Biyografi,  Deneme,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Toplum

İlk Genel Başkanım Rahmetli İsmet İnönü’nün Ölüm Yıldönümü, İstiklal Marşımız, Kubilay, Sarıkamış Türk/ Rus Savaşı, 2020 Yılı Biterken…

İlk Genel Başkanım Rahmetli İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü

Ankara da büyük bir otelde toplantıdayız. Sayın İnönü ve sayın eşleri yan tarafta bir odadalar. O günler Cumhuriyet Halk partisinin genel sekreteri Sayın Ecevit. Tüm il başkanları sırayla gelerek Sayın İnönü ile resim çektiriyorlar.

Sıra bana gelmişti, ben çok erken yaşlarda siyasette yer almıştım. Sayın Ecevit benim yaşımı sordu. Ben 1941 doğumlu olduğumu söyleyince, Sayın Ecevit aynen şunu söyledi. “Sayın paşam Mustafa Kemal Atatürk’ümüz yaşama veda ettikten sonra gelenler artık partimizde görev alıyor.” demesi ile ben onların elini öptüm. Kendisi de benim alnımdan öptü.

Ancak daha sonraları Sayın Ecevit ile Sayın İnönü’nün yolları ayrıldı. Ben Açıkça Bülent Ecevit’in yanında yer aldım ve 5. olağanüstü kongrede yol ayırımı netleşti.

Bu kongre CHP’nin en gerilimli kongresi oldu. Sonucunda Ecevit ekibi adına Sayın İnönü “Bu parti benim partim değildir!” diyerek İstifa etti. Genel başkanlık koltuğu boşalınca bir hafta sonra Sayın Ecevit Genel başkan seçildi.

İsmet Paşa’nın Lozan dâhil ülkemize çok büyük hizmetleri olmuştur. İnönü savaşlarındaki başarıları ile Atamız kendisinden övgü ile söz etmiştir.

Genellikle onun şu sözünü çok kullanırlar; “Bir memlekette namus erbabı en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket için kurtuluş yolu yoktur.”

Ben İsmet Paşamızın için çok farklı bir davranışından söz etmek isterim. O zamanlar kendisini sürekli cezalandıran Adnan Menderes’in çapkınlıkları ayyuka çıkmıştı. Bazı partililer de konuyu İsmet Paşaya bu konuları getirdiğinde, “Sakın, Sayın Menderes’in özel yaşamına karışırsanız sizi partimde barındırmam!” demiştir.
Bu günümüzde çok yaygın özel kasetçilerden yaygınlığını göz önüne alırsak tercihimi böyle değerlendirdim.

Sayın İsmet İnönü’nün aramızdan ayrılışının 47. yılında kendisini rahmet ve saygıyla anıyorum…

İstiklal Marşımız

İstiklal marşımız Meclisimiz tüm partilerinin ortak kararı ile yeni yılımızın ortak kararı ile yeni yılı gündemine alındı, ben de bu karara içtenlikle katılıyorum. Tüm partilerimizin pek çok konuda uzlaşamadığı konularda İstiklal Marşımızın yeni yılımızda ulusumuza hayırlı olsun.

Kubilay

Bir Manisalı olarak Devrim şehidimiz Yedek subay Kubilay ve bekçi Şevket ve Bekçi Hasan’ın gözü dönmüş yobazlarca ve alçakça katledilmişlerdir. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal bu olaya çok öfkelenmiş ve tüm Menemen’e giriş çıkışları yasaklamış.

Menemen ilçesini taş üstünde taş kalmayacak şekilde bombalanması emrini vermiştir. Fakat Atamızın öfkesi o kadar büyüktür ki başta İsmet paşa olmak üzere, tüm yabancı misyon atamızın öfkesini bir türlü dindirememiştir.

Aslında bu yobazlar bu yobaz güruhu bu isyan için Manisa’yı seçmişlerdi. Daha sonraları siyasette önemli bir kişilik olacak bir şahsın bağ evinde kalıyorlardı. O sabah aralarında bir kişi gizlice kaçınca bizi ihbar eder, diyerek esrar içerek Menemen’e doğru giderler ve genç Cumhuriyetimizin subayı Kubilay’ı ve ona yardıma gelen iki bekçimizi şehit ederler.

Sonunda tüm suçlular İdam edilirler. Fakat Atamız bu gerici isyanın Manisa’mızdan kaynaklandığı nedeni ile yıllarca Manisa’mızdan geçerken perdesini kapatır. Manisalılar her tren geçerken umutsuzca trene bakarlar en sonunda Manisa’dan kalabalık bir heyet Ankara’ya gider. Nihayet, Atamız kendilerini kabul eder ve Manisa’yı affeder. İşte o gün Manisa’mızın en mutlu günüdür, hükümet binasından istasyona kadar halılar döşenir.

Benim Manisa’da yaşadığım günlerde Atamızın Manisa’mıza geldiği günleri kutlardık. Şimdilerde devam ediyor mu? Bilmiyorum…

Oysa bozguna uğrayan Yunan ordusu Manisa şehrimizi yakmıştı. Manisa’mız Demirci kaymakamı Ethem aylarca Yunan çapulcuları ile savaşmıştır. Gördesli Makbule Yunan çapulcuları ile savaşırken şehit olmuştur. Manisa’mız gazileri çok olan bir şehrimizdir. Atamız Parti pehlivan ve ailesine maaş bağlamıştır.

Çocukluğumun ilkokul günlerinde Manisa hükümet Binası önünde gazilerimiz geçerken disiplinimiz kaybolur, başta Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi olmak üzere 100’ü aşkın madalyalı gazimizi çılgınca alkışlardık.

Sanırım son istiklal madalyalı gazimiz de birkaç yıl önce hayata veda etmişti. Onlar bize Atamızın Cumhuriyetini miras bıraktılar ve cennetin en görkemli konuklarıdır.

Sarıkamış Türk/ Rus Savaşı

Bulunduğumuz ayın bir başka gerçeği ise, Sarıkamış Türk/ Rus Savaşıdır.

Alman hayranı Enver Paşa için Enverland (Enver’in ülkesi) diyen Almanlar batısındaki güçlerle savaşırken doğu cephesinde Rus baskılarına karşı Türk ordusunu cepheye sürdürmüştür.

Bu arada bir saygın gazetede makale yazan bir gazeteci olan Sayın Çölaşan ne yazık ki Enver Paşa’nın hatasından söz ederken Mehmetçiğimizi haksız yere suçlamıştır.

Şimdi bu savaşın gerçeklerini sıralayalım:

a) Osmanlı Türk ordusunun mevcudu 75 bindir 90 bin şehit olması mümkün mü?

b) Osmanlı kış şartlarına göre ordusunu donatmak için gönderdiği üç gemi son anda Rus savaş gemileri tarafından batırılmıştır. Böylece Türk ordusu kış koşullarından mahrum bırakılmıştır.

c) Bütün olumsuz koşullara rağmen askerlerimiz çok yiğitçe savaşmıştır.

d) Savaşın sonuçları Rus ordusu 30 bin kişi, Osmanlı/ Türk ordusu ise çoğu hastalık (tifüs) olmak üzere 60 bin kayıp ve 5 bin esir vermiştir. Ayıca bu rakamlara Rus ordusu ile beraber savaşan ermeni ve diğer güçlerin kayıpları bilinmemektedir.

e) Ayrıca harekât sırasında başında Enver Paşa’nın fedaisi Yakup Cemil’in bulunduğu bir tabur askerimiz Sarıkamış’taki Rus ordusunun karargâhına girmiştir ve Ruslar acele olarak orayı terk etmişlerdir.

Bu savaşın en acısı ise Ruslar karşılarında ellerinde mavzerleri ile bekleyen Türk askerlerini gördüklerinde makineli tüfekle ateş ederler ancak onların mermilere tepkisiz kaldıklarını görünce yanlarına giderler. Mehmetçik elinde silahla Rusları beklerken donmuşlardır.

Şimdi aynı tarihte bildiğim kadarı ile aynı tarihlerde pek çok yurttaşımız bugün anavatanımızın bir parçası olan Sarıkamış ve ünlü Allahuekber dağlarına giderler ve orada Mehmetçiğimizin aynı kış koşullarında yaşadığı şartları yaşarlar.

Son söz; Mehmetçik her yerde ve her koşulda Mehmetçiktir!

2020 yılı biterken

Bir kaç gün sonra sona erecek olan 2020 yılı ülkemizde pek çok kayıpları yaşadık. En çok vatanımız için mücadele eden askerlerimiz ve bizim sağlığımız için en ön cephede çalışan doktorlarımız, hastabakıcılarımız ve hemşirelerimizin verdiği kayıplar beni çok üzmektedir.

Dileğim 2021 yılı büyük acılar yaşamayacağımız bir yıl olması.

Ancak şunu ifade etmek isterim:

1) Korona salgını dünya ülkelerini böldü. Ülke çıkarları ön plana çıktı. Bütün ülkeler İngiltere’ye yeni virüs nedeni ile İngiltere’ye sınırlarını kapattı. Hatta Fransa aynı davranışı yapınca “böyle dostun varsa düşmana ihtiyacın olmaz” dedi.

2) Fakat şu önümüzdeki günlerde Küresel ısınma ve İklim değişikliği dünyamızın en önemli gündemini oluşturacak ülkeler birbirlerinden uzaklaşmayacak birbirlerinin desteğine gereksinim duyacak. Tüm ülkeleri barışa zorlayacak.

3) Her zaman üyesi olmaktan onur duyduğum inşaat mühendisliği mesleği ülkemizde çok önem kazanacak bu konuyu yazacağım.

4) Kendimi daha önce Kemalist olarak ifade ettiğimde pek çok takipçim bu konuda bilgi istemişti 2 Ocak günü bu konuları yazacağım

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.htm

Siz de fikrinizi söyleyin!