul etmedikçe (polis memurunun görmesi gerekiyormuş, kanun böyleymiş çünkü), şehirde hayvan sürüleri gibi içgüdülerimize göre yaşamaya devam ederiz.

Mustafa A.T.

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/adalet-kisisel-bir-sorun-mudur-yoksa-toplumsal-mi-2/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/zirzirinin-biri/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/cocuklugumuzdaki-oyunlar/?amp=1

#şehir #polis #huzur #ceza #suç

Bir yorum

  • cifri

    Hakedilmemiş bir huzur,huzur olamaz. bunun için bile fedakarlık gerekiyor sanırım.kazanılmış bir rahatlık gibi yüreğinize sağlık başarılar dilerim.

Siz de fikrinizi söyleyin!