Din,  Güncel - Aktüalite,  Siyaset,  Tarih,  Tartışma,  Toplum

Hz Muhammed Türk Düşmanıymış

İslam peygamberi Hz. Muhammed’in 632 yılında ölümünden sonra Müslümanların başına sırasıyla dört halife geçmiş, şu sürelerde görev yapmışlardır:
Hz. Ebubekir (632–634), Hz. Ömer (634–644), Hz. Osman (644–656) ve Hz. Ali (656–661).

Hz. Ali’den sonra İslam dini adına, Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde, Kuran’ı arka plana atan yalancılar, dolandırıcılar, üçkâğıtçılar, sahtekârlar türemiş ve bu kişiler on binlerce Hadis, binlerce Sünnet uydurarak Müslümanları aldatmağa, kandırmaya başlamışlardır.
Kendilerine İslam Âlimi süsü veren bu sahtekârlar; ün, unvan, makam ve bol para kazanmışlardır.

Kısacası, 661 yılından sonra Kuran İslam’ı ortadan kaldırılmış, yerini Uydurma Din almıştır.
Yani, 1.356 yıldır İslam dünyasında anlatılıp yazılanların İslam’ın kutsal kitabı Kuran ile bir ilgisi yoktur!
1.356 yıldır İslam dünyasında, yobaz Mezhepçiler, Tarikatçılar cirit atmaktadırlar.

Değerli Dostlar,

Bu gerekli açıklamadan sonra sizlere, hadis yazıcılarının en ünlüsü Buhari’den hadisler aktaracağım ve Müslümanların arasına nasıl kin ve nifak tohumlarının sokulmuş olduğunu göstereceğim.

Buhari’nin yazdığı hadis:

Hz. Muhammed şöyle demiştir:

“Sizler Türklerle savaşmadan kıyamet kopmayacaktır.”

Bu uydurma hadiste Buhari’nin, Orta Asya’yı talan eden Emevilerin Türk düşmanlığından etkilenmiş olduğu söylenebilir.
Nitekim bir Emevi komutanının şöyle dediği yazılıdır:

“Ben Türklerin kanıyla değirmen döndürünceye kadar katliam durmayacaktır.”

Yine aynı komutanın şunları söylemiş olduğu da kayıtlardadır:

“Kim bana bir Türk’ün kellesini getirirse ben ona yüz dirhem para veririm.”
Emevi komutanının bu açıklamasından sonra bir gün içinde on bin Türk’ün kellesinin onun huzuruna getirilmiş olduğu anlatılmaktadır.

Buhari’nin Türk düşmanlığı içeren hadisleri Kuran yorumcuları üzerinde de etki göstermiştir.
Kuran’da iki yerde geçen Yecüc ve Mecüc’lerin aslında Türkler olduğu iddia edilmiştir.
Önce Kuran’daki bu ayetleri okuyalım.

Kehf Suresi, 94. Ayet:

Dediler “Ey Zülkarneyn, Yecüc ve Mecüc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar.
Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?”

Enbiya Suresi, 96. Ayet:

“Yecüc ve Mecüc’ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler.”

Görüldüğü gibi her iki ayette de Yecüc ve Mecüc’lerden söz edilmektedir, Türklerden değil. Eğer bunlar Türkler olsaydı, Allah onların adını anmaktan hiç çekinir miydi?

Kuran’ın bu açık ayetlerine karşın; ünlü Kuran yorumcuları Kadı Beydavi, Nesefi, İbn-i Kesir ve daha birçok İslam âlimi ayetlerdeki Yecüc ve Mecüc’lerin Türkler olduğunu iddia etmişlerdir..
Ünlü hadis yazıcısı Buhari de hadislerde Hz. Muhammed’in Türk sözcüğünü dillendirdiği öne sürmüştür.

Hadis yazıcısı Buhari, yine aynı konuda şu hadisi de yazmıştır:

“Kıyamet günü Allah, Âdem’e, haydi cehennemlikleri ayırt et, diyecek. Âdem, peki bunların miktarı ne kadar diye sorunca, Allah, her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişi cehennemliktir, diyecek. Bunun üzerine ashab Hz. Muhammed’e, peki hangimiz bu bir kişi olacağız, diye sorunca O da, sizden bir kişiye karşı, Yecüc ve Mecüc’den bin kişi cehenneme girecek…”

Buhari bu hadisinde, Hz. Muhammed’in Türklerle ilişkilendirilen Yecüc ve Mecüc’lerin cehennemlik olduğunu vurgulamıştır.

Değerli Müslüman Türk Dostlarım,

Yukarıdaki bilgileri öğrendikten sonra önünüze iki seçenek çıkmaktadır:

Ya hadis yazıcısı Buhari’nin hadislerini doğru kabul edip Hz. Muhammed’in bir Türk düşmanı olduğuna inanarak İslam dininden çıkacaksınız;

Ya da Türklere karşı kin ve nefretin oluşmasına yol açan hadislerin yazıcısı Buhari’yi lanetleyecek ve İslam peygamberi Hz. Muhammed’e yakıştırılmaya çalışan çirkin hadislerin tümünü çöpe atacaksınız.

Seçim sizin…

Değerli Dostlar,
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde başta Hadis Anabilim Dalı hocaları olmak üzere şu akademisyenler ders vermektedirler:
Prof. Dr. Hüseyin Kahraman, Prof. Dr. Salih Karacabay, Prof. Dr. Abdullah Kartal, Prof. Dr. Abdurrahman Çetin, Prof. Dr. Abdurrahman Kurt, Prof. Dr. Abdurrezak Tek, Prof. Dr. Adem Apak, Prof. Dr. Ahmet Güç, Prof. Dr. Ahmet Salim Kılavuz, Prof. Dr. Ali İhsan Karataş, Prof. Dr. Ali Kaya, Prof. Dr. Bilal Kemikli, Prof. Dr. Çağfer Karadaş, Prof. Dr. Enver Uysal, Prof. Dr. Halil İbrahim Acar, Prof. Dr. Hayati Hökelekli, Prof. Dr. İsmail Çetin, Prof. Dr. İsmail Güler, Prof. Dr. İsmail Sağlam, Prof. Dr. Mehmet Akif Kılavuz, Prof. Dr. Mehmet Asım Yediyıldız, Prof. Dr. Mefail Hızlı, Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Prof. Dr. Mehmet Yalar, Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Remzi Kaya, Prof. Dr. Salih Pay, Prof. Dr. Tevfik Yücedoğu, Prof. Dr. Vejdi Bilgin, Prof. Dr. Zeki Özcan, Yrd. Doç. Dr. Akif Köten, Yrd. Doç. Dr. Mutlu Gül, Araştırma Görevlisi Ramazan Doğanay, Araştırma Görevlisi Tahir Ayaz ve Araştırma Görevlisi Üsame Bozkurt.
Şimdi bu akademisyenlere sorularım şunlar:
Buhari’nin hadislerine inanıyor musunuz?
Belgeleri olmayan hadisleri çocuklarımıza doğru bilgiler olarak mı anlatıyorsunuz?
İslam peygamberi Hz. Muhammed’i Türk düşmanı gösteren Buhari hadislerine ne diyorsunuz?
Müslüman Türk çocuklarımıza, Hz. Muhammed’in Türk düşmanı olduğunu mu anlatıyorsunuz?

Değerli Dostlar,
Aslında bu ilahiyatçı akademisyenlere soracak çok sorumuz var, ancak şimdilik bunlarla yetinelim.
Bakalım cevap verecekler mi?

Yılmaz Dikbaş

Bir yorum

Siz de fikrinizi söyleyin!