Çocuk Gündemi

Hayatın Engeli

 Bedensel ya da zihinsel olarak hiçbir engeli olmayan biri için bu tür sorunlar kâbus gibi gelebilir. Ben kendim için konuşacak olsam benim gözüm korkak! Kolsuz, bacaksız, görme engelli ya da duyma engelli biri olarak bir gün geçirmek, bence korkunç bir şey ve hatta bu tür engeli olan insanlar, bir gün değil her gün aynı sorunları yaşıyorlar; ama bence en zoru ki benim en korktuğum; Kör olmak

Düşünsenize gökyüzünün neye benzediğini görmeden, denizin ne olduğunu bilemeden, renklerin nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemediğinizi düşünün. En kötüsü kendinizin dış görünüş olarak nasıl biri olduğunuzu bile bilmeden. Aaaa, evet düşünemezsiniz çünkü bunların nasıl renkler, nasıl şeyler olduğunu biliyorsunuz, ama doğuştan olduğunu düşünün.

Anneniz size “Yavrum, sana kırmızı kazak aldım.” dese; kırmızının nasıl bir renk olduğunu nereden bileceksiniz.

Bir film izlemiştim. Bir kız vardı. Kız hem görme engelli, hem de duyma engelliydi. Düşünebiliyor musunuz, hayatınızın mutlak bir karanlık içinde ve hiçbir şey duymadan geçtiğini. Hayat çok zor çok. Tabii bir de bu insanların bir günlerini nasıl geçirdikleri var. Başlayalım…

Uyandınız (her yer tabii yine karanlık) kalktınız. Evi artık diğer duyularınız sayesinde kafanızda krokileştirdiniz. O yüzden bir yere çarpımıyorsunuz. Neyse, ufak tefek kazalar olabilir. Yemek yapmaya hiç girmeyeceğim,  girersem parmağınızı da kaybedebilirsiniz. Dışarıda bir yemeğe davet edildiniz. Binbir zorlukla üstünüzü giyip çıktınız. Merdivenlerden Allah’a şükür düşmediniz. Sonra elinizdeki sopayı kullanarak gidiyorsunuz. Upsss! Az daha elektrik direğine çarpıyordunuz.

Işıklara geldik. “Lütfen bekleyiniz” sesinin gelmesini bekliyorsunuz. Gelmiyor. “Şimdi karşıya geçebilirsiniz” sesi de. Bozulmuş!… Çok güzel. Nasıl karşıya geçeceksiniz? Birinden yardım isteseniz. Deli olduğunuzu düşünmez inşallah.

Etraf kalabalıklaştı. Her neyse topluluk ittire ittire sizi geçirdi. Gideceğiniz yer için sokağı bitirip sola dönmeniz lazım. Tam yürümeye başlayacaksınız ve bir ses “napıyorsun kardeşim yol çalışması var boru patlamış başka yoldan geç.” Haydaa. Çok yaklaşmıştınız. Yine binbir zorlukla yolu bul, git. Bir de yetişmen gereken bir yer. Hii 20 dakika kalmış. Çabuk. Ee hadi geldiniz diyelim. Yemeğinizi yediniz falan filan. Bir gün zor olsa da geçer. Ama her gün aynı kâbusu yaşamak?

Benim en çok şaşırdığım şey vücut bir işlevi yitirince diğer organları daha iyi çalışmaya başlıyor. Mesela, daha iyi duyup daha iyi koku alıyorsunuz. Neyse anlayacağınız gibi zor bir hayat. Belki artık şunları şunları yapmaktan o işte o kadar zorlanmıyor olabilirler, ama yine de zor bence. Bu yüzden gördüğümüz ya da tanıdığımız engeli olan insanları anlayışla karşılayıp, empati kurar ve onlara yardım edersek bir nebze de olsa işlerini kolaylaştırmış oluruz. Ayrıca toplumu da bu konuda bilinçlendirmiş oluruz.

‘Herhangi bir bedensel engelinizin olduğunu düşünerek bir gününüzü nasıl geçirdiğinizi anlatan hikâye yazınız yazınızda günlük hayattan örnekler veriniz. Yazınıza uygun bir başlık koyunuz.’  Yönergesini kendimce yorumlayarak böyle bir metin yazdım, inşallah bu metin sayesinde fiziksel ya da zihinsel olarak engelli vatandaşlarımızla empati yapabilir ve onları anlayışla karşılayabiliriz.

Not: Yazıyı yazdığım gün sınıfta gözüme şişe kapağı geldi ve bütün gün gözümde bir bandajla durmak zorunda kaldım.. Yoksa evrene bir mesaj mı yollamıştım?..

ELİF DURU AYDIN

Bir yorum

  • Dilek

    Empati kurmayı hatırlatan bu güzel yazın için teşekkür ederiz Elif Durucuğum. Biliyorsun ülkemizde engelli olarak yaşamak biraz zor. özellikle caddeler sokaklar hiç elverişli değil . İngiliz fizikçi, evrenbilimci, astronom, teorisyen ve yazar Prof. Dr. Stephen Hawking de engelli olduğunu hatırlatmak isterim. Tabi önemli olan insanın zihninde engel olmasın geri kalan her şey yoluna girer değil mi?
    Eğer evrenin sana bir mesaj göndermiş olabileceğine inanıyorsan pozitif mesajlar seninle olsun 🙂
    Emeğine sağlık..

Siz de fikrinizi söyleyin!