Deneme,  Din,  Ebeveyn,  Güncel - Aktüalite,  Toplum

Öncelikle Zihniyet Değişmeli

Gündemden hiç düşmeyen kadın cinayetleri üzerine yazmak istedim bugün. 2020 yılında 269 kadın öldürüldü. 152’sinin ölümü şüpheli.

“2021 Ocak ayında erkekler tarafından öldürülen 36 kadından 16’sının neden öldürüldüğü tespit edilemedi. 2’si ekonomik, 5’i boşanmak istemek, barışmayı-boşanmayı-evlenmeyi-ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.”

Ataerkil, erkek egemen toplumlarda kadın ve erkeğin rolleri ne yazık ki çocukluktan itibaren bilinçaltı kodlamaları ile belirleniyor. Erkeklere yüklenen misyon ile kadına yüklenen misyon arasındaki fark, eşitsizliğin temel noktasını oluşturuyor aslında. Bilinçli annelerin doğru kodlamalarla yetiştirdikleri çocuklar bile yetişkin olduklarında, çevresel faktörler ile hatalı davranışlarda bulunabiliyorlar. Mevcut yasalara baktığımızda; yasalar, suçun azaltılması değil, aksine suça teşvik içeren mahkeme kararlarına dayanak teşkil ediyor.

Geçen ay yine aynı teraneleri dinleyerek bir Dünya Kadınlar Gününü daha kutladık!!!!!!!!!!!!!!! Yine değişen hiçbir şey olmaması gibi gün geçtikçe ivme kazanan kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler, çocuk istismarları haberlerini neredeyse kanıksamaya başladık. Şaşırma duygumuzu bile yitiriyoruz ki sanırım, en önemli tehlikelerden birisi de bu duygusu yitirmek olur.

Bu güne kadar yapılanlar işe yarasaydı, bu günlere gelmeyeceğimiz kesin. O halde, yeni bir bakış açısı ve yeni eylem planlarına gereksinimimiz var. Gerek muhalefet partileri, gerekse sivil toplum örgütleri topyekün bir eğitim seferberliğine soyunmalılar artık. Zira zihniyeti değiştirmediğimiz sürece yasaların hiçbir koruyucu yanı da olmayacaktır. Çocuk yetiştirirken cinsiyet ayrımcılığı söylemleri ve ayrımcılık içeren misyon yerine, iki cinsin de farklı ama eşit bireyler olduğunun beyinlere kodlanması gerekiyor. Bunun için de eğitimli annelerin çoğalması en akılcı çözüm olacak diye düşünmekteyim. İlk öğretici ve eğitici olan annelerin, hazırlanacak akılcı bir proje dahilinde eğitimden geçirilmeleri, ancak bu projeye tüm sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin birbirileriyle koordinasyon ve işbirliği ile dahil edilmeleri şartıyla. Erkeklerin ilk eğitmeni de annelerdir. Yetiştirdiğimiz çocukların; cinsiyetlerine göre görev yükleyerek, toplum içinde sırf cinsiyetlerinden dolayı daha çok hak sahibi olmaları gerektiği duygusunu aşılayarak, görkemli sünnet düğünleriyle egolarını şişirip, herşeyi sadece erkek oldukları için kendilerine mübah gören sapkın kişiler, olarak toplum zararlısı olmalarını yine bizler sağlıyoruz.

Farklılıkların eşitsizliğe, haksızlığa yol açmasını sağlıyor, sonrasında yine en çok biz zarar görüyor, biz üzülüyoruz. Güç bedensel değil, zihinseldir. Bilgi birikimli, donanımlı insanın güçlü olduğuna vurguyla, eşitsizliğe yol açan tüm sakat öğretilerin bir kenara bırakılması gerektiğini, insanı insan yapan tek şeyin cinsiyeti değil vicdanı olduğunu anlamalı, anlatabilmeli, anlatmalıyız.

Sevgiyle ve dostça kalın. Kendinize ve keyfinize iyi bakın.

1960 Ankara doğumlu. İşletme Fakültesi mezunu. Emekli devlet memuru, Evli ve bir çocuklu. Evrimleşmeye çalışan, öğrenmeye meraklı ve açık, dünyevi etiketlerin anlamsızlığı noktasında; din, dil, mezhep, cinsiyet gibi ayrımlardan uzak. Her canlıya "Can" gözüyle bakan ve yaşama hakkına saygı duyan.

Siz de fikrinizi söyleyin!