Güncel - Aktüalite,  Gundem Arşivi Klasikleri,  Toplum

Organik Tarımla İnek Boku Yiyoruz.

Başlığa bakıp da beni ‘Organik Tarım’a karşı olarak görmeyin. Bu bilgim, benim ortaokul zamanı yaşadığım bir anıya dayanıyordu.  Gerçek bir anı!

Uzak köyden bir teyze, ineklerine “Bokunuzu Yiyeyim!” diyerek sevgi gösterisinde bulunuyordu. Kızmıştım teyzeye,  o da bana kızmıştı:

-İnek bokunu hepimiz yiyoz oğlum,  sen de yiyon.

-Ben yemem!

-Sen yumutta yiyon mu?

-He, yiyorum.

-Yumutta nasıl oluor?

-Tavuk çıkarıyor.

-He, tavuk onu nasıl yapıor?

-Cart diye çıkıyor.

-Onu demiom oğlum, tavuk yumuttayı nasıl yapıor?

-Horoz şey ediyor, o da hamile kalıyor.

-Onu da demiom, senin aklın hep şeyinde, oğlum yumutta tavuk karnında nasıl oluor?

-Orada bir çukur var,  o çukurda büyüyor…

-Yok, oğlum öle olmuor, ne öretiyolar sana okulda? Ben annatayım, bak. Yumutta şöyle oluor:

Biz buday ekiyoz. Onun samanını ve budayını eve getiriyoz. Gışın onun samanını ve budayını ineklere veriyoz. İnekler bu yediği budayının birazını olduğu gibi sıçıor. Biz onu zibillie atıyoz. Oraya da tavuklar gelip, inek sıçtıını karıştırıp, buldu budayı yior. Karnını doyuruor.  Sonra o buday yumuttayı beslior. Yumuttayı biz yiyoz. Hee?

-Sen ne diyorsun ya teyze? Öyle şey olur mu?

-Öyle oluor oğlum.

O sinirle okula gidince, okulda uzun uzun düşündüm. Gerçekten de öyle oluyordu. Organik tarımın yumurta kısmı böyleydi. Diğer sebzeler de buna benzer akıbetteydi. Tarladaki domatesler, salatalıklar, fasulyeler en verimli nasıl büyür? Bir kış boyu ahırlıktaki hayvan pislikleri ev dışına yığılır, orada toplanan bu hayvan pislikleri tarla ekilmeden hemen önce tüm tarlaya serpilirdi. Ardından da tarla ekilir. Üstüne yağmur yağar. Tohumlar bu pisliklerle beslenince çabuk büyürdü. (Ne varsa içinde?)

Sonra da tarlada yetişen o fasulyeden domatese kadar tüm sebzeler ‘organik’ adı altında satılırdı.

Seçmek zorundayız. Ben şahsen seçimimi yaptım:

Elbette, DNA’sı değiştirilmiş İsrail tohumundan daha iyidir inek boku.

Bilmeyenler için söylüyorum, kadim Anadolu topraklarındaki verimin hikâyesi bu şekildedir. Zamanında bir dönüm (yaklaşık 1.000 metrekare) alandan alınan verim eskiye nazaran şuan onda bir azaldı; bunu telafi etmek için bu defa yapay ve kimyasal gübre kullanıyorlar. Bu gübrenin içinde ne olduğunu bilmiyorum. Bilmediğim ve belki de içinde zehir olan bu gübreyle yetişen bir fasulye mi istersin, inek bokuyla yetişen mi diye soruyorsan? Ben inek bokuyla yetişeni isterim.

Bu iki yoldan başka bir yol yok mu diye soranlar olabilir.

Tarlada fare, yolan, böcek, ot, bir öndeki yıl ekilen ürünün artıkları, hatta, dağdan suyla gelen değişik mineraller tarlada birleşir, bir sene sonra ekilecek ürün için verim olur. Yine aynı kapıya çıkıyoruz. Kimyasal gübreyle büyütülmüş fasulye mi isterim, fare, yılan ölüsüyle büyütülmüş fasulye mi, diye soruyorsanız, ben kimyasalı tercih etmem.

Bu günlerde bilinçli olarak “İnek Osuruğu Ozanı Deliyor” saçmalığını gündem yapanlara ithaf ediyorum.

Ali Kurt

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/iki-yaz-arasinda-kalan-kalbim/?amp=1

https://xn--gndemarivi-9db80j.com/yurekte-yanan-atesin-alevi/?amp=1

 

https://twitter.com/KemalistIlkay/status/1101924675628793856

Bir yorum

  • ercan

    Bazı önemli konut sitelerinde bahçe sulaması yapılan arıtma tesislerinde gübre ve bakteri dengesi korunacak şekilde arıtmalar yapılarak elde edilen su ile bahçeler ve parklar sulanıyor.bu sitelerde bitkiler daha canlı,daha keyifli…

Siz de fikrinizi söyleyin!